"المنزل في" - Translation from Arabic to Turkish

    • evde
        
    • evden
        
    • evin
        
    • evi
        
    • evine
        
    • ev
        
    • evime
        
    • evimize
        
    • deki eve
        
    • daki eve
        
    • zamanında
        
    Akşam 9 oldu, yine evde yok. Sabahın 9'u oldu, yine evde yok. Open Subtitles في الـ 9 مساءً, ليست في المنزل, في الـ 9 صباحاً ليست موجودة.
    - Yedinci caddedeki evde oturan kadın arıyor. - A ne güzel. Open Subtitles هذهِ هي المرآة التي تريد شراء المنزل في الشارع السادس ، ياإلهي
    Bütün gün evde oturup yas tutma lüksüne sahip değilim. Open Subtitles إنني لا أملك رفاهية الجلوس في المنزل في حالة حزن
    Ailesi üçüncü sınıfı evden okumasına, karar verdiklerinden beri daha da kötüleşti. Open Subtitles ومٌنذٌ قرر والداه تعليمه في المنزل في الصف الثالث , اصبح اسوء
    Milattan sonra 129 yılında doğan Galen henüz gençken tıp eğitimi almak için evden ayrılıp Akdeniz'e yol aldı. TED ولد سنة 129 ح.ع غادر جالين المنزل في سن المراهقة باحثاً عن الحكمة الطبية بمنطقة البحر المتوسط
    Ve evin piyasası hakkında ne düşündüğümüzü kendisine bildirmemizi istedi. Open Subtitles وطلب مننا أن نخبره بكم بإمكاننا عرض المنزل في السوق
    Ücreti ve cezayı ödemezsem ayın sonuna kadar evi kaybetmiş olacağım. Open Subtitles دون دفع كامل وغرامة سوف أفقد هذا المنزل في نهاية الشهر
    1925 yılında Frida Kahlo okuldan Mexico City'deki evine dönerken, bindiği otobüs bir tramvayla çarpıştı. TED في عام 1925، كانت فريدا كاهلو عائدة من المدرسة إلى المنزل في مدينة مكسيكو عندما اصطدمت الحافلة التي كانت تنقلها بترام.
    Babamı arabayla bir yere bırakmam gerekir diye evde bekliyordum ben de. Open Subtitles ‫كنت أنتظر في المنزل ‫في حال احتاج أبي إلى توصيلة لمكان ما
    Fakat bu evde, kendi hayatımızda ne yapmamız gerektiğine dair çok şey anlatmıyor. Ben de bir kaç öneri sunayım. TED ولكن بالطبع، هذا لا يخبرنا بالكثير عما يجب علينا فعله في المنزل في حياتنا الخاصة، لذا أوّد أن اُقدّم بعض الإقتراحات.
    Doğru. Bu saatte genellikle evde olurum da. Open Subtitles هذا صحيح أنا عادةً اكون فى المنزل في هذا الوقت
    evde huzur dolu bir tedavi ve sen şikayet mi ediyorsun? Open Subtitles بفرصة الاسترخاء في المنزل في حين أنك تتذمرين ؟
    Adadaki bu evde bir süre yalnız yaşadı. Open Subtitles يعيش لوحده في المنزل في جزيرةٍ نائية على البحر
    Geçen hafta evde bunu düşünüyordum. Open Subtitles نعم، لقد كنت أفكر بذلك في المنزل في الأسبوع الماضي
    Dinle, niçin gidip evden saat 23:00'te kaçacak ve bir soyguncu gibi davranacak birini bulması ve kendisine bir tanık sağlaması olanaksız olsun. Open Subtitles لماذا لا يوظف شخص آخر للهرب من المنزل في الحادية عشرة متظاهراً أنه لص هذا يزوده بحجة غياب
    O gece gizlice evden dışarı çıkmıştım. Open Subtitles تركت المنزل في تلك الليلة و قمت بحركة جريئة و حقيرة
    Baban evden bir Noel arifesinde çıkıp gitti, aileni terk ederek. Open Subtitles والدك ترك المنزل في ليلة عيد الميلاد ترك عائلتك وحيدة
    Babam onları evin etrafında tutardı öfkelenip ödeşmek istediği biri olursa diye. Open Subtitles والدي اعتاد ان يبقيهم قرب المنزل في حالة ان كان لديه ضغينة يريد تسويتها
    Bir evin kötü olabileceğine inanır mısınız? Open Subtitles عمّتي كَانتْ مدبرةَ المنزل في منزل مارستون. منزلك حقاً؟
    Emin olarak bildiğimiz tek şey evi ara sıra terk etmesine izin veriliyormuş. Open Subtitles ولكن مانحن متأكدين بشأنه إنه كان مسموح لها مغادرة المنزل في بعض الأحيان
    evine 9 gibi döner. Open Subtitles قالت أنها يجب أن تعود إلى المنزل في التاسعة
    -Hafta sonu bütün ev sadece bizim, buna inanabiliyor musun? Open Subtitles ـ هل تصدّقوا أنّا لدينا هذا المنزل في عطلة الأسبوع؟
    Geçen gün evime uğramanız gerçekten büyük bir incelikti. Open Subtitles لقد كان من لطفك ان تزوريني في المنزل في ذلك اليوم
    Bir gün Trent'e bir şey vermek için evimize geldi. Open Subtitles لقد اتى الى المنزل في احد الايام لترك شيء لترنت
    Trousdale'deki eve paran yetmez. Open Subtitles لا يمكنك أن تتحمل تكلفة المنزل في تروسديل.
    Belki Boston'daki eve gitseniz daha iyi olur. Open Subtitles ربما عليك أن تفكر بالذهاب "إلى المنزل في "بوسطن
    Bunlar, zamanında evin muhtelif yerlerine asılmış çeşitli resimler. Open Subtitles هذه بعض اللوحات المتنوعة التى كانت تعلق فى المنزل في مكان ما

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more