"المنصهر" - Translation from Arabic to Turkish

    • erimiş
        
    Enkaz kaldırıldığı zaman, "üç, dört ve beş hafta" sonrasında erimiş çelik bulunmuştu. Open Subtitles الفولاذ المنصهر وجد بعد مرور 3 و 4 و5 أسابيع عند إزالة الأنقاض
    O, "Dünya Ticaret Merkezi 7"de bile erimiş çelik bulunduğunu söyledi. Open Subtitles قال بأن الفولاذ المنصهر وجد أيضا فى مركز التجارة العالمى 7
    İnsanın boğazını yakar, midesini ateşler, tadı tıpkı saf, erimiş altın gibidir. Open Subtitles إنّها تحترق في حنجرتك، تغلي في معدتك. ومذاقها كالمادة الخام، كالذهب المنصهر.
    Bu desen, sadece erimiş metallerin aşırı derecede yavaş, yani her milyon yılda bir birkaç derece soğuduğu uzayda şekil alabilecek metalik kristalleri ortaya çıkarır. TED يُظهر هذا النموذج بلورات معدنية تتشكل في الفضاء فقط حيث يبرد المعدن المنصهر ببطء شديد، بضع درجات كل مليون سنة.
    Yakıcı ısı, erimiş kükürt dolu lav nehirleri! Open Subtitles .. الحرارة الحارقة الأنهار المتوقدة من الكبريت المنصهر
    Herşeyim bebek maması,kusmuğu veya erimiş pastel boyalarla kaplı-- Open Subtitles أي شئ مغطى إما بلعاب الأطفال أو آثار الشمع المنصهر
    Bodrumdaki erimiş çelik, bu ısının iki katından fazla bir sıcaklıktaydı. Open Subtitles الفولاذ المنصهر فى البدروم سجلت حرارته ضعف درجة الحرارة هذه
    - Çoğunlukla kömürleşmiş odun ve erimiş plastik. Open Subtitles الخشب متفحمة في الغالب والبلاستيك المنصهر.
    Neden erimiş demiri dökmeme izin vermedin? Open Subtitles لماذا لم تدعني اسكب الحديد المنصهر بعيدا؟
    Peki ya yolun kenarında yürüyen seksi bir adam parasını yola düşürse ve asfalt erimiş olsa, eli yola yapışsa ve üzerine bir kamyon geliyor olsa? Open Subtitles ماذا إن كان هناك رجل يمشي بجانب الطريق وكان الجو حاراً جدا وأسقط قِرْشاً والتصق بالطريق المنصهر
    erimiş potasyum klorat glikoz ile birleşmiş. Open Subtitles كلورات البوتاسيوم المنصهر مركبة مع الجلوكوز.
    Kıyafetlerinde deri ve erimiş plastik buldum. Open Subtitles لقد وجدت بقايا الجلد و بقايا البلاستيك المنصهر في ملابسهم.
    Sadece yüzümün erimiş titanyumdan çıktığı bölümü gördüğünüzden emin olmak istedim. Open Subtitles كل الأشياء التي تعرفونها اردت فقط ان اتأكد ان تتمكنوا من مشاهدة الجزئية عندما يخرج وجهي من التيتانيوم المنصهر
    Evet, erimiş gezegenimizden uzaklaşırken, küçük güneş sistemimizi görüyoruz. Ortaya çıkıyor ki, bu güneş sisteminde birkaç gezegen daha var. TED هذا هو نظامنا الشمسي الصغير، ونحن نبتعد بعيداً عن كوكبنا المنصهر. تبين أن هناك اثنين من الكواكب الأخرى في هذا النظام الشمسي.
    Neden içeri huniyle erimiş mum damlatmıyoruz? Open Subtitles لماذا لا نصب الشمع المنصهر داخلها ؟
    Orak bıçağıyla deri kesilir sonra da yaraya erimiş altın dökülür. Open Subtitles ..... يقطعون الجلد بالسكين . وبعد ذلك يقوموا بسكب الذهب المنصهر على الجرح
    erimiş metal omurga boşluğuna girmiş ve birçok noktada omurla kaynaşmış, omurlar arasındaki pullar ve omurga çatısı dâhil olmak üzere. Open Subtitles , كما ترون .المعدن المنصهر أخترق التجويف الشوكي ..وأذاب الفقرات... ...في النقاط المتعدّدة
    erimiş plastiğe erişmiş ve ...bum. Open Subtitles كان له ردّ فعل مع المنصهر والبلاستيك الحراري و... إنفجر
    An erimiş gibi akıyor. Open Subtitles 'تدفَّقت اللحظة مثل الياقوت المنصهر'
    Senin Eyfel Kulesi'nin erimiş demir gölü olduğu söylenebilir. Open Subtitles امن ان اقول ,ان برج ايفيل الخص بك... . عجينه من الحديد المنصهر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more