Yani, müziği sadece dinlemek yeterli olmaz. Onu bir şekilde yaratmanız gerek. | TED | لذا لا يكفي أن تستمع إلى الموسيقي لابد من صنعها بطريقة ما |
Aynı zamanda teknolojinin etkileri de hissedilmeye başlandı çünkü matbaacılık müziği, notalara geçirmeyi, müziğin kod çizelgelerini her yerde müzisyenlerin eline verdi. | TED | وبدات فيه اثار التكنولوجيا تصبح محسوسة لان الطباعة وضعت الموسيقي ونواتها و مسوحها في ايدي المؤدين في كل مكان |
Ve 12'nci yüzyılda bir çizgi çizildi, müzikal yatay çizgi, perdenin yerini daha iyi belirleyebilmek için. | TED | وفي القرن الثاني عشر، ُرسم خط، مثل خط الافق الموسيقي ليدل بشكل افضل على مواقع النغمات |
Şaşırtıcı bir gelişme olarak yakalananlar arasında Grammy ödüllü müzisyen Carlos Santana da bulunuyordu, kendisinin Black Magic Woman, | Open Subtitles | وفى تطور مخيف, من بين المحجوزين كان الموسيقي الحائزعلى جائزة جرامي كارلوس سانتانا معروف باغانية مثل امراءة السحر الاسود |
Ancak bu aynı bongo çok hızlı bir şekilde müzikten yok oluyor ve halk arasında hızlıca geleneksel tür popülerliğini kaybediyor. | TED | ومع ذلك هذا الطبل نفسه يختفي بسرعة جدًا من المشهد الموسيقي ومن الأسلوب التقليدي أنه يخسر شعبيته بسرعة جدًا بين الناس |
Burdayız, beni evinize getirdiniz. Bana içki verdiniz. müziği açtınız. | Open Subtitles | هانحن، لقد جلبتيني إلى بيتكِ أعطيتيني شرابً.شغلتي الموسيقي |
Bu koğuşta, eğer sesini kısarsak... müziği duyamayacak bir sürü yaşlı adam var. | Open Subtitles | ان لدينا الكثير من كبار السن في هذا العنبر الذين لن يمكنهم سماع الموسيقي اذا خفضنا الصوت اكثر من ذلك. |
Bu koğuşta, eğer sesini kısarsak... müziği duyamayacak bir sürü yaşlı adam var. | Open Subtitles | ان لدينا الكثير من كبار السن في هذا العنبر الذين لن يمكنهم سماع الموسيقي اذا خفضنا الصوت اكثر من ذلك. |
Bu müziği... kendini anlatmak için kullanmakla ilgili. Değil mi, Ray? | Open Subtitles | استخدام الموسيقي للاختراق و الوصول اليس كذلك يا راي؟ |
Umuyorum, bunun nasıl da bütünüyle -- nasıl da enstrümana dokunmayan bedenin bu bölümünün müzikal performansa aslında yardımcı olduğunu gördünüz. | TED | كيف ان هذا الجزء من الجسد و الذي لا يقوم بلمس الالة يساعد في الاداء الموسيقي حقيقة |
Bu ölçekleri yerli bir müzikal işaret sistemi bestelemek ve yaratmak için kullanır. | TED | وقد استعمل هذه السلالم ليؤلف ويضع نظامًا محليا للتدوين الموسيقي. |
Bu müzikal hassasiyet Murakami'nin eserini tamamen daha da hipnotik yapar. | TED | هذا الإحساس الموسيقي جعل من عمل موراكامي أكثر إبهارًا. |
Ama yollarda müzik yapan bir müzisyen olmanın nasıl olduğunu bilirsin. | Open Subtitles | و لكنك تعرف كيف يكون وضع الموسيقي على الطريق أصنع الموسيقى |
müzisyen ve doğal ses atmosferi uzmanı Bernie Krause sağlıklı bir çevredeki hayvanlar ve böceklerin düşük, orta ve yüksek frekansları tıpkı senfonilerde olduğu gibi kapsadıklarını açıklar. | TED | كما يصف الموسيقي وخبير الصوت الطبيعي بيرني كراوس كيف أن البيئة السليمة تعتمد فيها الحيوانات والحشرات وتيرات منخفضة ومتوسطة ومرتفعة، بنفس الدقة التي تعزف بها الفرق السيمفونية. |
Viyanalılar iyi müzikten anlarlar, ne dersiniz? | Open Subtitles | أبناء فيينا يعرفون الموسيقي الجيدة عندما يسمعوها، أليس كذلك؟ |
müziğin üzerine hareketli resimler eklemek öyküsel bir boyut eklese de, benim için hiçbir zaman sadece saf müziğin tek başına verdiği güce eşit olmadı. | TED | إضافة صور متحركة للموسيقى، إضافة بعد قصصي لها، نعم، لكن، هذا لم يعادل أبداً القوة التي تكمن في الموسيقي البحتة ذاتها. |
Eğer bu ödüllü müzik sorusunu bilebilirlerse... arayı daha fazla açma şansları olacak. | Open Subtitles | ستكون لديهم الفرصة أن يواصلوا تقدمهم إن أجابوا على السؤال الموسيقي الإضافي السري |
- ...bu seneki müzikali ben yönetemem. | Open Subtitles | أنه لا يمكنني اخراج العرض الموسيقي هذه السنة |
- İlk önce müziğe kızdı. Tamam mı? | Open Subtitles | أولاً، كان واضحاً أنه غاضب بسبب الموسيقي. |
Bir filarmonik orkestra. Görüyorum... Kaç müzisyen var? | Open Subtitles | كنتُ أقصد المسرح الموسيقي وهنا لا يوجد عدا أربعة عازفين |
Lima Sanatçılar Camiasının sahnelediği Music Man'de oynayacağım. | Open Subtitles | حسناً، أنا سأكون حقاً في الإنتاج الموسيقي لمدينة لايما لمسرحية "رجل الموسيقى". |
Tamam, klasikler programı devam ediyor ve hâlâ sırada güzel müzikler var ama hey, emniyet kemerlerinizi takmayı unutmayın. | Open Subtitles | انها المدينة الكلاسية ومازال لدينا بعض الموسيقي الجيدة ها هنا لكن مهلا لا تنسي أن تثبت حزامك جيدا |
Trampet müziğini klasik müzik ile yer değiştirdik. | Open Subtitles | استبدلنا الاستعراض الموسيقي العسكري بالموسيقى الكلاسيكية |
Um, dinle, okul müzikaline 2 bilet ister miydin? | Open Subtitles | أصغِ، أترغب في تذكرتين إلى الحفل الموسيقي للمدرسة؟ |
Ama ben senin barına ya da diskoteğine ya da kulübüne gitsem ve DJ'in yanına gidip tüm kayıtlarına zarar versem veya tüm camları kırsam ve sonra da "özür dilerim, ne yaptığımı bilmiyordum" desem bunu kabul etmezdin, değil mi? | Open Subtitles | ولكن إذا سرت نحو حانتك أو مرقصك أو النادي الخاص بكِ وصعدت إلي مشغل الموسيقي وخربشت كل تسجيلاته, أو حطمت كل كؤوسه, |
Aslında programlanabilir makine fikri 700 yıl boyunca müzikle ayakta tutuldu. | TED | في الحقيقة، فكرة الألات القابلة للبرمجة بقيت حيّة حصرياً علي الموسيقي لحوالي 700 سنة. |