"الملاذ الأخير" - Translation from Arabic to Turkish

    • son çare
        
    • son sığınağı
        
    • son sığınağıdır
        
    Sana yardım etmeyi çok istedim ve burayı son çare olarak gördüm. Open Subtitles كنت أرغب كثيرا لمساعدتك والآن أشعر كما لو هذا هو الملاذ الأخير.
    Buraya son çare olarak gelmiş olduğumu hemen belirtmek isterim. Open Subtitles أريد فقط أن أكون واضحاً، أنا هنا لأنه الملاذ الأخير
    son çare ana kristali aletten sökmek. Open Subtitles الملاذ الأخير أن نفصل كريستالة التشغيل الرئيسية من الوحدة
    Tamam. Bak, o son çare olsun ama Sharon geriye gidiyor. Open Subtitles حسناً , أنظرى إنه الملاذ الأخير لكنها مترددة
    Bir hainin son sığınağı olduğunu. Özür dilerim. Kişisel bir şey kastetmedim. Open Subtitles بأنها الملاذ الأخير للاوغاد أنا آسف يا سيدي لم أقصد اي شيء شخصي
    Hayranlık duyuyorum. Kompleksin son sığınağıdır. Open Subtitles إنني أعشق المتع البسيطة إنها الملاذ الأخير للعقد
    Hiçbir şey bilmese de yardım edebilir fakat kasetler son çare. Open Subtitles إذا كانت لا تعلم أي شيء, مازال بمقدورها مساعدتنا, تلك الأشرطة هي الملاذ الأخير.
    Ama başka bir yerde, ağaçları yok etmek hayatta kalmak için başvurulan son çare de olabiliyor. Open Subtitles ولكن من جهة أخرى هذا التدمير هو الملاذ الأخير للبقاء على قيد الحياة
    Bu tarz bir saldırı son çare olmalı, ilk değil. Open Subtitles هجوم كهذا، يكون الملاذ الأخير وليس الأوّل
    Bu senin için son çare olmalı. Open Subtitles بالنسبة إليك، سيكون هذا هو الملاذ الأخير.
    Arkadaşıma, son çare olmadığı sürece o şeyi kullanmayacağımı söyle. Open Subtitles يمكنك أن تخبر صديقي أنني لا أنوي استخدام هذا الشيء إلا إذا كان هو الملاذ الأخير
    Bizi ikna ettiğinizde bunun son çare olacağını söylediniz tek çare olduğunu değil. Open Subtitles عندما أقنعتينا بهذا قلتي بأنه سيكون الملاذ الأخير وليس الملاذ الوحيد
    son çare o olacaktı. Open Subtitles كان من المفترض ان يكون هذا الملاذ الأخير
    Sıra dışı iddialar, sıra dışı kanıtlar gerektirir ve benim görevim, sorumluluğum ise bir astronom olarak uzaylı hipotezinin, son çare olması gerektiğini insanlara hatırlatmak. TED تستلزمُ المزاعم الإستثنائية أدلة استثنائية، وهذا هو عملي ومسؤوليتي كفلكية لتذكير الناس أن فرضية مخلوقات الفضاء يجب أن تكون دائماً الملاذ الأخير.
    Yine de şiddet son çare olmalı. Open Subtitles حتّى الآن، العنف ينبغي أن يكون الملاذ الأخير .
    - Demek istediğim olması gereken son çare, ilk amaç oluyor. Open Subtitles - مقصدي هو - , ما ينبغي أن يكون الملاذ الأخير سيصبح الرد الأول
    Demek istediğim herhangi bir tür için son çare. Open Subtitles أعني، أنه الملاذ الأخير لكل الأجناس
    son çare olarak imdada yetişir. Open Subtitles إنها خيار عند الملاذ الأخير
    Mağlupların son sığınağı haksız olmamaktır. Open Subtitles الملاذ الأخير للخاسر ان هو ان هو لن يكون خاطئ
    Cerrahi ellere saldırıda bulunmak, bağnazların son sığınağıdır. Open Subtitles مهاجمه شخص معدل جراحيا هو الملاذ الأخير من المتعصب.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more