"الموظف" - Translation from Arabic to Turkish

    • çalışan
        
    • memur
        
    • eleman
        
    • personel
        
    • çalışanı
        
    • Görevli
        
    • işçi
        
    • elemanı
        
    • çalışanın
        
    • Tezgahtar
        
    • memuru
        
    • Kâtip
        
    • Resepsiyonist
        
    • elemanla
        
    • çalışandan
        
    Ama efendim, biliyorsunuz, çalışan el kitabında açıkça belirtildiği gibi, Open Subtitles وكما تعلم، يا سيدي فإن دليل الموظف ينص بوضوح، وأقتبس
    Şimdi ben mevcutu alır almaz, memur sınav kağıtlarınızı verecek. Open Subtitles والآن، بعد التأكد من حضوركم سيقوم الموظف بتسليمكم أوراق الإختبار
    Colin Cavendish'in satın aldığı her şey eleman indirimiyle alınmış. Open Subtitles تبين أن كل ماأشتراه كولن كافنديش تم شراؤه بخصم الموظف
    memur personel kayıtlarını inceliyordu. İnkar edilemez. Open Subtitles لقد كان الموظف يراجع الملفات, لا يمكنك أن تنكر ذلك
    Bir CEO'ysanız ve çok değerli bir çalışana, ufak bir hatadan dolayı çok kızarsanız, bu size o çalışanı kaybetmeye malolabilir. TED إذا كنت الرئيس التنفيذي، وقد أصبحت غاضبًا فجأةً من موظف محترم بسبب مخالفة طفيفة، يمكن أن يكلفك ذلك فقدان الموظف.
    İlginizi çeken birşey görünce ürünü aldığınızda Görevli kişi ürünü tarayabilir ve ürün mağazanın herhangi bir yerindeki bir ekranda görüntülenebilir. TED تتناول الجهاز، ومتى رأيت شيئًا أعجبك يقوم الموظف بمسحه بالجهاز وبذلك يمكن عرضه على أي شاشة في أنحاء المتجر
    Bu yüzden bu görev için ve üç aylık ücretli izinle birlikte şu parlak işçi Bay Bean'i öneriyorum. Open Subtitles قررت لذا, الأيصاء بالبريد والشهور الثلاثة السبتية التي تذهب معه ذلك الموظف الرائع
    Peki ya yeni oyuncu alma elemanı ne olacak? Open Subtitles حسنــا .. وماذا بخصوص الموظف الحالي لهذا المنصب ؟
    çalışanın dediğine göre de, odayı tutarken epey gerginmiş. Devamlı arkasına bakıyormuş. Open Subtitles وقال الموظف أنّه بدا مُتوتراً عندما نزل في الفندق، وظلّ ينظر خلفه.
    çalışan da kendisine gerçekten güvenilmediği hissine kapılıyor. TED ويشعر الموظف بأنه ربما غير موثوق به حقًا.
    Elbette, o çalışan şu anda öldü ve ben ölmedim dolayısıyla düşmanlarınızdan uzun yaşamak için belli bir şansınız var. TED وبالطبع ، ذلك الموظف قد مات الان ، لكنني لا أزال حيةً ، لذا بالتأكيد هناك نوع من المجد في استمرارك مع غياب خصومك.
    Hemen her yerde üretkenlik artar, çalışanın kendini adaması artar, çalışan tatmini artar ve iş değiştirenlerin sayısı azalır. TED في كل الإدارة تقريباً ترتفع الانتاجية، كما يرتفع ارتباط الموظف بالعمل ومستوى الرضى يرتفع أيضاً لدى الموظفين، وتقل الخسارة.
    Beşinci bölümde, altı günlük yeni memur. Open Subtitles الموظف الجديد بالقسم الخامس منذ ستة أيام
    Fotokopiye gitmeye vaktim yok. Yeni eleman yapsın. Open Subtitles لا يوجد لدي وقت لذلك دع الموظف الجديد يفعله
    Bence sözleşmeli elemanlarından birinin yaptığı işe alaka gösteriyorsa, o eleman ona fikrini anlatabilmeli, tabii işini kaybetmek istemiyorsa. Open Subtitles أعتقد أنه إن كان مهتما بما يقوم به أحد موظفيه، فعلي ذلك الموظف أن يخبره، إن أراد أن يظل موظفا لديه.
    Ben Yüzbaşı Devett, adanın personel amiriyim. Open Subtitles الكابتن ديفيت انا الموظف المسؤول عن شؤون الموظفين على الجزيرة
    Evet, bizimle çalışan birçok geçici personel, onlar biraz... Sanırım, beni diğer geçici personel gibi bulmadınız. Open Subtitles ـ أجل ، معظم الموظفون المؤقتون ـ اظن أنك لم تحسن اختيار الموظف المناسب
    Tahminimce ayın en iyi çalışanı, ödülünü alamayacağım. Open Subtitles أظن أنني لن أكسب جائزة الموظف المثالي هذا الشهر.
    Buradaki aptal Görevli, bay Graham'le mi yoksa bayan Graham'le mi görüşeceksiniz diye sordu. Open Subtitles الموظف الغبى هنا سألنى ان كنت اريد التحدث الى السيد او السيدة جراهام
    Ve, hisseli bir işçi kâr paylaşım programı başlatırız. Open Subtitles ... ونُلقّن الموظف ... بضرورة المشـاركة في برنامج الربح عن طريق الأسهم
    Her ay, her zaman ayın elemanı seçilirdim. Burada yürüdüğümde diğerleri gözlerini bende kaçırırdı. Open Subtitles كنت الموظف الأمثل لكل شهر، لمدة أبدية كنت أتجول بهذه الأورقة وكانت الناس تتفادى عيني!
    Belki... Tezgahtar... kayıt cihazına cd koymayı unutmuştur. Open Subtitles ربما الموظف بالمحل نسي أن يضع دسك التسجيل فى الفيديو اليوم
    Bu memuru ne diye vurdunuz? Ötekileri de elinizden kaçırdınız. Open Subtitles لماذا قتلت هذا الموظف وتركت الآخرين يهربون؟
    Kâtip hakkında bir şeyler bulduk. Frank Gephart hakkında duvara tosladık. Open Subtitles حصلنا على شيء على الموظف اننا لم نصيب في امر فرانك
    Resepsiyonist sessiz alarma bastı, ve biz de tarayıcımızla alarmı aldık. Open Subtitles قام الموظف هنا بضغط زر الإنذار الصامت وقمنا بالتقاطه عبر أجهزتنا,
    Evet, cekete gitmeye baktığımızda orada kimin olduğuyla ilgili elemanla konuşmak istediğini söyledi. Open Subtitles أجل، قالت أنها أرادت التحدث مع الموظف الذي كان موجودًا عندما سحبنا المعطف
    Eski bir çalışandan şüphelenmişler, ama kanıt bulamamışlar. Open Subtitles المالك يشتبه أن يكون الموظف السابق ولكن ليس لديه أي دليل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more