"المهم هو أن" - Translation from Arabic to Turkish

    • Önemli olan
        
    • olay şu ki
        
    • önemli olan şey
        
    • söyleyeceğim şu ki
        
    • Burada önemli olan
        
    Önemli olan bu hastanenin en iyi doktorlarının kızınıza odaklanması. Open Subtitles المهم هو أن يركّز أفضل أطباء هذا المشفى على ابنتك
    Ama Önemli olan şey bu tür şeyleri birlikte atlatmamız. Open Subtitles لكن الشيء المهم هو . أن نتخطى هذه الأمور معاً
    Ama Önemli olan şu, bireysel ya da grup halindeki trend belirleyiciler bir bakış açısı belirlediler ve süreci hızlandırarak daha geniş kitlelerle paylaştılar. TED لكن المهم هو أن شخصا أو جماعة من صانعي الأذواق أخذوا وجهة نظر وشاركوا ذلك مع جمهور أوسع، مسرعين عملية الانتشار.
    Ve olay şu ki, biz, Amerikalı tüketiciler için petrol çok soyut bir kavram. TED و الشيء المهم, هو أن النفط فعلاً غامض بالنسبة لنا كمستهلكين أميركيين
    Bak dostum olay şu ki, çocukların var her ne kadar istediğin şekilde olmasa da. Open Subtitles اسمع يا رجل, المهم هو أن لديك أطفال حتى لو لم يكن بالضبط كيف كنت تريده
    John,söyleyeceğim şu ki buradaki birisi Fibonacci'nin nerede olduğunu biliyor, Open Subtitles (جون)، المهم هو أن هناك من يعرف مكان (فيباناتشي) هنا
    Burada Önemli olan, bu delikanlının sınırları mükemmel çizilmiş tamamen dürüst bir kişiliğe sahip olması. Open Subtitles ما المهم هو أن هذا الفتى لديه ثقة تامة بالنفس مع معرفته بالحدود
    Kısa, kemik saplı, 50 papel. Önemli olan, bu bilgi aslında hiç yok olmadı. TED إنها قصيرة، بمقبض عظمي، مقابل 50 دولاراً. وفي الواقع، الشئ المهم هو أن هذه المعلومات لم تموت بتاتاً.
    Önemli olan nokta öğrenme sürecinde bir plan yapmak. TED الأمر المهم هو أن تضع خطة لعملية التعلم.
    Evet, Önemli olan iyi tarafının kazanması. Open Subtitles أجل، و الشيء المهم هو أن الجانب الجيد تغلّب على السيء
    Önemli olan bunu fazla büyütmemen. Open Subtitles الشيئ المهم هو أن لا نضخم من هذا الموضوع
    Unutmayın, Önemli olan kusursuzca dans etmektir. Open Subtitles تذكروا الآن، الشيء المهم هو أن ترقصوا بشكل مثالي
    Kendine güvenini kaybetme. Önemli olan, ben ölsem bile Elzar'ı yenmen. Open Subtitles لكن لا تخسر ثقتك بنفسك الشيء المهم هو أن تهزم إليزار بعد رحيلي
    Bak olay şu ki hemen yola çıkarsak başka birilerinin daha incinmesine engel olabiliriz. Open Subtitles المهم هو أن لو انطلقنا الآن فيمكننا منع تعرض أي شخص للأذى
    Ama olay şu ki, bedenlerimiz yenilenir. Open Subtitles لكن المهم هو أن أجسامنا تشفى
    Bugün okulda ne olursa olsun, Önemli olan şey, Ryan-Seth Takımı maceraya geri dönüyor, tamam mı? Open Subtitles الشيء المهم هو أن الثنائي رايان وسيث قد عادا، حسناً؟
    John, söyleyeceğim şu ki buradaki birisi Fibonacci'nin nerede olduğunu biliyor, Open Subtitles (جون)، المهم هو أن هناك من يعرف مكان (فيباناتشي) هنا
    Burada Önemli olan, İngiltere halkının bir varisi olduğunu bilmesi. Open Subtitles المهم هو أن تعلم (إنجلترا) أنه لديك وريث

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more