Yapımcılar yoldalar ve Brad ile Angelina'yı gördüklerinde her şeyin mükemmel olmasını istiyorum. | Open Subtitles | المنتجين هم في طريقهم وأريد كل شيء ليكون مثاليا، عندما يرون براد وانجيلينا |
Stüdyo ile masaya oturduk, Yapımcılar, senarist, bana geldiler ve "Shekhar ne düşünüyorsun?" | TED | كنا جالسين إلى الطاولة في الاستوديو مع المنتجين والكاتب، وسألوني، "شيكار، ما رأيك؟" |
- Bizimle akıl oyunları oynamada endişelenmemiz gereken sadece Yapımcılar değil, o adamdan da endişelenmeliyiz. | Open Subtitles | لايجب أن نقلق بشأن المنتجين فقط ولعبهم بعقولنا ولكن يجب أن نقلق من ذلك الرجل |
Bir yapımcı bizimle ilgileniyor. Ama bizi canlı izlemesi gerekiyormuş. | Open Subtitles | أحد المنتجين مهتم بنا لكن تريد عرضًا حياً |
Ama Yapımcıların tekrar eden cevapları yeterince Kenyalı olmamamdı. | TED | لكن كانت إجابة المنتجين المتكررة أنني لست كينية بما فيه الكفاية. |
Sonra, ilk seçimlerini yapıp filmi yapımcılara, yönetmenlere gönderiyorlar, onlar da... | Open Subtitles | ثم بعد بعض الاختيارات الأولية ..ترسل المادة إلى المنتجين والمخرجين الذين |
Yani, bu aktörlerle, yapımcılarla beraber birkaç hafta geçirdim, baş etmek zorunda kaldıkları sorunlar hayal bile edilemez, işte, Amerika veya Avrupa'da çalışan bir Batılı film yapımcısı için. | TED | قضيت , كما تعلمون, أسابيع عديدة مع هولاء الممثلين, المنتجين, و لا يمكن تخيل المصاعب التي عليهم مواجهتها لغربي , لمخرج سينمائي يعيش في أمريكا أو أوروبا كما تعلمون. |
Gökyüzü renk değiştirip ateş gibi görünüyor Yapımcılar, program bunu yapamaz. | Open Subtitles | السماء غيّرت لونها وبدت مثل النار المنتجين ومَنْ بالبرنامج لايمكنهم فعل هذا |
Bazı Yapımcılar hayatını çekeceklermiş. | Open Subtitles | أحد المنتجين يقوم بعمل فيلم عن سيرته الذاتية |
- Arnavutça konuşuyorlar. Ama Yapımcılar işi ticarete dökmek için altyazı eklemiş. | Open Subtitles | إنها اللغة الألبانية لكن المنتجين أضافوا الترجمة لكي يصبح تجارياً |
Yapımcılar Paris'ten geliyor ve esas oyuncuları görmek istiyorlar. | Open Subtitles | المنتجين نقلوا العرض الى فرنسا و يريدون ان يروا الطاقم الاصلى |
Yapımcılar Paris'ten geliyor ve esas oyuncuları görmek istiyorlar. | Open Subtitles | المنتجين نقلوا العرض الى فرنسا و يريدون ان يروا الطاقم الاصلى |
Cannes kasabası, ağzına kadar yönetmen yapımcı ve oyuncularla doluyor. | Open Subtitles | مدينة كان مكتظةُ للغاية بالمخرجين، المنتجين و النجوم |
Zaten bu yüzden bize yapımcı diyorlar. | Open Subtitles | - لِهذا نَصِلُ إلى نَكُنْ المنتجين. - نعم، نعم. |
Bununla birlikte, Yapımcıların bize söylediğine göre senaryonun üç farklı versiyonu varmış. | Open Subtitles | بجانب أن المنتجين أخبرونا أن هناك ثلاث نسخ مختلفة من النص |
Bugüne kadar çalıştığım Yapımcıların hepsi de açılıştan bir gün önce, oyundan vazgeçmek istemişti. | Open Subtitles | تَعْرفُ أنا أبداً مَا عَملتُ مَع المنتجين الذي مَا أرادَ سَحْب السدادةِ قبل الليلِ الإفتتاحيِ؟ |
Isabella'yla şarkı söylememiz gerekiyordu, ama bana küsünce yapımcılara şarkı söylemeyeceğimizi, boğazında bir sorun olduğunu söyledim. | Open Subtitles | انا وايزابيلا كنا سنذهب للغناء لكن بعدما قطعت ايزابيلا علاقتها معى اخبرت المنتجين بأننا غير قادرين على الغناء |
Genel olarak iki tip tiyatro yapımcısı vardır. | Open Subtitles | هناك، بصفة عامة نوعين من المنتجين المسرحين. |
Bütün yapımcılarla, yattığı ortaya çıkmış. Evet. Haberlere göre, büyük bir kaşarmış. | Open Subtitles | على ما يبدو انها كانت تضاجع كل المنتجين اجل , وفقا للأخبار انها عاهرة كبيرة |
Şirketler üreticileri tüketicilerden daha hızlı değiştirebilir. | TED | الشركات بإمكانها دفع المنتجين أسرع مما يفعله المستهلكون. |
Başarıdan faydalanmak isteyen kanal yapımcılardan yeni bir sezon hazırlamalarını istedi. | Open Subtitles | طلبت القناة من المنتجين إنتاج مسلسلٍ يتبعه طمعاً للمزيد من النجاح |
Yüksek faiz oranları ise ekonomi hareketliliğini yavaşlatarak üreticilerin ve tüketicilerin maliyetini artırır. | TED | في الأثناء، فإن أسعارًا مرتفعة للفائدة تزيد التكلفة على المنتجين والمستهلكين، وتتسبب في تباطؤ النشاط الاقتصادي. |
Ama birazdan bir kaç yapımcım gelecek. | Open Subtitles | لكن لدي أثنان من المنتجين ,سيصلون خلال لحظات |
Sana Russell Simmons'tan, Broadway'in en sıcak ve genç aktörlerle gelecek vaat eden müzikalinden teklif aldığını duydum, ama prodüktörler senden hâlâ haber bekliyormuş. | Open Subtitles | حسناً لقد سمعت بأنك حصلت على دور جديد في العمل الموسيقي راسل سيمونز مقابل ممثل شاب ووسيم في برودواي لكن المنتجين |