| Kraliçe arabasıyla geldiği sırada dizlerinin üzerine yeterince hızlı çökemediği için. | Open Subtitles | لم تجثوا علي ركبتيها بالسرعه الكافيه عندما جائت الملكه راكبه عربتها. |
| Yüzyıllar sonra da, Kraliçe olarak hatırlanacağım, ama senin ismin unutulacak. | Open Subtitles | على مر السنين سيتم تذكري على انني الملكه واسمك سيتم نسيانه |
| Daha sonra, Kraliçe bunu farkederse bana neler yapabileceğini düşündüm. | Open Subtitles | وبعدها تبينت مالذي سيكون عليه مصيري لو علمت الملكه بالامر |
| Sen kraliçenin üniformasını giydin ve eski okul fularını taktın. | Open Subtitles | كلا .. أنت ترتدى زى الملكه و كرافتة المدرسه القديمه |
| Yakın bir zamanda Kraliçe'nin hizmetindeydim. | Open Subtitles | كنت قبل ذلك فى خدمة صاحبة الجلاله .. الملكه |
| - Evet. Kral öldürüldüyse, Michael Kral yardımcısı olarak onu Kraliçe ilan edecek. | Open Subtitles | إذا تم قتل الملك فإن مايكل سوف يعلن أنها هى الملكه |
| Duran Duran'ın nerede olduğunu sadece Kara Kraliçe biliyor. | Open Subtitles | الملكه السوداء وحدها تعرف أين مكان ديوران ديوران |
| Son engel de sayende kalkmış oldu, Kraliçe. | Open Subtitles | شكرا لك.. الملكه و التى هى آخر عقبه لى قد تم محوها |
| Kral ve Kraliçe dahil herkesin bu işten nasibini aldığı anlaşılmaya başlanmıştı. | Open Subtitles | فقط الأن بدا أن الملك و الملكه و الشعب جميعهم يشربون من ذات الكأس |
| - Kralında haberdar edilmesini istermiydin ? Yada Kraliçe ? - Dinle beni,geri dön | Open Subtitles | هل تريد من ان ارسل الى الملك ايضا او الى الملكه عد , السيد دى فيلافورت صديق لى |
| Şişman pasaklı bir kızdı ama bir Kraliçe gibiydi! O bir kraliçeydi! | Open Subtitles | كانت صغيرة قذرة، ولكنها الملكه، كانت الملكه |
| Seni kendine isteyen Kraliçe Gedren'den olan öcünü. | Open Subtitles | الثأر من الملكه جدرين التي أرادتك لنفسها |
| Abinizin ölümündeki endişeli tutumunuzdan dolayı Kraliçe adına sizi tutukluyorum. | Open Subtitles | انا القى القبض عليك باسم الملكه كمتورط فى جريمه قتل اخيك |
| Bizler, Majesteleri Kraliçe Victoria'nın, ordusundaki askerler olarak... | Open Subtitles | نحن بصفتنا ضباط فى جيش صاحبه الجلاله الملكه فيكتوريا |
| Bizler, Majesteleri Kraliçe Victoria'nın, ordusundaki askerler olarak... | Open Subtitles | نحن بصفتنا ضباط فى جيش صاحبه الجلاله الملكه فيكتوريا |
| Ve yasal kraliçenin yanında oturmadıkça asla tahta geçemez. | Open Subtitles | و الجلوس على العرش لا يمكن تحقيقه إلا بجلوسه بجوار الملكه الحقيقيه |
| Ama bana Kara kraliçenin uyurken savunmasız olduğu söylendi. | Open Subtitles | لكنهم أخبرونى أن الملكه السوداء يسهل مهاجمتها بينما هى نائمه |
| kraliçeyi kontrol altına alırsak, sen de Duran Duran'ın yerini öğrenebilirsin. | Open Subtitles | سيطرى على الملكه السوداء و سوف تعرفين أين تجدى ديوران ديوران |
| Günahkar bir kraliçeye destek vermek için öldürmek olsa bile. | Open Subtitles | حتى لو كان ذلك يعني القتل من اجل الملكه الشريره. |
| Soruyorum sana bu surat sence Lanetlilerin kraliçesi'ne ait olabilir mi? | Open Subtitles | أنظري إلى هذا, أسألكِ هل هذا الوجه ينتمي إلى الملكه الملعونه |
| Queen şehrindeki büyük değişimde Hubert Ulusal önemli rol oynadı. | Open Subtitles | القوميون الرائعون لعبوا دورا رائعاً في تنشيط المدينه الملكه |
| vezir tüm gücü elinde tutarken şah sabit duruyor. - Nasılsınız Dr. Crane? | Open Subtitles | لا عجب في هذا, الملك ثابت لا يتحرك بينما الملكه تملك القوه المطلقه |
| Çünkü kraliçem tarafından verilen bir mevkiiyi reddedemem. | Open Subtitles | لأنني عاجزه عن رفض منصب منح لي من قبل الملكه |
| Bazı kıvırcık kafalı Adım Kral tarafından iyi kredi ile? | Open Subtitles | من قبل زوج الملكه اجعد الشعر صاحب الرصيد البنكي الكبير |
| Kral Charles Valide Hanım'ın ısrarıyla kız kardeşinin evliliğini feshetti. | Open Subtitles | الملك تشارلز قام بإبطال زواج شقيقته بإلحاح من الملكه الام |