Ve insanlar gerçeği öğrenirse hayatının nasıl olacağını tahmin bile edemezsin. | Open Subtitles | ولا يُمكنني تصور ما قد يحدث لحياتك إذا اكتشف الناس الحقيقة |
Tüm lise hayatım boyunca, insanlar gerçeği öğrenecek... korkusuyla kim olduğumu sakladım. | Open Subtitles | فعندما كنت بالثانوية أخفيت حقيقتي وكنت أخاف أن يعرف الناس الحقيقة |
İnsanlara gerçeği söylemek için dolaşamam gibi değil. | Open Subtitles | انها ليست مثل يمكنني أن أذهب حول قول الناس الحقيقة. |
- Hiçbir şey. Ve ses bana dedi ki: "İnsanlara gerçeği anlatmanı istiyorum. | Open Subtitles | "وقال لي الصوت أريدك أن تخبر الناس الحقيقة" |
İnsanların gerçeği söylememesi. | Open Subtitles | مثل عندما لا يخبرك الناس الحقيقة |
İnsanlara gerçekleri anlatıyorum. | Open Subtitles | ـ ماذا تفعل؟ ـ اخبر الناس الحقيقة فحسب |
İnsanlar doğruyu duyduklarında bunu anlarlar. | Open Subtitles | يعرف الناس الحقيقة عندما يسمعونها لهذا نقول إن لها وقعاً |
Er ya da geç, insanlar gerçeği öğrenecek. | Open Subtitles | و عاجلاً أم آجلاً سيدرك الناس الحقيقة |
İnsanlar gerçeği hiç öğrenecekler mi? | Open Subtitles | ألن يعرفوا الناس الحقيقة ؟ |
İnsanlar gerçeği öğrenmeli. | Open Subtitles | يجب أن يعرف الناس الحقيقة. |
İnsanlar gerçeği dinlemek istemiyor. | Open Subtitles | لن يسمع الناس الحقيقة |
Bu insanlara gerçeği anlatmanı, talep ediyorum senden. | Open Subtitles | أريد منك أن تخبر هؤلاء الناس الحقيقة |
İnsanların gerçeği bilmesini istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن يعرف الناس الحقيقة. |
İnsanların, gerçeği öğrenmesini istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن يعرف الناس الحقيقة |
İnsanlara gerçekleri anlatıyoruz! | Open Subtitles | إخبار الناس الحقيقة! |