Başarılı şekilde yeniden başlayanlar her yerde ve alanda mevcut. | TED | الآن، يتواجد المستأنفون الناجحون بكل مكان و بكل مجال، |
Ama insanların zamanını nasıl Başarılı harcadığı üzerine çalıştıktan ve saati saatine programlarına baktıktan sonra bence bu fikir tamamen ters. | TED | لكن بعد دراسة كيف يقضي الأشخاص الناجحون وقتهم والنظر في جدول أعمالهم ساعة بساعة أعتقدُ أن هذه الفكرة عكسية تمامًا. |
Başarılı olmuş liderleri incelerseniz karizmanın liderlik etmekten geldiğini görürsünüz. | TED | اذا نظرت ودرست القادة الناجحون ستجد ان الكريزما جائت من قيادتهم للناس |
Kazananlar asla pes etmezler. | Open Subtitles | الناجحون لا يستسلمون |
Hayatta da, filmlerde de iyi oynayanlar Başarılı olurlar. | Open Subtitles | الذين يمكنهم التمثيل في الأفلام و في حياتهم هؤلاء هم الناجحون |
Akademi Öğretim Takımı Görev Sınavı Başarılı Kişiler | Open Subtitles | امتحان التدريس بالأكاديمية المرشحون الناجحون |
Çok Başarılı ebeveynler aynı başarıyı çocuklarından da bekliyorlar. | Open Subtitles | لا ينتظر الآباء الناجحون جداً ما هو أقل من أبنائهم |
Sizin gibi, azimli ve Başarılı insanların hayatı karmaşık olur detayları beni ilgilendirmez. | Open Subtitles | الناجحون القياديون أمثالكِ لديهمحياةمعقّدة.. ولكن الأسباب التفصيلية ليست من شأني |
Başarılı ve geceleri ilaç kullanmadan uyuyabilen hayali çocuklarımız Taylor ve Jayden'ın babaları olmayı hak etmiyorsun! | Open Subtitles | انت لا تستحق ان تكون الاب في تايلور و جايدين او اطفالنا الخياليون الناجحون القادرين على النوم في المساء بدون الادويه |
Başarılı insanlar, neyde iyi olduklarını bulup ona odaklanırlar ve gerisini boş verirler. | Open Subtitles | الأشخاص الناجحون هم من يكتشفون ما هم بارعون فيه, و يتركوا الباقي |
En Başarılı bebeklerin Kasım'da doğduğuna dair sayısız çalışma var. | Open Subtitles | كان هنالك عددٌ لا يحصى من الدراسات التي تشير إلى أن نسبة كبيرة من الأطفال الناجحون |
Bir şirket CEO'su, Shogakukan editörü ve Başarılı insanlar enfeksiyon kapmış. | Open Subtitles | رئيس الشركة و مدير التحرير و جميع الناس الناجحون فيها تعرضوا للعدوى |
Başarılı insanlar, onlara işlerin kötü gidebileceğinin hatırlatılmasını istemiyor. | Open Subtitles | الناجحون لا يريدون التذكير بأن الأمور يمكن أن تسوء. |
Başarılı politikacılarla ilgili şöyle bir söylem vardır: | Open Subtitles | هنالك مقولة السياسيُّون الناجحون |
Başarılı insanlar öyle programlara bayılıyor. Aynada kendilerine bakmayı seviyorlar. Başarısız insanlar da hayal kurmak istiyorlar. | Open Subtitles | الناجحون يحبونها والفاشلون يحلمون بها |
Başarılı balıkçıklar çoktan geri dönmüş, kılıçbalıklarını ayıklayıp temizlemişlerdi. | Open Subtitles | الصيادون الناجحون كانوا جاهزين دائماَ " " ... يأخذون ما يصطادونه من أسماك المارلين الضخمة |