ve bana bir kadeh kırmızı şarap koyuyorlar ve küvette banyo yapmamı öneriyorlar ve böyle binlerce gecem oldu. | TED | وهم يصبون لي كاسا من النبيذ الأحمر وتقترح لي ان استحم. ولقد امضيت آلاف ليال مثل هذا ومثل هذا. |
Ona çok değer veriyorum ve 2.5 kadeh kırmızı şarap içtim. | Open Subtitles | أنا أهتم به كثيرًا وقد شربت كأسين ونصف من النبيذ الأحمر |
Eğer beyefendide varsa, hanımefendi bir bardak kırmızı şarap ister. | Open Subtitles | آه، يود السيدة كأسه النبيذ الأحمر إذا كان الرجل واحد. |
Bana gelince, ister istiridye yiyeyim, ister balık, her zaman kırmızı şarap içerim, evet. | Open Subtitles | سواء سنختارالمحار أو السمك فيجب أن نختار النبيذ الأحمر |
Birlikte akşam yemeği yedik ve getirdiği kırmızı şarabı içtik sonra birlikte yattık. | Open Subtitles | تناولنا الغداء معا، وشربنا النبيذ الأحمر الذي أحضره معه وبعد ذلك مارسنا الجنس |
Dediklerinin içinde sadece bir iyi nokta var, o da kırmızı şarap içmesi. | Open Subtitles | ... عما تخبرني ... فقط الخبر الجيد الآن هو أنه يشرب النبيذ الأحمر |
Bana söylesene. kırmızı şarap mı yoksa beyaz şarap mı seversin? | Open Subtitles | أخبريني بشيء هل تحبين النبيذ الأحمر أم الأبيض ؟ |
Derdimi şöyle anlatayım. Kız bir şişe kırmızı şarap istiyor... ve benim hiç param yok. | Open Subtitles | تريد زجاجة من النبيذ الأحمر ولست أملك مالاَ |
Bir kırmızı şarap da ben alabilir miyim? Aynısından lütfen? | Open Subtitles | هل يمكنك أن تحضر لي النبيذ الأحمر تماما مثل الذي عندها؟ |
Sayın Albay. İki sığır eti sarması, bir de kaliteli kırmızı şarap. | Open Subtitles | سنأخذ طبقي لحم بقر مع زجاجة من النبيذ الأحمر |
Belki de kırmızı şarap içmen daha iyi olur. | Open Subtitles | ربما ينبغي أن يكون لديك النبيذ الأحمر بدلا من ذلك. |
Birkaç yerde çizgilenme gördüm, ben onları seyreltilmemiş kırmızı şarap sirkesi ile yok ediyorum. | Open Subtitles | لقد غسلتهم وجدت بعض البقع لذا ، اقوم بمسحهم بمحلول من النبيذ الأحمر المخفف |
Beyaz masa örtüsüne kırmızı şarap döktü. | Open Subtitles | ..سكبت بعض النبيذ الأحمر على مفرش المائده الأبيض |
Bu arada, kırmızı şarap lekesine tuz ekmek gerek, şarabı emmesi için. | Open Subtitles | ..بالمناسبه ، لإزالة بقع النبيذ الأحمر ..نضع عليه الملح لكي يمتصه |
- ... bira istiyorum. - Ben de bir kadeh kırmızı şarap alayım. | Open Subtitles | ــ أريد جعة ــ وأنا كأساً من النبيذ الأحمر |
Çölde asla kırmızı şarap içmemelisin derler. | Open Subtitles | يقولون أنّه لا ينبغي عليك إحتساء النبيذ الأحمر في الصحراء. |
Çölde asla kırmızı şarap içmemen gerektiğini söylerler. | Open Subtitles | يقولون أنّه لا ينبغي عليك إحتساء النبيذ الأحمر في الصحراء. |
Ama kırmızı şarap şişelerini açmakta tam bir dahiyim. | Open Subtitles | لكنني عبقرية في فتح قوارير النبيذ الأحمر |
Akşam yemekte, getirdiği kırmızı şarabı içtik. | Open Subtitles | تناولنا العشاء، وشربنا كأسًا من النبيذ الأحمر الذي أتى به |
Doğrudur ve napalm lekesi de kırmızı şarapla çıkar. | Open Subtitles | وبالطبع، الماده المشتعله تخرج من النبيذ الأحمر |
Şarap ekolünden gelen bir takım insanların deyişi ile, kırmızı şaraptan hası yoktur. | Open Subtitles | هناك بعض المدارس الفكرية التي لا تعترف بغير النبيذ الأحمر. |
Sizi italyanlarin kurtarmasinin güzel yani size yemek vermeleri, kirmizi sarap içirmeleri ve de dans edebilmenizdir. | Open Subtitles | الشيء الجيد حين ينقذك الإيطاليون أنهم يطعمونك و يجعلونك تشرب النبيذ الأحمر و ثم ترقص |
Ben de bir kadeh Kırmızı şaraba sodyum morfat koydum. | Open Subtitles | لذا، ذوّبت صوديوم morphate في زجاج النبيذ الأحمر. |