Neyse ki, Yapım şirketi bana bazı muhtemel takas eşyaları verdi. | Open Subtitles | لحسن الحظ, المنتجون قد زودوني ببعض الاشياء التي يمكنني المقايضة بها |
Sizin de fark edeceğiniz gibi takas ticareti denen yeni bir sektör var. | TED | ويمكن الملاحظة الان ان هناك قطاع جديدا يظهر يسمي تجارة المقايضة. |
Şimdi Swaptree gibi sitelerin ardında teknik harikalık katmanları var, ama benim ilgimi çeken bu değil, ve takas ticareti de değil tek başına. | TED | الآن هناك طبقات من عجب التقنية وراء مواقع مثل سواب تري, ولكن هذا ليس اهتمامي، ولا تجارة المقايضة في حد ذاتها. |
Bence bu değiş tokuş, hayatta en çok isteyeceğimiz şeyle aramıza bir engel koyuyor | TED | ولكني اعتقد ان تلك المقايضة يمكنها ان تقف في وجه ما نريده حقاً |
Ama gettonun dışında; böylece gerekli başka şeyler için-- yumurta falan, artık ne lazımsa-- Leh işçilerle takas edebilirsiniz. | Open Subtitles | و لكنه خارج الجيتو,تستطيعون المقايضة في السلع الجيده أو البيض,لا أعلم ما ستحتاجونه للمقايضة مع العمال البولنديون.ممنوع مجيئهم هنا |
takas edilebilecek mallar şu anda Getto'daki en değerli ve yüksek kur, bunlar. | Open Subtitles | المقايضة بالسلع هي العمله الوحيده التي تستحق أي شئ في الجيتو |
Ayrıca küçük bir takas pazarı var ve bu herhangi bir komşunun bir yerde bulunması için gerekçe oluşturabilir. | Open Subtitles | ورواج سوق المقايضة الغير شرعية يخول أي جار بإيجاد عذر للقدوم |
takas yapmazsak neler olacağını konuşalım. | Open Subtitles | لنتحدث عما سيحدث لو لم نوافق على المقايضة |
Görünür gelecek için takas devam ederken, ekonomiyi eski haline getirmek için paraya dayali standart bir sistem... gelistirmeliyiz | Open Subtitles | بينما المقايضة ستستمر لأجل قريب ..لدينا نظام مطبق الان لاجل اعادة الاقتصاد الي معيار ثابت |
Bunları almak istiyorsan, takas edecek bir şeyin olmalı. | Open Subtitles | إن نويت المطالبة بذلك، فعليك المقايضة بشيء |
Cinsel takas işe yarıyor. Salome. Mata Hari. | Open Subtitles | المقايضة الجنسيه تؤتي ثمارها سالومي ماتا هاري ديبورا نورفيلي |
Ama takas yapmak istersen, ne bileyim, şu inci kolyeyi alabilirim. | Open Subtitles | لكن إن أردتي المقايضة فيمكنك مقاضيتي بهذه اللآلئ |
Sanırım, siz buna takas diyorsunuz. | Open Subtitles | أعتقد انه عليك أن تدعو ذلك بوضع المقايضة |
Böyle para sıkıntısı çeken bir bölgede takas popüler olmalı. | Open Subtitles | لابد ان المقايضة شعبية فى منطقة تعانى من ضائقة مالية بهذا الشكل |
...ödemeyi takas usulüyle yapmayı kabul etmen gerekiyor. | Open Subtitles | دون غطاء قانوني عليك ان تقبلي بالدفع في شكل المقايضة |
Bu süreçte hükümet değiş tokuş önerimizi kabul etmediği takdirde | Open Subtitles | وإذا لم تقبل الحكومة مقترح المقايضة حتى حينه |
Onun istediği değiş tokuş oydu, tamam mı? | Open Subtitles | إنها غاضبة هذه هي المقايضة التي أرادت إبرامها |
İnternette bir şey satmak için Barter Party'yi kullanıyorsanız tanımadığınız birini evinize çağırmayın. | Open Subtitles | إذا أنت تستخدم موقع المقايضة لتبيع شيء على الإنترنت، لا تدعو غريب إلى بيتك، |
- Bir tarımcı durum lehimize değişti hükümet değiş tokuşu kabul etmeyi düşünüyordu | Open Subtitles | - من التنمية الغذائية وانقلب الوضع لصالحنا أصبح على الحكومة أن تقبل المقايضة |
bu takası yapabilen tavşanlar yaşamaya ve çoğalmaya devam eder, bu takasta başarısız olanlar yem olur ya da açlıktan ölür. | TED | الأرانب الجيدة في عمل تلك المقايضة هي التي ستعيش و تنجب، و الأرانب السيئة فيها ستؤكل أو تموت من الجوع. |
Doların aksine, trampa değerini yüzde bir bile düşürmez. | Open Subtitles | على عكس الدولار المقايضة لا تنخفض بنسبة واحدة أبداً |
Sadece böyle bir takasın varlığından haberdar olmanı istedim, o kadar. | Open Subtitles | . لكن المقايضة متاحةٌ لك في أي وقتٍ ترغبُ به |
Köşeye sıkışacak olursak polisin babası mükemmel bir pazarlık kozu olur. | Open Subtitles | إذا ما علقنا في مشكلة، فوالد شرطي ينفع جيدًا في المقايضة |