"الناس من" - Translation from Arabic to Turkish

• insanlar
• insanların
• insanları
• insan
• kişi
• insanlardan
• halkı
• İnsanlara
• kölelikten

Şehrin her yerinden insanlar gelmişlerdi bu parkları görmek için.
جاء الناس من جميع أنحاء المدينة ليكونو في هذه الحدائق.

Ve bunlar Çin'den, Japonya'dan, Kore'den ve kuzeydoğu Asya'nın başka bölgelerinden insanlar.
وهؤلاء الناس من الصين واليابان كوريا، وأجزاء أخرى من شمال شرق آسيا.

Ellerimi açıp "Merhaba" diyerek, insanların kadınsı sesimi duymalarını sağladım.
أرفع يدي وأحييهم، حتى يتمكن الناس من سماع صوتي الأنثوي.

Bazı insanların ne kadar hastalıklı olduğunu tahmin bile edemezsin.
ليس لديك أيه فكره عما أصبحت أفكار الناس من إنحطاط

Yani ne kadar bloklarsanız, o kadar insanları sansürden kaçmaları için etkiler ve böylece bu kedi fare oyununun kazananını etkiler.
لذا فكلما تحظرها أكثر، كلما كان تأثيرها أكبر على الناس من أجل تجنب الرقابة وعليه، الفوز في لعبة القط والفأر هذه.

Sen bu kutu için insanları öldürenin Vatikan olduğunu mu söylüyorsun?
أتقول بأن الفاتيكان يقتل الناس من أجل الحصول على هذا الصندوق؟

Dedi ki; köyünde bir karınca tepesindeki karıncalardan bile fazla insan varmış.
قال قريته ديها عدد أكبر من الناس من النمل في تل النمل.

Bazen en çok itimat ettiğimiz insanlar... yakın çevremizin dışından çıkarlar.
أحيانا يكون الناس من خارج عالمنا.. أفضل من نأتمنهم على أسرارنا

Belki de etrafındaki insanlar, ona, ihtiyacı olan sevgi ve desteği sağlayamıyordur.
ربما كان الناس من حوله لا يوفّرون له الحب والدعم الذي يحتاجه

Civar bölgelerdeki insanlar gelip yiyecek, bilgi, makine parçası alışverişi yapıyorlar.
. الناس من كل الاقليم يتجارون بالطعام وبالمعلومات وباجزاء من الات

Neden insanlar seni gücendireceklerini bile bile "alınma ama" derler ki?
كيف يقول الناس من دون اهانة تماما قبل ان يهينوك ؟

Evet, etrafta insanlar var ve sonrasında da insanlarla olmak var.
أجل، لكن هناك فرق لكونك حول الناس من التواجد مع الناس

Bilgiyle donanmış insanlar daha uzun ve sağlıklı hayatlar sürebilecek.
مسلحين بالمعرفة، سيتمكن الناس من عيش حياةٍ أطول وأكثر صحة.

Bu Tarikat'ın, insanların ölüm korkusundan kurtulmalarına yardım ettiğini ve çok ilginç bir biçimde Hıristiyanlığa zemin hazırladığını biliyoruz.
نحن نعلم بأن النظام الديني ساعد على تحرر الناس من الخوف من الموت والأكثر اهمية, تجهيز العالم إلى المسيحية

İnsanların şu an birbirlerini öldürdükleri şeyleri, o zamanlar fırlatır atardık.
لقد كنّا نرمي أشياء يتقاتل الناس من أجل الحصول عليها الآن

İnsanların bunun üstesinden gelmek için pek çok yol bulduğunu söylemek istersin.
مع كل ما وصل إليه الناس من جميع أنواع التعامل مع ذلك

Tüm bu insanların bu bok dünyada sonuna kadar korumaya çalışıyorum.
أنا أحصل على جميع هؤلاء الناس من خلال هراء نهاية العالم.

Güney aslında insanların gitmesini engellemek için elinden geleni yaptı.
فعل الجنوب كل ما بوسعه لمنع الناس من الرحيل.

Sizlere, hayatın tüm uğraşılarından kopup gelen insanları takdim edeceğiz.
سوف نقوم الآن بتقديم بعض الناس من كل مجالات الحياة

Bu insanları sokaklardan uzak tutmalı ve koruyucu gözaltına almalısınız.
تحتاج إلى سحب هذه الناس من الشوارع وإلى الحماية القضائية.

İnsanları kötü yemek deneyimlerinden korumanın, senin için hayat felsefesi olduğunu söylemiştin.
قلت أنك تحمي الناس من المطاعم السيئة انه ما جعلك تمضي قدماً

Dünyamızda neler olacağına karar verecek az sayıda insan var.
هناك من الناس من يقررون ما الذي سيحدث في عالمنا

Ve geçen yıl bir sürü fotoğraf çektim; çok az kişi bu fotoğraflarla ne yapacağımı biliyordu, ama bir sürü fotoğraf çektim.
ولقد التقطت الكثير من الصور العام الماضي قليل من الناس من عرف ما كنت أنوي أن أفعله لكني التقطت الكثير من الصور.

Ben sokakta insanlardan medet uman bir serseriyim.
ولكن انا المتشرد الذي يعتمد على الناس من الشارع.

Ve halkıyla, halkı için var olan bu devlet yeryüzünden asla silinemeyecek.
وتشكيل حكومة من الناس من قبل الشعب، وبالنسبة للأشخاص لا يموت هنا.

Sizin gösterdiğiniz şeyler sonucunda; yani web sayfası insanlara her zaman makine aracılığıyla ulaşmam ve hep onların beni araması...
البعض من الأشياء التي جأت بها موقع الويب الفكرة التي كنت أتكلّم عنها دائما لهؤلاء الناس من خلال البريد الصوتي

Biz insaları kölelikten kurtarmak için satın almıyoruz.
لا ينبغي أن نشتري الناس من أسيادهم لتحريرهم.