"الناتجة" - Translation from Arabic to Turkish

    • ortaya
        
    • gelen
        
    • oluşan
        
    Sonuçta ortaya çıkan ince tabaka aktif tabakadır, güneş enerjisini emer. TED الطبقة الرقيقة الناتجة هي الطبقة الفعالة، التي تمتص الطاقة من الشمس.
    Ne yazık ki, ağaçların yok olması nedeniyle ortaya çıkan küresel karbon salınımları küresel ulaşım sektörüyle yarışır hale geldi. TED للأسف، إنباعثات الكربون العالمية الناتجة عن إزالة الغابات تساوي الآن قطاع النقل العالمي.
    Sonuç olarak, ortaya çıkan malzeme yüzlerce metreye tırmanan yapıları gökyüzüne taşıyacak kadar güçlü bir şekilde büyür. TED في النهاية، المادة الناتجة تصبح قوية كفاية لدعم مباني ترتفع مئات الأمتار في السماء.
    Böylece denizden gelen nemli rüzgar estiğinde böceğin kabuğunda su tanecekleri oluşmaktadır. TED مما يجعل الرطوبة الناتجة عن البحار القريبة تتكثف على سطح قشرتها مشكلة قطرات من المياه
    Asıl problem, beşeri faaliyetler sebebiyle sera gazı yoğunluğunun artışı sonucu meydana gelen küresel ısınmadır. TED المشكلة هي الاحتباس الحراري، الناجمة عن زيادة تركيز الغازات الدفيئة الناتجة عن النشاط البشري.
    Bir: Barutun ateşlemesinden dolayı oluşan ısı daha buz kurşunu yerinden çıkmadan eriyor. Open Subtitles الأولى، الحرارة الناتجة عن إشعال البارود تذيب الرصاصة الجليدية قبل أن تغادر الماسورة.
    Sonrasında ortaya çıkacak çevresel etkiler dünyadaki tüm yaşamı yok edecektir. Open Subtitles التأثيرات البيئية الناتجة يمكن أن تحطم كل الحياة على الأرض
    İlk uranyum atomu parçalandığında ortaya çıkan enerji sadece bir kum tanesini yerinden oynatmaya yetiyordu. Open Subtitles الطاقة الناتجة من انشطار أوّل ذرّة يورانيوم كانت تكفي لتحريك ذرّة رمل وحسب.
    Nesneleri çarpıştırdığınız zaman, parçacıkların başlangıçtaki enerjileri, sonuçta ortaya çıkan parçacıkların toplam enerjisine eşit olmalıdır. Open Subtitles نظريّا, حين تصطدم الأشياء ببعضها, يجب أن تكون طاقة الجزيئات الأصليّة مُماثلة لطاقة الجزيئات الناتجة.
    Yukarıda cesetleri bulduğunuz oda da ortaya çıkan enerjiyi kontrol ve muhafaza etmek için inşa edilmişti. Open Subtitles وتلك الحجرة التي فوقها التي وجدتم فيها الجثث بنيت للسيطرة على الطاقة الناتجة واحتوائها
    Akbabalar çürüme başlarken ortaya çıkan gazların kokusunu alabilir. Open Subtitles نسر يمكن أن رائحة الغازات الناتجة قبل بداية عملية الاضمحلال.
    Sanki, iki saati çarpıştırıp ortaya çıkan parçaları inceleyerek saatin nasıI çalıştığını anlamaya çalışmak gibi. Open Subtitles فالأمر أشبه بصدام ساعتين معاً ثم تجميع الفوضى الناتجة ومحاولة إكتشاف كيفية عمل الساعة
    İki şeyi alırsın ve onları çarpıştırırsın ve çarpışmadan ortaya çıkan bir sürü şey olur ve sen de onları anlamaya çalışırsın. Open Subtitles تأخذ شيئين وتسحقهما معا وتحصل على الكثير من الأشياء الناتجة من هذا التصادم وتحاول فهم تلك الأشياء
    Bu iki galaksi, birbirlerine çarpınca birleşmişler ve ortaya çıkan güçler milyarlarca yeni güneş oluşturmuş. Open Subtitles هاتين المجرتين إندمجتا عندما إصطدمتا ببعضهما البعض والقوي الناتجة ولدت مليارات من الشموس الجديدة
    Testlerinin ortaya çıkardığı sıfırlar ve birler seli aletin sonuna bir koydu bir kaç saniye sonra tutarlı bir formül meydana getirdi. Open Subtitles سيل الـ0 و 1 الناتجة من فحوصاته قد دخلت نهاية واحدة للجهاز وأنشأت معادلة متوافقة بعد ثوانٍ،
    Yine de, doğuştan gelen ya da geçirilmiş bir hastalığın neticesi olan... anatomik bozukluklar hakkında... yeterli deneyime ben sahibim. Open Subtitles إلا أنني أتمتع بكفاءة معينة فيما يتعلق بمضاعفات الشذوذات الخلقية أو الناتجة عن مرض سابق
    Elinizde bu art arda gelen zincirleme reaksiyon süreci var ve potansiyel hemen görünüyordu. Open Subtitles النتيجة عملية تفاعل متسلسل متضاعف وتمّ رؤية الطاقة الناتجة في الحال
    Hidrojen, Yunanca "ilk" anlamına gelen kelimeden esinlenerek Rutherford'un proton adını verdiği yalnızca tek bir küre içeren en basit elementtir. Open Subtitles الكتلة الناتجة عن اتحاد المادة و المادة المضادة ستتحول إلى طاقة بأكملها
    Birini öldürmekten gelen, pişmanlığı örtmek için yapan insanlar gibi yani. Open Subtitles لقد إضطروا لغسل معدتها أظن أن هذا نوع من الأفعال الناتجة من الندم
    İyi ki bu var çünkü avuç içine iki elektrot koyarak deride terleme sonucu oluşan direnç değişikliğini ölçebiliriz. TED وهذا من حسن الحظ، لأننا نستطيع أن نضع قطبين كهربائيين على راحة يدك وقياس التغير في مقاومة الجلد الناتجة عن التعرق.
    Sonuçta oluşan gen genelde kullanılamaz ve kapatılır. TED وبالغالب فإنّ الموّرثة الناتجة قد لا تُستخدم أو قد تُطفَئ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more