"المقارنة" - Translation from Arabic to Turkish

• karşılaştırmalı
• Karşılaştırma
• kıyaslama
• kıyasla
• benzetme
• Karşılaştıracak
• karşılaştırmanın
• karşılaştırıldığında
• kıyaslamak
• karşılaştırırsak

Yeni bir kültürle tanışmak da bana karşılaştırmalı okuma alışkanlığını kazandırdı.
مواجهة ثقافة جديدة جعلني أبدأ هوايتي وهي قراءة المقارنة

Hatta karşılaştırmalı din ve karşılaştırmalı edebiyat gibi araştırma alanları bile vardır.
بل ان هناك مجالات للبحث فهناك المقارنة بين الأديان و المقارنة بين المؤلفات

Ancak Pakistan'la Hindistan arasında daha doğal bir Karşılaştırma yapılabilir.
ولكن المقارنة الأكثر واقعية هي بين الهند وباكستان.

Hasar kontrolü, sezon öncesiyle kıyaslama, vesaire vesaire.
تفقد الأضرار ، المقارنة مع أضرار الموسم السابق ، إلخ ، إلخ ..

Cinsiyet yerine kıyasla sönük kalır, değil mi?
الجنس تتضاءل إلى حد ما في المقارنة ألا تعتقدون ؟

Buna bir benzetme şöyle olurdu; yemek masasında oturup acıkmayı beklemezsiniz, o zaman yatağın içinde yatıp uykunuzun gelmesini de beklemeyin.
لذا المقارنة ستكون، أنت لن تجلس أبدًا على مائدة الطعام منتظرًا أن تجوع، فلماذا إذًا ستسلقي على سريرك منتظرًا أن تنعس؟

Karşılaştıracak hiçbir şey yok.
بالتأكيد لا يمكننى المقارنة بينهما

Geçmişle karşılaştırmanın kararlarımızı şaşırttığına başka bir örnek daha.
هنا مثال آخر حول كيف أن المقارنة بالماضي يمكن أن تربك قراراتنا.

Ofis diyor ki; "İfadeler karşılaştırıldığında sıkıntılı çelişkiler ortaya çıkıyor."
قال المكتب أن المقارنة بين الإفادات يكشف تناقضات مثيرة للقلق

Bugün sizinle cinsel aktiviteye ve cinsel eğitime karşılaştırmalı olarak yepyeni bir açıdan bakmayla ilgili konuşmak istiyorum.
أريد أن أتحدث معكم اليوم عن طريقة جديدة كلياً في التفكير حول النشاط الجنسي و التثقيف الجنسي, على سبيل المقارنة

Bilişim teknolojisindeki karşılaştırmalı büyümeyi biliyor musun?
هل تعلم ما هي المقارنة الموسعة لمؤشر المعلومات؟

karşılaştırmalı okuma aslında yeni bir şey değildir.
في الواقع قراءة المقارنة ليست بالجديدة

Aslında size zaten bildiğiniz bir şeyi söylüyorum: yani, Karşılaştırma her şeyin değerini değiştirir.
إذاً فأنا أخبركم بشئ تعرفونه بالفعل: بالأسم، أن المقارنة تغيّر قيمة الأشياء.

Bu Karşılaştırma sisteminin yerine biraz daha zorunu uygulamaya karar vermiştim.
قررت أن أعقد هذا النظام من المقارنة بمزيد من الصعوبة

Juri bir Karşılaştırma yapssın. Sen 1.95 m'sin.
ودع المقارنة من فعل القضاة أنت بطول 6,5 قدم

Onları bu işe sokma. kıyaslama yapamazsın.
أتركهم بخارج الأمر لا يُمكنك المقارنة هُنا

Gerçekten bir kıyaslama yapıp yapamayacağını da bilmiyorum.
لا أعرف حتى إن كان بامكانه عمل هذه المقارنة

Anının kıyasla sahte olduğunu biliyoruz.
نعرف أن الذكرى زائفة بسبب المقارنة

Mükemmel bir benzetme değil ama öyle de denebilir.
المقارنة غير مثالية، لكن في سياق الحديث، أجل

Karşılaştıracak olursan tanın nedir?
وبناءً على هذه المقارنة فما هو علاجك؟

Ah, bu karşılaştırmanın nasıl bir sıkıntı olacağını görebiliyorum, ama...
أستطيع أن أرى كيف أن المقارنة قد تكون مزعجة، ولكن...

Günahlarının büyüklüğü, ruhunun kurtuluşu için gösterdiğin sadakatle karşılaştırıldığında sönük kalır. İlerideki günlerde yapacağım iyi işler.
الخلاص في تحولك يقع في المقارنة بإلتزامك بالخلاص , الجيد أنك تتقدمين

Kurucu atalarımızı Başlıklı ile kıyaslamak doğru olmaz Bay Başkan.
أجد أنّه من الصعب المقارنة بين آبائنا المؤسسين و القلنسوة يا سيّدي العمدة.

Özellikle diğer insanların kariyerleriyle karşılaştırırsak.
ولا سيما في المقارنة مع وظائف الرجال الآخرين