Bazen de Çatışma kahramanla ve bir başkası arasında değil kendisiyledir. | Open Subtitles | أحياناً, النزاع لا يكون بين البطل والآخر, إنما صراع مع النفس. |
Dünyadaki en yüksek sayılardan biri. Bu Çatışma 220.000'den fazla kişinin hayatına mal oldu. | TED | إنها إحدى أكبر نسب النزوح في العالم، وكلف هذا النزاع أكثر من 220000 من الأرواح البشرية. |
-Çıkmıyordum. Ama dün gece Jack diye biriyle Kavga ederken ikisini ayırdım. | Open Subtitles | لم أكن لغاية ليلة الأمس عندما فضيت النزاع بينها وبين ذلك الرجل |
Pembe Panterin sahipliği konusunda bir anlaşmazlık olduğunu duymuştum. | Open Subtitles | إذا لست فضولي جدا، قرأت ذلك كان هناك بعض النزاع على ملكية النمر الوردي. |
Unutmayın, kafamın arkasında da gözlerim var yani kavgayı kesin. | Open Subtitles | تذكروا بأني املك عينان في مؤخرة رأسي لذا توقفوا عن النزاع |
Bu tartışma, aynı vücudu paylaşan iki bilinç hakkındadır. | Open Subtitles | يتضمّن هذا النزاع الحساس بين شخصين يسكنون نفس الجسد |
Sizi aramaktaki maksadım, bir çatışmayı önleyebilmek için size güncel bilgileri vermek. | Open Subtitles | الغرض من هذه المكالمة هو إبقاؤك في اطّلاع علي مجهوداتنا لتفادي النزاع |
Bu alan tüm yabancılara kapalıdır. Sınır anlaşmazlığı sırasında çözüldü. | Open Subtitles | هذه المنطقة مُغلقة عن جميع الأجانِب حتّى يتم حلّ النزاع. |
Sanırım kişiliğindeki Çatışma şekillenmeye başladığı yıllara dayanıyor. | Open Subtitles | حسناً، أعتقد أن النزاع في هذه الشخصية بدأت من سنوات التكوين |
Şekillendiği yıllardan geliyor ama Çatışma seçiminde. | Open Subtitles | بالكاد يخرج من سنوات المشاكل لكن النزاع هناك في إختياره |
Çatışma elmasları Batı Afrika'da sık kullanılan bir para birimidir. | Open Subtitles | ماسات النزاع هى عملة شائعة فى غرب افريقيا |
Neden Kavga ettikleri ya da kızın ne dediği önemli değil. | Open Subtitles | لا يهم عن ماذا كنا النزاع ؟ او ماذا قيل ؟ |
Bütün o Kavga laflarından sonra gittiğine şaşmamak lazım. | Open Subtitles | كل هذا الكلام عن النزاع ولاتريده ان يرحل |
Ve Sarris bu anlaşmazlık sırasında... | Open Subtitles | وكان هذا فى عصر النزاع حيث قام ساريس بـ ـ ـ |
Bu kavgayı ben başlatmadım ama ben bitireceğim. | Open Subtitles | ولم ابدأ بهذا النزاع لكني سأعمل على انهائه |
Yapılacak daha fazla iş vardı, ve daha fazla tartışma. | Open Subtitles | مع الوقت كان هناك المزيد من العمل و المزيد من النزاع و في لحظة غضب |
Ve bu zarif fikir, bizim atomaltı seviyedeki belirsiz ve öngörülemez resmimiz ile büyük ölçekli düzgün görünüşlü resmimiz arasındaki çatışmayı çözmektedir. | Open Subtitles | وهذه الفكرة الرائعة تحل النزاع بين تقلُّبنا المُرتعش لصورة الفضاء على المقياس الذرى الفرعى |
Polis cinayetin amacının bir ticaret anlaşmazlığı olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | تفترض الشرطة أنّ الدّافع وراء القتل هو النزاع التجاري |
Yani aslında, çocuklar savaş öncesi ve sonrasında ilgili ve düzgün ebeveynlik sayesinde en zararsız şekilde bu süreci atlatabilir. | TED | لذا بالفعل يمكن حماية الأطفال من خلال التربية الوالدية الدافئة والآمنة خلال وبعد النزاع. |
Sanırım tanrı savaşın iki tarafından da onu çağırmasından yorgun düşmüştür. | Open Subtitles | أتخيّل أن الرب قد سأم من أن يدعوه كلاً من طرفي النزاع |
Hindu ve Müslüman liderler kanlı ihtilâfı durdurmak için uzlaşmaya karar verdiler. | Open Subtitles | الزعماء المسلم والهندوسي وافقا بإيقاف النزاع الدامي وهم على طريق المصالحة. |
Ameliyat öncesi aile kavgası gibisi yok, değil mi? | Open Subtitles | لاشيء يضاهي النزاع الأسري لما قبل الجراحة , صحيح ؟ |
Sorun, çatışmanın İngilizler'in Akdeniz üzerinden Orta Doğu'ya olan petrol yolunu tehdit etme olasılığıydı. | Open Subtitles | كان مصدر القلق ينبع من أن النزاع قد يهدد مسار نقل النفط إلى بريطانيا من الشرق الأوسط عبر البحر الأبيض المتوسط |
Kuzey İrlanda'daki çatışmalar nedeniyle yaklaşık 3720 kişi öldürüldü. | Open Subtitles | ما يُقارب 3720 شخصاً قد قتلوا جراء النزاع في آيرلندا الشمالية |
Ve Çin ve Rusya bizimle çatışmaya girerse? | Open Subtitles | واذا دخلت الصين او روسيا دخلت الى النزاع ضدنا |
Başka sebepler de var; çünkü üreme organları aynı zamanla cinsel çekişmenin yaşandığı yerdir. | TED | لكن هناك أسباب أخرى لأن الأعضاء التناسلية هي المكان حيث يلعب النزاع الجنسي دوره. |