Ancak bizim çoklu görev gerçeğimiz oldukça farklı ve tonlarca bilgiyle yüklü. | TED | ولكن طبيعة تعد المهام لدينا مختلفة قليلة. وكثير من الأطنان من المعلومات |
Neden olmasın? bu çoklu görevler dünyası içinde Kendi tekli görev noktanızı bulun. | TED | لِم لا ؟ إذاَ أوجد منطقة مهمتك الأحادية في هذا العالَم المتعدد المهام |
Bu protesto, bu birleşmenin deniz aşırı ülkelere iş göndermek gerçeğini de kapsıyor. | Open Subtitles | وكان لهذا التظاهر الواقع بأن هذا الدمج سيقوم بإرسال المهام إلى ماوراء البحار |
Böylece bu oldukça zor işleri yapabilmek için küçük ufak tefek yolları nasıl birleştireceğini biliyor. | TED | فهو يعرف كيف يجمع أجزاء المسارات للقيام بهذه المهام الصعبة. |
Önemli bir işi halletmek içerik geçişlerini en aza indirmek demek. | TED | أداء المهام الهامة يعني تقليل التغيير بين المحتويات. |
Phoebe, yaşam görevleri ile ilgili değildir. Bu yaşam hakkında olduğunu. | Open Subtitles | . فيبي ، العيش ليس بخصوص المهام . إنه بخصوص العيش |
Çoklu görev ustasıyımdır ben aslında, ama bu sefer bana güvenebilirsin. | Open Subtitles | إني متعدد المهام بشكل باهر، لكن يمكنك الوثوق بي هذه المرّة. |
Ve görev ile hareket sistemi arasında büyük bir boşluk bulunmaktadır. | TED | وهناك فجوة كبيرة بين المهام ونظام الحركة. |
İşte bu işleyişe ben "görev üstlenme" diyorum. | TED | وهذه العملية التي أسميها عملية توزيع المهام. |
En merak edilen sonuç şuydu: görev dağılımı. | TED | وهنا كانت النتيجة الأكثر إثارة للاهتمام :وهي تخصيص المهام. |
Çünkü bu iş kadınlara kalan zor bir iş. | TED | لان الغسيل يُعد من المهام الصعبة التي تقوم بها النساء |
Yapılan iş ve başarma hissinin farkından bahsederdi. | TED | كان يتحدث دوما عن الفرق بين المهام والانجاز من ناحية الأفعال. |
Şaşırtıcı şekilde, bazen işleri kusursuz sırada yapmaktan vazgeçmek işleri halletmede önemli rol oynayabilir. | TED | مما يثير الدهشة، أنّ التخلّي عن أداء المهام حسب الترتيب الأمثل قد يكون أحياناً سبباً لإنهائهم. |
İnsan boyutundalar, onlarla iş birliği yapıyorlar ve karmaşık, tekrarlı olmayan işleri gerçekleştirmek üzere programlanabiliyorlar. | TED | إنها بحجم البشر وهي تتعاون في الواقع معهم وبالإمكان برمجتها من أجل أداء المهام المعقدة الغير متكررة |
İşi, hâlâ kalıplaşmış görevlerle tanımlıyoruz ve insanlara bu görevleri gerçekleştirdikleri saat kadar ödeme yapıyoruz. | TED | ما زلنا نحدد الوظائف على حسب المهام الإجرائية ومن ثم ندفع الناس على حسب عدد من الساعات التي يؤدون فيها هذه المهام. |
Fareler oynar, fakat şunu bilmiyor olabilirsiniz oyun oynayan fareler daha büyük bir beyne sahip olur ve görevleri daha çabuk öğrenirler. Veya yetenekleri. | TED | الجرذان تلعب، لكن ما قد لا تعلمونه هو أن الجرذان التي تلعب بكثرة لها أدمغة أكبر ويتعلمون المهام بشكل أفضل، المهارات. |
Ancak bu zor işler, sadece toplumumuzdaki insanlar tarafından yapılmıyor. | TED | لكن البشر في مجتمعاتنا ليسوا وحدهم من يقوم بهذه المهام الصعبة، |
Ve sonucu özetlersek... ...sonuç şuna çıkar, farklı görevler dayanışıktırlar. | TED | وفقط لنستخلص النتيجة، حسناً فكانت النتيجة بنعم، المهام المختلفة مترابطة. |
özel projelerin bütün dava dosyaları aktif görevler, raporlarını istiyorum. | Open Subtitles | سأحتاج كل ملفات العملاء الجارية وقمر صناعي فاعل وتقارير المهام |
Geleceğim tabii ki, ama burada halletmem gereken birkaç işim var. | Open Subtitles | أنا قادم ولكن هنا بعض المهام علي أن أنتهي منها أولاُ |
Fakat mantık dışı görünmesinin nedeni, çaresizlikten dolayı çoklu göreve geçmeye alışkınız. | TED | لكن السبب الذي يجعل هذا الأمر يبدو غير بديهي هو أننا اعتدنا التوجه صوب تعدد المهام بدافع اليأس. |
Eiduson'ın araştırması, çoklu görevi değerlendirmemiz gerektiğini ve bunun ne kadar güçlü olabileceğini hatırlamamızı öne sürüyor. | TED | تشير أبحاث إيدوسون إلى أننا بحاجة إلى إعادة تبني تعدد المهام وتذكير أنفسنا بمدى نجاعته. |
Bu gece seni dışarı çıkarmak isterdim ama birileriyle yapacak bazı işlerim var bu yüzden neden bir süreliğine arabanı bana ödünç vermiyorsun? | Open Subtitles | أريد إصطحابكِ إلى مكانٍ ما ، هذه الليلة ولكن أنا ذاهبٌ لإنجاز بعض المهام لذلك أعيريني سيارتكِ |
Biz sadece Mail'lere cevap verecek, ayak işlerini yapacak birini arıyoruz. | Open Subtitles | نحن نَبْحثُ عن شخص ما للرد على البريدِ، و إدراة المهام. |
Bazen işlerin ne yaptığını gerçek sonrasında fark ediyoruz. | TED | نكتشفُ أحيانًا ما هي المهام التي نقوم بها بعد الحدث. |