Ve sonra düşündüm ki, Meksika ve kızlar için her şeyi yapabilirdim. | TED | و هكذا فكرت في المكسيك والفتيات الجميلات بامكاني ان افعل اي شيء |
Bunun yerine, tekstil fabrikalarını kurmak için Türkiye ve Meksika'yı seçtiler. Çünkü eğitim seviyeleri %25 ile %30 arasındaydı. | TED | فلقد اختاروا المكسيك وتركيا عوضاً عن ذلك لنصب مصانع القماش لأن مستوى تعليمهم كان حوالي 25 إلى 30 بالمئة |
- Konfederasyonlu oldukları şüphesi var. Muhtemel istikametleri Mexico. | Open Subtitles | يشتبه بأنهم جنوبين الوجهة المحتملة، المكسيك |
Şimdi de haftasonu için Mexico'ya götürüyorsun. | Open Subtitles | والآن ستصحبها إلى المكسيك لقضاء عطلة الأسبوع |
Yalan söylediğini tek bir sebepten biliyordum: Ben Meksikalı bir göçmenim | TED | أعلم أنّه كان مخطئًا لسببٍ بسيط: أنني من المكسيك. |
Bu olay olduğunda ve ...olduğu tarihlerde Meksiko da idiniz. | Open Subtitles | لقد كنت فى المكسيك عندما حدث هذا الشئ... . و |
Ve ben Meksika Körfezi'nde küçük bir petrol sızıntısı yarattım. | TED | ووضعت عليه بقعة نفطية في ذلك النموذج من خليج المكسيك |
Bir şey yapmayınca pahalıya patlarım. Huzursuz olurum. Bir de Meksika seyahati ekleyin. | Open Subtitles | لقد تكلّفت الكثير على عدم فعل شئ لم ارتاح, ونبذت رحلتى الى المكسيك |
Meksika hakkında bazı ilginç bilgilerim var... ama şimdi konuşamam. | Open Subtitles | لدى بعض المعلومات المهمه بشان المكسيك لا يمكنى التحدث الان |
Orta Meksika'da yalnız yaşıyorlar. Eski Toltek ayinlerini... hala yaşatıyorlar. | Open Subtitles | هي قبيلة معزولة في وسط المكسيك الذين ما زالوا يمارسون |
Stanton üç günlük yol. O zamana dek kızım Meksika'da olur. | Open Subtitles | ستانتن بعد ثلاثة أيام إبنتي ستكون في المكسيك في ذلك الوقت |
Evet, erkek arkadaşın seni aldattı. Evet, Meksika'da az kalsın ölüyordun. | Open Subtitles | لذا فقد خدعك صديقك وانت تقريبا اوشكتي علي الموت في المكسيك.. |
Şimdi gidersek, beş saat sonra Mexico'da olabiliriz. | Open Subtitles | لو إنصرفنا الأن سنكون في المكسيك في غضون خمسة ساعات |
Mexico'da yaşamak için sınırı yasa dışı geçen Amerikalılardan şikayetçi. | Open Subtitles | حول كُلّ الأمريكان الذين يَنتقلوا عبر الحدودِ بشكل غير قانوني للعَيْش في المكسيك. |
Bir galeri bir sığınma evi, Mexico'da bir hastahane ve daha birçok şey. | Open Subtitles | وملجأ و مستشفى في المكسيك والكثير مِنْ المشاريع الأخرى العظيمة جداً |
Ve o iğrenç Mexico'da iki buçuk yıl sefil bir hayat sürmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | فى المكسيك اللعينه لمدة سنتان ونصف بدون سبب |
Eğer bomba arabaya Meksika'da yerleştirildiyse ve suçlanan kişi de Meksikalı çıkarsa bunun nasıl uluslararası bir skandala dönüşebileceğini görmüyor musun sevgilim? | Open Subtitles | ألا ترى يا حبيبتى ؟ إذا كانت القنبلة قد زرعت فى المكسيك و المتهم كان مكسيكياً |
Meksikalı deri ustaları yeni bir koltuk takımı yapacaklar. | Open Subtitles | الحرفيون الجلديون في المكسيك سَيَجْعلُ كُلّ الأرائك الجديدة. |
Meksiko'da olduğunuzu biliyoruz fakat oradaki yerel polis, sizin yerinizi belirleyemedi. | Open Subtitles | والآن, نحن نعلم انك كنت فى المكسيك, ولكن, البوليس المحلى هناك على مايبدو لم يستطع تحديد مكانك |
İzni aldıktan sonra, Meksika hükümetinin... kabul ettiği en çok sayıda askerle Meksiko'ya gireceğiz. | Open Subtitles | عندما نَستلمُ تلك الرخصة نحن مستعدون لدُخُول المكسيك مع العديد مِنْ القوَّاتِ |
Alınacak bir mal daha olduğunu. Ve Meksikaya götürmem gerektiğini. | Open Subtitles | قال أن هناك شحنة أخرى وعليّ أخذها إلى المكسيك |
Bu gerzek Meksikalılar bir minübüs dolusu kanguruyu Meksika'ya kaçırıyorlardı. | Open Subtitles | هؤلاء المهرجين كانُوا يهربُون حيوانات الكنغر في شاحنة إلى المكسيك |
Meksika, işte saklanabileceğim yer. Kokusunu almıyor musun? | Open Subtitles | المكسيك, هذا هو المكان الذي سأختبيء فيه ألا تستطيع شمها؟ |
Meksikalıların bağımsızlık günüyle bir alıp veremediğim yok. | Open Subtitles | حسناً، يُعجبني عيد استقلال المكسيك. لقد وصلت إلى هناك نوعاً ما. |