Yeni bir kültürle tanışmak da bana karşılaştırmalı okuma alışkanlığını kazandırdı. | TED | مواجهة ثقافة جديدة جعلني أبدأ هوايتي وهي قراءة المقارنة |
Hatta karşılaştırmalı din ve karşılaştırmalı edebiyat gibi araştırma alanları bile vardır. | TED | بل ان هناك مجالات للبحث فهناك المقارنة بين الأديان و المقارنة بين المؤلفات |
Ancak Pakistan'la Hindistan arasında daha doğal bir Karşılaştırma yapılabilir. | TED | ولكن المقارنة الأكثر واقعية هي بين الهند وباكستان. |
Hasar kontrolü, sezon öncesiyle kıyaslama, vesaire vesaire. | Open Subtitles | تفقد الأضرار ، المقارنة مع أضرار الموسم السابق ، إلخ ، إلخ .. |
Cinsiyet yerine kıyasla sönük kalır, değil mi? | Open Subtitles | الجنس تتضاءل إلى حد ما في المقارنة ألا تعتقدون ؟ |
Buna bir benzetme şöyle olurdu; yemek masasında oturup acıkmayı beklemezsiniz, o zaman yatağın içinde yatıp uykunuzun gelmesini de beklemeyin. | TED | لذا المقارنة ستكون، أنت لن تجلس أبدًا على مائدة الطعام منتظرًا أن تجوع، فلماذا إذًا ستسلقي على سريرك منتظرًا أن تنعس؟ |
Karşılaştıracak hiçbir şey yok. | Open Subtitles | بالتأكيد لا يمكننى المقارنة بينهما |
Geçmişle karşılaştırmanın kararlarımızı şaşırttığına başka bir örnek daha. | TED | هنا مثال آخر حول كيف أن المقارنة بالماضي يمكن أن تربك قراراتنا. |
Ofis diyor ki; "İfadeler karşılaştırıldığında sıkıntılı çelişkiler ortaya çıkıyor." | Open Subtitles | قال المكتب أن المقارنة بين الإفادات يكشف تناقضات مثيرة للقلق |
Bugün sizinle cinsel aktiviteye ve cinsel eğitime karşılaştırmalı olarak yepyeni bir açıdan bakmayla ilgili konuşmak istiyorum. | TED | أريد أن أتحدث معكم اليوم عن طريقة جديدة كلياً في التفكير حول النشاط الجنسي و التثقيف الجنسي, على سبيل المقارنة |
Bilişim teknolojisindeki karşılaştırmalı büyümeyi biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلم ما هي المقارنة الموسعة لمؤشر المعلومات؟ |
karşılaştırmalı okuma aslında yeni bir şey değildir. | TED | في الواقع قراءة المقارنة ليست بالجديدة |
Aslında size zaten bildiğiniz bir şeyi söylüyorum: yani, Karşılaştırma her şeyin değerini değiştirir. | TED | إذاً فأنا أخبركم بشئ تعرفونه بالفعل: بالأسم، أن المقارنة تغيّر قيمة الأشياء. |
Bu Karşılaştırma sisteminin yerine biraz daha zorunu uygulamaya karar vermiştim. | Open Subtitles | قررت أن أعقد هذا النظام من المقارنة بمزيد من الصعوبة |
Juri bir Karşılaştırma yapssın. Sen 1.95 m'sin. | Open Subtitles | ودع المقارنة من فعل القضاة أنت بطول 6,5 قدم |
Onları bu işe sokma. kıyaslama yapamazsın. | Open Subtitles | أتركهم بخارج الأمر لا يُمكنك المقارنة هُنا |
Gerçekten bir kıyaslama yapıp yapamayacağını da bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف حتى إن كان بامكانه عمل هذه المقارنة |
Anının kıyasla sahte olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نعرف أن الذكرى زائفة بسبب المقارنة |
Mükemmel bir benzetme değil ama öyle de denebilir. | Open Subtitles | المقارنة غير مثالية، لكن في سياق الحديث، أجل |
Karşılaştıracak olursan tanın nedir? | Open Subtitles | وبناءً على هذه المقارنة فما هو علاجك؟ |
Ah, bu karşılaştırmanın nasıl bir sıkıntı olacağını görebiliyorum, ama... | Open Subtitles | أستطيع أن أرى كيف أن المقارنة قد تكون مزعجة، ولكن... |
Günahlarının büyüklüğü, ruhunun kurtuluşu için gösterdiğin sadakatle karşılaştırıldığında sönük kalır. İlerideki günlerde yapacağım iyi işler. | Open Subtitles | الخلاص في تحولك يقع في المقارنة بإلتزامك بالخلاص , الجيد أنك تتقدمين |
Kurucu atalarımızı Başlıklı ile kıyaslamak doğru olmaz Bay Başkan. | Open Subtitles | أجد أنّه من الصعب المقارنة بين آبائنا المؤسسين و القلنسوة يا سيّدي العمدة. |
Özellikle diğer insanların kariyerleriyle karşılaştırırsak. | Open Subtitles | ولا سيما في المقارنة مع وظائف الرجال الآخرين |