Boynunuzun yaralanma şekline bakarsak eğer... Saldırgan gerçekten de zarar vermek istemiş. | Open Subtitles | فواقع أن المعتدي حاول إصابة عنقك يعني أنه حاول أن يؤذيك بشدة |
Neyse ki, sevgili liderimiz i yarasız ortaya çıktı, ama aşağılık Saldırgan büyük. | Open Subtitles | لحسن الحظ، قائدتنا الحبيبة خرجت بدون أي خدش لكن المعتدي الخسيس لازال طليقا |
Bizce kuvvetle muhtemel, gerçek saldırganı bilmelerine rağmen kovuşturmaya devam ettiler. | Open Subtitles | نعتقد بإن هناك احتمال بإنهم عرفوا حقيقة المعتدي ولكنهم تابعوا القضية |
Ama girdiğinde Lana'nın gizemli saldırganı kayıplardaymış. | Open Subtitles | وأكتشف أن المعتدي الغامض على لانا هرب بالإنتقال |
- Ve kesikler saldırganın bir tür silah kullandığını gösteriyor. | Open Subtitles | وتشير الجروح أنّ المعتدي كان يحمل سلاحا من نوع ما. |
saldırganın tanımı ilginç şekilde bir süre önce kardeşini arayan Şerif Sworn'a benzer. | Open Subtitles | وصف المعتدي قريب بشكل غريب من الذي وجهه الشريف سورن لأختك منذ مدة |
Büyük ihtimalle Saldırgan yeni kurbanını bulmak için bu markete gelecek. | Open Subtitles | هناك احتمال كبير جداً أن المعتدي المطلوب سوف يتردد عليه للبحث عن ضحيته التالية |
Sağdaki Saldırgan savaşa hazırlanıyor. | Open Subtitles | يستعد المعتدي ، الذي على يميننا لخوض المعركة |
Bu yüzden Saldırgan bunlardan biri olabilir... adamımızın merdivenleri kullanmadığını kabul ediyoruz... ki merdivenler kameraya alınmıyor. | Open Subtitles | إذاً المعتدي قد يكون أي واحد منهم بفرض أن رجلنا لم يأخذ السلالم وهي ليست مراقبة بالطبع |
25 30 yaşlarındaki beyaz Saldırgan evde saklanırken görüldü. | Open Subtitles | المعتدي ، ذكر أبيض عمره يتراوح بين 24 و 30 كان مختبئاً في منزلها |
- Saldırgan muhtemelen sağlak. | Open Subtitles | على الأرجح أنّ المعتدي يستعمل يده اليمنى. |
Lori saldırganı tanımlayamadığından çıkmaza girdiler. | Open Subtitles | وبما ان لوري لم تتمكن من التعرف على المعتدي اذا هم في نهاية ميته |
saldırganı muhtemelen ağaçlara doğru fırlattı. | Open Subtitles | على الأرجح قام المعتدي برميه بين الأشجار |
Ve saldırganı kurbanın direkt üzerine yerleştirmek geri sıçramaya ve eğim yönüne uygun. | Open Subtitles | المعتدي مباشرة فوق الضحية متوافق مع الإنفجار الإرتدادي |
Depoda saldırganı görmüş olabilecek herhangi bir tanık bulacağım. | Open Subtitles | سأبحث عن أي شهود في المستودع ربما شاهدوا المعتدي |
Bu da saldırganın ata biner gibi oturup adamı aşağı doğru kesmesiyle uyumlu. | Open Subtitles | وهو ما يتسق مع المعتدي وهو يجلس منفرج الساقين على الرجل ويقطعه إرباً |
İfadesinde saldırganın kendisini dinlenme tesisi tuvaletine götürüp kötü şeyler yaptığını söylemiş. | Open Subtitles | وفقا لبيانها جرها المعتدي عليها إلى حمام استراحة شاحنات وفعل أشياء سيئة |
Aslında, polise ihbar edilen saldırıların %6'sı saldırganın bir gün hapiste geçirmesiyle sonlanıyor. | TED | في الواقع، ستة في المئة فقط من الإعتداءات والتي يتم إبلاغ الشرطة عنها تنتهي بقضاء المعتدي ليوم واحد فقط في السجن. |
İlk şiddet belirtisiyle beraber, otomatikman saldırgana karşı harekete geçerler. | Open Subtitles | في أول بادرة من العنف ، هي تعمل تلقائيا ضد المعتدي. |
Kontrol edebilirsiniz. Ne o, ne de biz çatışmada saldıran taraf değildik. | Open Subtitles | يمكنك التأكد من ذلك ليس هو أو أي أحد منا كان المعتدي |
Ona saldıranı tarif etmesini istediğimde, | Open Subtitles | عندما طلبنا منه وصف المعتدي |
Bu beni onun saldırganını bildiğine, ve ona sürpriz olduğuna inandırdı. | Open Subtitles | ماجعلني اتأكد انه كان يعرف المعتدي كما أنه اُخذ على حين غرة |
Bak, sana saldıranın yüzünü hatırlamamanı anlıyorum. | Open Subtitles | إسمعي، أتفهّم أنه لم يكن بمقدورك تذكر وجه المعتدي عليك |
saldırganla yüzleşmen hikâyeni anlatırken sana yardımcı olacaktır diye düşündük. | Open Subtitles | ظننا أن جلب القرد هنا لكيّ تواجه المعتدي سيساعد القصة |