Ayrıca pazarlık görüşmelerini asgari düzeye indirir ve daha fazla bağlantı kurmayı sağlar. | Open Subtitles | أيضا تميل إلى إبقاء المفاوضات إلى الحد الأدنى. يجعلها أكثر من صفقة تجارية. |
Antlaşmanın uygulanamaz hale gelmesi durumunda pazarlık masasına tekrar oturmaya da hazırlıklı olmaları gerekir. | TED | ان الاطراف المتحاربة عليها ان تستعد للعودة دوما الى طاولة المفاوضات اذا كانت الاتفاقية المبرمة غير شاملة او كافية |
müzakere ekibi burada olacak 5 dakikaya. Belediye başkanı haberdar oldu. | Open Subtitles | فريق المفاوضات سيكون هنا فى خلال 5 دقائق وتم إخبار العمدة |
Ordu kurup, Burgonyalılara saldırırsa aylar süren görüşmeler boşa gider. | Open Subtitles | لو انها اثارت جيش وهاجمت البجانديين ستضيع شهور من المفاوضات |
Belki Pazarlıklar sırasında duruma hakim olmak için bir iki kamera daha eklerler. | Open Subtitles | ربما أضافوا بعض الكاميرات الجديدة لمراقبة هذه المفاوضات |
Çünkü bu durum muhtemelen müzakereleri hızlandıracaktı. | Open Subtitles | لأن أستخدامها سرع على الأرجح من وتيرة المفاوضات |
AT: müzakereler çok zorlu geçti, fakat balıkçı gemilerinin günlük fiyatını artırmayı başardık. | TED | أنوتي: المفاوضات كانت عسيرة، وقد توصلنا إلى رفع الرسم اليومي على سفن الصيد. |
Şimdi, en son deşifre edilen bu metne göre Tokyo bizimle yürüttükleri görüşmeleri 29 Kasım'dan daha önce bitirmek istiyor. | Open Subtitles | . نعم الآن، طبقاً ، لهذا الإعتراض الأخير طوكيو تريد إنهاء المفاوضات معنا |
O halde Celes II ile yapılan ticari müzakerelere ilişkin oylamayı açıyorum. | Open Subtitles | إذًا أطلب تصويتًا على اقتراح فتح المفاوضات التجارية مع كوكب "سيليز الثاني." |
Sizlere dokuz farklı ülkeden 17 müze ile ilgili pekçok eğlenceli pazarlık ve hikaye anlatabilirim. | TED | الكثير من المفاوضات والقصص الممتعة، يمكنني اخباركم بها، مع 17 متحفا مثيرا للإهتمام من تسع دول. |
Bir pazarlık araştırmacısı olarak karşı bir teklif yapmasında ısrar ettim ve en iyisini hazırlamasına yardım ettim. | TED | ولكنني أصررت عليه كباحث في المفاوضات أن يجري عرضاً مضاداً، وساعدته في صُنع واحدة مثالية. |
Ancak pazarlık sonuçlandıktan sonra içerim... sonuçlanmadan asla içmem. | Open Subtitles | سأشرب فقط بعد أن تنتهي المفاوضات ليس قبلها أبدا |
- Eveet! Git giyin. Ben de pazarlık yapayım. | Open Subtitles | اذهبوا وارتدوا ثياب الرياضة سأتولّى المفاوضات |
Fakat müzakere yapmak, daha uygun bir hareket tarzı olabilir. | Open Subtitles | بالطبع لا لكن المفاوضات ربما تكون عمل افضل لتعديل المسار |
Neyse duyduğuma göre müzakere kesilmiş ve devam etmeye hazırmışız. | Open Subtitles | على أية حال, سمعت أن المفاوضات توقفت ونحن مستعدين للاستمرار |
Onlarla görüşmeler bize GÇAÇS'nın hazırlanıp, çalışır hale getirilinceye kadar yeterli zamanı kazandırır. | Open Subtitles | المفاوضات معهم قد تشتري لنا وقت كافى لجعل السلاح الكوكبى المضاد لهم يعمل. |
Şey, Üstad Skywalker ve ben sürekli saldırgan görüşmeler dediğimiz şeye mecbur kalıyoruz. | Open Subtitles | حسنا , سيدي سكاي وكر واوقفت ما نسميه المفاوضات العدوانية فى كل الاوقات |
Asgard karşılığında birşey vermeli. Pazarlıklar böyle olur. | Open Subtitles | الأسجارد يجب أن يعرضوا شيئا فى المقابل هكذا تسير المفاوضات |
müzakereleri değerlendirmek için başbakanımla bir toplantı yapacağım. | Open Subtitles | سوف أرتب مع مستشاري الخاص لبدء المفاوضات |
Dürüstlüğü ve yıkılmayan cesareti ile uzun müzakereler döneminde duruşunu hiç bozmadı. | Open Subtitles | والتي لم تهتز نزاهتها وشجاعتها الأخلاقية أثناء الفصل الطويل من هذه المفاوضات |
Silahlı bir olay bu görüşmeleri çıkmaza sürükler. | Open Subtitles | هجوم مسلح الآن من شأنه أن ينهي هذه المفاوضات |
Bu müzakerelere ağzımızdan çıkacak hoş sözlerle ve beynimizde dolup taşan karanlık düşüncelerle başlıyoruz. | Open Subtitles | نحن ندخل هذه المفاوضات بأفواهنا المليئة بالعبارات الرفيعة ورؤوسنا تغلي بالأفكار المظلمة |
Goa'uld neden böyle bir pazarlığı kabul etsin ki? | Open Subtitles | لماذا سيوافق الجوؤلد على هذه المفاوضات ؟ |
pazarlığın da bi pazarlığı vardır | Open Subtitles | يجب أن يكون هناك مجال للتفاوض في المفاوضات |
Tüm saygımla, eğer pazarlıkları şimdi sona erdirirsek, onları köşeye sıkıştırmış olacağız. | Open Subtitles | بكل الإحترام، إن أنهينا المفاوضات الآن سنكون وضعناهم في مأزق |
Sizi yarın Kuzey Kore ila Anlaşma masasında görmek istiyorum. | Open Subtitles | اريدك ان تعود الي مائده المفاوضات مع كوريا الجنوبيه غدا |
Karşılığında sizden, görüşmelere dürüst bir şekilde devam etmenizi istiyor. | Open Subtitles | ولكن في المقابل يطلب منكم أن تكملوا المفاوضات بشفافية تامة |
müzakerelerin hâlâ başlamamasının sebebi, elçilerin orada olmayışı mı? | Open Subtitles | المفاوضات لم تبدأ لأن السفراء ليسوا هناك؟ |
Benimle devler arasındaki tek görüşme sebze dağıtımlarını bitirme hakkında olacak. | Open Subtitles | المفاوضات الوحيدة التي ستكون بيني وبين العمالقة ستكون على طلبيات الخضروات. |