| Eğer çalışamayacak kadar üzgünseniz siz olmadan da devam edebilirim. | Open Subtitles | إذا كنت أكثر إستياءاً من أن تعمل، فيمكنني المواصلة بدونك. |
| Bulabileceğiniz farklılıkların listesine devam edersek uzar gider. | TED | أستطيع المواصلة طويلا معدّدا الاختلافات الأخرى التي يمكنك إيجادها. |
| Şu anda kendisi de bu çalışmaları paylaştı böylece diğerleri bunları alıp onun kaldığı yerden devam ederek süreci basitleştirebilir ve geliştirebilir. | TED | والان هو قد نشر هذا العمل اخرين يستطيعون المواصلة من حيث توقف هو واستنباط عمليات وتحسينات اكثر بساطة |
| Böylece diğerleri kaldığınız yerden devam edebilir. | TED | هذا يساعد الآخرين على المواصلة من حيث توقفت. |
| Özsaygı ve namus da önemli. Daha fazla devam edemem. | Open Subtitles | احترامالذاتوالأخلاقمهمان، لا يمكنني المواصلة مجدداً |
| Dönüm noktasına geldik. devam etmek mi istersin, geri dönmek mi? | Open Subtitles | نحن الان فى مفترق طرق هل تودى المواصلة أم العودة |
| devam edecekse yarına kadar bilmesi gerekmekte. Umut verici görünüyor. | Open Subtitles | يجب أن نعرفه غداً . إذا كنا نُريد المواصلة , أيُها الأصوات الواعدة |
| Böyle devam etmekten başka şansım yok. | Open Subtitles | المواصلة على الشيء الوحيد الذي أفعله دوماً. |
| Papet, ayrılıyorum çünkü devam edemiyorum... | Open Subtitles | بابيت أنا راحل لأني لن أستطيع المواصلة في الحياة |
| - Kabul edilmedi. devam edebilirsiniz. - Teşekkürler Sayın Hakim. | Open Subtitles | ـ مرفوض، يمكنك المواصلة ـ شكرًا لك، سيادة القاضي |
| Üç saat boyunca yüzmüştüm ve havaya girmiştim, devam etmeye karar verdim. | Open Subtitles | كنت أسبح لثلاث ساعات وكنت مستمتعاً للغاية فقررت المواصلة. |
| devam edemiyeceksin yani öyle mi? | Open Subtitles | سيكون لديك مشكلة على المواصلة أليس كذلك ؟ |
| Biliyorum, ama senden nasıl özür dileyip, devam etmen için seni cesaretlendirdiğimden de bahsedebilirsin diye düşünüyorum. | Open Subtitles | أعلم ولكن ظننت أن بامكانك ذكر أني اعتذرت وشجعتك على المواصلة. |
| Üzgünüm evlat, yapamayacağım, daha fazla devam edemeyeceğim. | Open Subtitles | اعذرني يافتى، لا أستطيع المواصلة لا أستطيع المضيّ قدماً |
| Bununla beraber, Komutan, devam etmek zorundayız. | Open Subtitles | على الرغم من ذلك أيها القائد علينا المواصلة |
| Belki benim DHD ile ilgili vardığım sonuçlar, onları devam etmemiz açısından ikna eder. | Open Subtitles | ربما استنتاجي حول جهاز الاتصال يقنعهم بضرورة المواصلة |
| Kızdığını sanmadığımdan, devam etmemi ister misin? | Open Subtitles | وبما أنك لست غاضبة بعد هل يمكنني المواصلة |
| Çünkü bu şekilde ilişkimize bıraktığımız yerden devam edebiliriz. | Open Subtitles | لأنه بهذا الشكل يمكنني المواصلة من حيث توقفنا |
| İyi değilsin sen. - Vallahi devam edebilirim ben. - Hayatta olmaz. | Open Subtitles | أعدك, انا واثق اننى بامكانى المواصلة خذ نفس عميق |
| Onların hepsini öldürmeden devam edemem. | Open Subtitles | أنا من تسبب بقتل من لم يستطع المواصلة معنا |