"المَلِك" - Translation from Arabic to Turkish

• Kral
• kralın

Kral'ı kilisenin başına geçirmek için anlaştılar ama İsa'nın kanunları müsaade ettiği kadarına.
صوتِو بَاللإفَتراض علَى جعِل المَلِك رئِيس الكَنيَسه ولكِن مَايسمَح لِلمسَيح يسَمح لهَ فحَسب

Tanrı'ya şükürler olsun, sonunda vicdanı, Kral'ın davasını haksız buldu.
أشكَر الله لأن ضمِيره أخَيراً دفعَه لِلإدانَه المَلِك لاءم فحَسب

Eğer Kral'ı hayal kırıklığına uğrattıysam iyi bir sebebi vardır.
إذَا كُنت قَد جَعلَت المَلِك يَيأسْ، فَسَيكُون ذَلِك لِسَبب وَجِيه

Kontrol edemeyeceğimiz biri ya da Kral'ı kontrol etmek isteyen biri.
شَيء مَا، لانَستطِيع السَيطَره عَليه أو الذِين يَسعَون لِلِسيطَره عَلى المَلِك

Leydim, kralın kararına göre yakılmayacaksınız.
سَيِدتِي، يمَكِنني أن أقِولَ لكَ بِأن المَلِك قَرر

Eğer Kral'ın metresi, benim için Kral'a aracılık edecekse o zaman minnettar kalırım.
ولكِن إذَا كَانت عشِيقَة الملِك سَوف تَتوسَط لمصلحَتي لدَى المَلِك عِندئِذ سَأكِون ممُتَنه

Kral'ın, sekreterinizi benimle tanıştırma teklifini düşündükçe kendimi gülmekten alamıyorum.
لا يمكِنني كتِم الضَحِك علَى إقتِراح المَلِك بتَقدِيم حاَرسِك لي

Ne yaptığını biliyorum ama Kral'ı elimden alabileceğini düşünme.
أعَرف مَاالذِي تفَعلَينَه لكِن لاتفَكِري بِأن تَأخِذي المَلِك بعَيدا عَني

Acilen evliliğin iptalini önlemenizi ve Kral'ı Katolik Birliği'nden çıkarmanızı istiyor.
كاثرين"، المَلكة المسَتائه، أحثكَم علَى كبَح الإحتَجاز" والتَواصِل الساَبق مَع المَلِك

Sen gelmeden önce, Piskoposlar Cemiyeti'nin, Kral'ın üstünlüğüne karar verip vermeyeceklerini tartışıyorduk.
كَنا نتنَاقش قَبل وصِولَك، التَقدِم لتَجمع الأسَاقِفه الذِي يدعِو لإتخَاذ قرَار عَن سِيادَة المَلِك

Kral'la cinsel münasebette bulunmuş bir hanımla olan akrabalığınız sebebiyle.
علَى أساَس تكَتمِك المحَرم علَى معرفة إنجِذاب المَلِك بعَلاقَه جِنسَيه لإمَراه أخَرى

Kral da onu seviyor ve evlenmek niyetinde.
وبِأن المَلِك يحَبهَا، ويَنوي الزَواج بهَا

Evet. Ev eşyalarını sağlaması bile Kral için zarar.
نعم، مِن أمَوال المَلِك ألتيَ دَفعهَا لمنَزلهَا

Kral bu para kesesini almanızı istiyor. İçinde 20 pound var.
المَلِك يطَلب مِنك أن تَأخِذي هَذا المَال

Sizlere Kral'ın ömrünün uzunluğuna dua etmeniz için yalvarıyorum.
أدَعِوكم ً وأتَوسل إليَكم جمِيعا لِلصَلاه مِن أجِل حَياة المَلِك

İnan bana, zamanı gelince Kral bile teşekkür edecek.
صَدقنيِ في وَقت حَتى المَلِك نَفسه سَيقُوم بِشُكرك

Kral, hamileliğin göstergesi olduğunu söylüyor ama bence değil.
المَلِك قَال لي بِأنهَا إشَارَه بِكونِي حَامِل، لكِن قُلت لَه إنهَا لاشَيء مِن هَذا القبِيل

Bu yüzden, Kral'ın Anne Boleyn ile olan evliliği, Tanrı'nın huzurunda geçerli ve yasaldır.
وبِالتَالي، إن زَواج المَلِك مِن آن بولين يُعلَن بِأنَه قَانِونِي ومَشرُوع في نَظر الإلَه

Dinle. Kral ve ben ünlü bir falcıya gittik.
إسمَعِي، المَلِك وأنَا زُرنَا مُنجِم شَهِير

Uydurabilirim. Kral'ın beni yarın için güvenlik sorumlusu yapmasına rağmen.
لا أستَطِيع، رُغم أنَ المَلِك جَعلَني المُوظَف المَسؤول الأعلَى لهَذا اليَوم

kralın size, yani gerçek karısına davrandığı gibi davranmıyor bana.
إنَه لا يعَامِلني كَزوجَه مَلائِمه لَه كمَا يعَامِلك المَلِك