Kameranın Scratch'e bilgi göndermesi yöntemiyle aynı şekilde mikrofonu da kullanabilirsiniz. | TED | بنفس الطريقة التي تستخدم بها الكاميرا لنقل المعلومات إلى سكراتش، يمكنكم استعمالها أيضا مع الميكروفون. |
CA: mikrofonu Andrew'e uzatabilir miyiz lütfen? | TED | كريس: هل يمكننا الحصول على الميكروفون هنا، أرجوكم، لأندريو؟ |
Bu stres altında omuzlarım çöktüğünde, bana mikrofonu verdiler. | TED | سلّموني الميكروفون وكان كتفيّ غارقين تحت عبء كل هذا التوتر. |
Yanındaki mikrofon, bunun tıpa tıp aynısı... ama fiyatı onun yarısı. | Open Subtitles | لا أفهم لم علي أن أدفع كل هذا المبلغ لهذا الميكروفون |
Dediklerimi kaydedenleri, bu mikrofon ve kamerayı icat edip üretenleri tanımıyorum. | TED | أنا لا أعرف الأشخاص الذين صمموا وصنعوا هذا الميكروفون وهذه الكاميرا، والتي تسجل ما أقوله. |
Çok basit. Sadece şu küçük mikrofona doğal ses tonumuzla konuşacağız. | Open Subtitles | إن الأمر غاية فى البساطة ، لن يكون علينا سوى التحدث فى الميكروفون الصغير بصوت طبيعى |
Ötekiler yatmaya gitti... ama bu tam mikrofonun üstüne yattı. | Open Subtitles | البقية ذهبوا للخلود للنوم ولكنه قرر الإستلقاء تماما فوق الميكروفون |
DB: Elinizi cebinizden çıkarın, ağırlığınızı diğer tarafa verin, mikrofonu diğer elinize alıp yine ''evet'' deyin. | TED | أخرج يدك من جيبك, و ضع وزنك على الجانب الآخر بدل الأيادى مع الميكروفون وقل نعم مرة أخرى |
mikrofonu değiştiriyorum çünkü... beni hâlâ duyabiliyorsunuz değil mi? | TED | سأقوم بتغيير الميكروفون لأن. أرجو أنك ما زلت تسمعني |
Örneğin, buraya gelip de mikrofonu yuvasından çıkarıp elime aldığımda bunun bir mikrofon olduğunu varsaydınız, oysa değil. | TED | على سبيل المثال, عندما مررت من هنا, و أخذت الميكروفون و قمت بتشغيله, إنتم إفترضتم أن هذا ميكرفون, وهو ليس كذلك. |
Umalım ki işe yarasınlar. Bana mikrofonu ver, oğlum. | Open Subtitles | نرجو أنهم يفعلون كالمطلوب أعطني الميكروفون |
Şimdi orada oturun ve... mikrofonu takın, lütfen. | Open Subtitles | اتفقنا يا سيد ماكي؟ شكراً لك و الآن اجلس مكانك و ضع الميكروفون من فضلك |
Şimdi orada oturun ve... mikrofonu takın, lütfen. | Open Subtitles | اتفقنا يا سيد ماكي؟ شكراً لك و الآن اجلس مكانك و ضع الميكروفون من فضلك |
Melodisi binlerce kişinin kulaklarında çınlıyor, 40 metre ötedekilere mikrofon yardımı olmadan ulaşabiliyor. | TED | ولحنها يصدح ليصل مسامع آلاف المتفرجين، ويصل لمقاعد تبعد 40 مترًا. كل ذلك دون أي مساعدة من الميكروفون. |
Seninle, bir zamanlar benim için çalışan bu mikrofon aracılığıyla konuşuyorum. | Open Subtitles | إننى أتحدث إليك من خلال هذا الميكروفون المتجول الذى كان يعمل معى |
Tamam patron. Bu LTX-71 mikrofon, NASA'da kullanılan sistemin aynıdır. | Open Subtitles | ل.ت.اكس المخفى الميكروفون انه ريس، يا حسنا، |
Şimdi, Gayatri Devi'yi mikrofona davet ediyorum! | Open Subtitles | انا اطلب غاياتري ديفي الآن لأخذ الميكروفون |
Belki mikrofona konuşursam daha iyi anlayabilirsin. | Open Subtitles | ربما إذا تحدثت فى الميكروفون ستسمعني بوضوح |
Bir mikrofonun seksi bir kıza verdiği tepki. | Open Subtitles | فقط كنت أريد أن أعرف ما هو شعور الميكروفون عندما يلامس امرأة جميلة |
Beyaz Saray bir gazetecinin mikrofonunu almaya çalışan stajyerle etkileşimini gösteren sahte, üstünde oynanmış bir video yayınladı. | TED | أصدر البيت الأبيض شريط فيديو مفبرك عن صحفي يتفاعل مع متدربة كانت تحاول التقاط الميكروفون من يده. |
Ekip liderleri, mikrofondan emirleri verin. | Open Subtitles | إلى قائدي الفرق، حوّلوا الاتصالات إلى الميكروفون. |
Pekala, kurabiye yapımında megafon çocuk ve sümüklü dalgıçla iyi eğlenceler. | Open Subtitles | إمرحوا بصنع البسكويت مع الصبي ذو الميكروفون المكبِر |
Çünkü bu kablolar mikrofondaki sesini yayına iletiyor. | Open Subtitles | لأنهم ينقلون صوتك من هذا الميكروفون إلى وحدة الصوت تلك |
Ve sizi temin ederim burada kesinlikle bir efekt yok, ne mikrofonda ne de herhangi bir şeyde. | TED | ويمكنني أن أؤكد لكم أنه لم تكن هناك أي مؤثرات على الإطلاق على هذا الميكروفون على الإطلاق. |