Bir tavşanın içine enjekte edilmem gerekiyordu. | Open Subtitles | أنا كنت المفترض أنْ أَحْقُنَ في جسمِ أرنب مختبرِ |
Zaten sorun yapıyorsun. 30 dakika önce burada olman gerekiyordu. | Open Subtitles | لقد فعلت، كان من المفترض أنْ تكون هنا قبل 30 دقيقة |
Dikkatimi bütünüyle başka yere vermeden önce ödün vermeden işimi yapmam gerekiyordu. | Open Subtitles | قبل أنْ أحوّل اهتمامي أخيراً بشكل كامـــل ودون تهـــــاون للعمل الذي كان من المفترض أنْ أقوم به. |
Bu gece burada buluşmamız gerekiyordu ama henüz gelmedi. | Open Subtitles | كان من المفترض أنْ نلتقي هُنا الليلة. ولكنّها لم تظهر حتى الآن. |
Bütün bildiğim, bırakışının şüpheli olduğuydu ve bizim de konuyu kapatmamız gerekiyordu. | Open Subtitles | و، آه، كل ما أعرفه إنّها غادرت مخلّفة بعض الريبة، وكان من المفترض أنْ نترك الأمر عند هذا الحد. |
Sadece eve gidiş bileti olmaları gerekiyordu! | Open Subtitles | كان مِن المفترض أنْ يكونا وسيلة رحلة بلا عودة للديار |
Bir buçuk saat önce garajımı temizlemek için bana yardım etmen gerekiyordu! | Open Subtitles | كان من المفترض أنْ تساعدني بتنظيف الكراج قبل ساعة ونصف! |
- Evi kontrol etmen gerekiyordu, Shawn. | Open Subtitles | (كان من المفترض أنْ تحققت من المنزل، (شـون |
Burada geldiğin andan beri... farklı olman gerekiyordu, Gideon. | Open Subtitles | منذ لحظة وصولك، كان مِن المفترض أنْ تكون مختلفاً يا (غيديون) |