Şu an onu tartışmanın yeri değil gibi. | Open Subtitles | أنا لست على يقين من أن هذا هو الوقت المناسب لمناقشة هذا |
Şimdi bunu tartışmanın hiç zamanı değil ama göbek bağını yemem gerekiyor. | Open Subtitles | هذا ليس الوقت المناسب لمناقشة هذا, ولكني سأقوم بأكل حبلك السري. |
Bunu tartışmanın ne yeri ne de zamanı. | Open Subtitles | حسنا، هذا ليس الوقت ولا المكان المناسب لمناقشة ذلك |
Bence bunu tartışmak için doğru yer burası değil. Ne düşündüğün umurumda değil. | Open Subtitles | .لا أعتقد أن هذا المكان المناسب لمناقشة ذلك |
Ama bunu tartışmak için doğru mekanda değiliz. | Open Subtitles | لكن هذا ليس المكان المناسب لمناقشة هذا. |
Simca, bunu tartışacak zaman değil. Boşanıyormuş. | Open Subtitles | ـ سيمكا ـ هذا ليس الوقت المناسب لمناقشة ذلك إنها ستطلق |
Bunu tartışmanın sırası değil. - Sokağımıza dokunmayın! | Open Subtitles | هذا ليس الوقت المناسب لمناقشة هذا |
Şu an benim mükemmel heyecanlı profesyonel çalışmamı tartışacak uygun bir zaman değil. | Open Subtitles | هذا ليس الوقت المناسب لمناقشة مسعاي المهني الممتع جدا |
Chili, burası tartışacak yer değil, tamam mı? | Open Subtitles | (تشيلي)، هذا ليس المكان المناسب لمناقشة هذا الأمر، حسناً؟ -سيدي، هل هُناك مشكلة ؟ |