Belki de Saldırgan bize de aynısını yapmadan önce bilincim yerine geldi. | Open Subtitles | ربما إستعدتُ وعيً قبل أن يتمكن المهاجم من فعل نفس الشئ لنا |
Bu, dişinin, avının etrafındaki her noktayı onu baştan çıkartmak için gezdiği ve erkeğin kendini Saldırgan sanmasını sağlayan bir teknikti. | Open Subtitles | فهو أسلوب حيث تقوم الأنثى بالمشى فى دوائر مشددة حول الفريسه لتغرييه للهجوم وبهذا سوف يعتقد أنه هو المهاجم وليس هى |
Kurban, saldırganın siyahi bir erkek ve kaygan olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | الضحية قالت المهاجم كان رجل أسود بالغ وكان ملمسه زلقا |
saldırganın Los Angeles'a doğru yol aldığı tahmin ediliyor. | Open Subtitles | ويعتقد أن المهاجم أنه يتوجه للوس انجليس. |
saldıran kendisi olduğu halde hastaneye dalıp saldırıya uğradığını mı söylüyor? | Open Subtitles | هذا الرجل داخل المستشفى صارخاً بأن أحدهم هاجمه بينما هو المهاجم |
forvet, ne zaman gol olacağını en iyi bilen oyuncudur. | Open Subtitles | المهاجم هو الذي سيتطيع اتخاذ القرارت بشائآ اللعب واحراز الاهداف |
Burası, Blackbeard Actual telsiz kontrolü, tamam. | Open Subtitles | هنا اللحيه السوداء المهاجم إختبار الإرسال , حول |
- Saldırı başarıyı getirir. - Ama savunma oyunu kazanır. | Open Subtitles | ـ المهاجم يفوز بالمجد ـ لكن المدافع يربح اللعبة |
İki ordunun da aynı anda taarruz etmesi gerekiyor yoksa Saldırgan yenilir. | Open Subtitles | والآن كلا الجيشين مضطرين للمهاجمة في نفس الوقت وإلا فسيُهزم المهاجم الوحيد |
Saldırgan hakkında size tanıdık gelen herhangi bir şey var mı? | Open Subtitles | هل هناك ماتراه بشأن المهاجم قد يكون مألوفاً لك بأي شكل؟ |
Evet, ahmak bir Saldırgan bütün olasılıkları sırayla dener. | TED | لذا سيجرب المهاجم الغبي كل كلمات المرور بالترتيب |
Diğer taraftan akıllı bir Saldırgan çok daha zekice bir şey yapar. | TED | من ناحية أخرى، فإن المهاجم الذكي يفعل شيئًا أكثر مهارة |
Kız saçını boyarken Saldırgan fark ettirmeden mi geldi sence? | Open Subtitles | هل تعتقدين أن المهاجم فاجأها أثناء صبغ شعرها؟ |
Bir kez daha Saldırgan yakalanamadı. | Open Subtitles | مرة أخرى المهاجم مازل طليقاً وما يثير القلق الاشاعات المنتشرة |
Yetkililer saldırganın türüyle ilgili açıklama yapmayı reddettiler. | Open Subtitles | الجهات الحكومية رفضت التصريح عن طبيعة المهاجم |
Evet, saldırganın burnunda fiberglas varmış. | Open Subtitles | أجل المهاجم لديه الألياف الزجاجة على أنفه |
Bu saldırganın göründüğü tek sahne. | Open Subtitles | هذا هو اللقطة الوحيدة التي يظهر فيها المهاجم |
saldırganın sert kesik deri eldiven giydiğini çıkardım. | Open Subtitles | من مقبض الفأس؟ لقد تأكدت أن المهاجم كان يرتدي |
Tracy'ye saldıran kişinin, fahişeleri hedef aldığına inanıyoruz. | Open Subtitles | عِنْدَنا سببُ لإعتِقاد تريسي المهاجم كَانَ يَستهدفُ المومساتَ. |
forvet Nathan Scott. Söylemesi de güzelmiş. | Open Subtitles | ناثان سكوت , المهاجم الصغير , لها وقع جميل |
Blackbeard'den Main'e, Blackbeard'den Main'e burası Blackbeard Actual, tamam. | Open Subtitles | إلى اللحيه السوداء القائد هنا اللحيه السوداء المهاجم حول |
Yinede suçluluk adına hiç bir sancı hissetmiyorum. Ve Saldırı köpeğimi salıyorum. | Open Subtitles | إلا أنني لا أشعر بوخز ضئيل من الذنب إذا أطلقت العنان لكلبي المهاجم الآن |
saldırgana yakın olursan, tehdite odaklanırsın. | Open Subtitles | واذا كنت قريباً من المهاجم فستركز على التفاصيل |
Saygın dostum saldırgandan "katil" olarak bahsetmekte. | Open Subtitles | اٍن صديقى يشير اٍلى أن المهاجم هو القاتل |
Vurucu 2829, irtifa azalt ve hedef bölge vektörleri için 2000'de kal. | Open Subtitles | المهاجم "2829"، إنخفض و حافظ على ارتفاع ألفيّ قدم، لتوجيه المقاتلات لمنطقة الهدف |
Öyle olursa, bu toplardan birine saldırıldığı anda, geri kalanlar saldıranın yerini otomatik olarak belirler ve yokeder. | Open Subtitles | إذا كان هذا قد حدث , فإذا هوجمت واحدة من هذه المدافع البقية ستحدّد ألياً مكان وموقع المهاجم و تحطمة |
Tırnaklarının altındaki iz Saldırganı tırmalamasıyla olabilir, ama başka... | Open Subtitles | الأثر على أظافره ربما من خدش المهاجم لكن عدى عن ذلك |
Saldırganımız kafatasının arkasına iki kurşun yemiş. | Open Subtitles | المهاجم تلقى طلقتين خلف جمجمته واحدة مخترقة |