"النشر" - Translation from Arabic to Turkish

    • yayın
        
    • yayıncılık
        
    • telif
        
    • Yayımcılık
        
    • dışı
        
    • basım
        
    • yayıncıların
        
    • Kayıt
        
    • dergi
        
    • yayınevi
        
    • yayınevini
        
    • konuşlanma
        
    • yayınevine
        
    • Yayıncılar
        
    • yayınlama
        
    Üniversiteler imtiyaz ve tanıtım sistemlerini akademisyenlerin yayın sayısına göre inşa ederler. TED يعتمد نظام الجامعات في التوظيف والترقية على عدد مرات النشر لهذا الباحث.
    Bu grafik, yanlı yayın konusu üzerine yapılan yayınlardaki yanlı yayınların varlığını gösteriyor. bence bu gelmiş geçmiş en komik TED هذا الرسم البياني يوضح وجود التحيز في النشر فى دراسات لأهداف النشر. وأنا أعتقد أنها أطرف نكتة وبائية ..
    Gördüğünüz gibi , ben Chicago'daki en büyük yayıncılık şirketlerinden birinde araştırma görevlisiyim. Open Subtitles ترى، أنا باحث لأحد اكبر دور النشر في شيكاغو،
    FBI'da kimse senin gibi yayıncılık ve danışmanlık alanına girmemişti. Open Subtitles لا أحد بالمكتب الفيدرالي تمكن من صنع علاقات في النشر و الاستشارات بقدرك
    Peki telif haklarının bugünkü durumuyla ilgili tartışmalar yaşanıyor mu orada? Open Subtitles و هل كانت حاسمة في طريقة إستخدام حقوق الطبع النشر اليوم؟
    telif hakları, Yayımcılık ve okuyucular için hep bir yük olmuştur. Open Subtitles ‫فلطالما شكلت حقوق الطّبع عبئًا على صناعة النشر و على القرّاء
    Columbia Üniversitesi'nde doktora yapmış aç bi-ilaç birisiyken yayın yap ya da aç kal tarzı bir hayat sürüyordum. TED وحين كنت في مرحلة العوز لأوراق البحث في جامعة كولومبيا، كنت حينها في مرحلة إما النشر و إما الهلاك في حياتي المهنية
    Taraflı yayın, tıbbın her dalını etkileyen bir durum. TED التحيز في النشر يؤثر كل مجال من مجالات الطب
    Küresel bir yayın mı yapmak istersiniz? TED هل تريد النشر عالمياً لأي شئ تفكر به اليوم؟
    Ölümünden sonra, eşi mülkünü devraldı ve eserlerinin bir kısmını yayın dışında bırakmakla suçlandı. TED بعد وفاتها، ورثها زوجها، واتُهم بأنه منع بعض أعمالها من النشر.
    "...tüm diğer gazetelerin, tüm basım ve yayın haklarını... Open Subtitles وكل الصحف الأخرى والمطابع ودور النشر أياً كان نوعها
    yayıncılık oyunu değişti. Anlıyorsunuz, değil mi? Open Subtitles لعبة دار النشر قد تغيّرت تعرفين ما أقصد، د.
    Şimdiyse bir yayıncılık devinin %50'sini elimde tutuyorum. Open Subtitles والان انا اتحكم في 50? من امبراطورية النشر
    Sonra bir süreliğine boşlukta kaldım. Ne yapacağımı bilemedim. yayıncılık işinde bir arkadaşım vardı ve bana bir iş teklif etti ve işte karşındayım. Open Subtitles بعدئذٍ تخبطتٌّ لبرهة , متحيراً , إلى أن قابلت صديقاً لي قدم لي عملاً في مجال النشر و الطباعة و ها أنا الآن
    Savunduğumuz telif hakkı ihlali değil ki bilirsiniz, onu kazanmak zordur. Open Subtitles نحن لا نتجادل حقوق النشر والذي كما تعلم ؛ صعبةُ الفوز
    İlk olarak eminim ki, "Manimal" telif hakkı ihlali yapıyor. Open Subtitles أولا أنا متأكد جدا الرجل الحيوان هو انتهاك لحقوق النشر
    Yayımcılık haklarını bu kadar erken satmamalıydık. Open Subtitles أعني يجب علينا بيع حقوق النشر الخاصة بك بسرعة
    Hükümetin sınıflandırmayı savunması gerekmiyor bilginin ifşasından kaynaklanan zararı onaya koyması gerekmiyor bunların hepsi konu dışı sayılıyor. Open Subtitles الحكومة لا تحتاج الدفاع عن السرية، لا تحتاج إثبات الأذية الحاصلة بسبب النشر. كل هذا ليس ذو صلة،
    Otobiyografisi New York'taki tüm acımasız yayıncıların kılavuzu. Open Subtitles ويعد كتاب سيرته الذاتية هو تاريخ النشر في مدينة نيويورك
    Kayıt dışı olarak birşey söylemedin. Open Subtitles أنت ما قلت أي شئ حول عدم النشر.
    basım işlerinin genel teorisi dergi satmaktır okusunlar diye para vermek değil. Open Subtitles ان القاعدة العامة فى مجال النشر, هى ان تبيع المجلات وليس ان تدفع للناس لكى يقرأوها
    Ben hangi yayınevi benim kitabımı almış bulmaya çalışıyorum, ki yayımlanmadan durdurabileyim. Open Subtitles إني أحاول أن أعرف أي دور النشر التي بحوزتها كتابي حتى أوقفه من الظهور للعيان
    Böyle asil bir iltimas, onun Paris'te kendi yayınevini açmasını sağladı. TED تلك الرعاية الملكية مكنتها من إنشاء دار النشر الخاص بها في باريس.
    Koordineli konuşlanma böylece çok daha önemli hale geldi. Open Subtitles لذلك الكهرباء لن تعود أيها الناس. منسقة النشر تهتم بذلك أكثر منّا.
    Ama Vanessa bulmuş ve bir yayınevine göndermiş. Open Subtitles وأرسلته إلى إحدى دور النشر لذا أريد أن أعرف أي واحدة
    Bütün Yayıncılar onu geri çevirdi, haklıydılar. Open Subtitles كل ديار النشر رفضت نشرة وكان ذلك القرار صائب
    dediler. Lorcainide ilacının geliştirilmesi, ticari nedenlerle durmuştu, bu çalışma hiçbir yerde yayınlanmamıştı; Artık bu olay yayınlama sırasında taraf tutma (taraflı yayınlama) için iyi bir örnek teşkil ediyor. TED تم اهمال تطوير اللوركانايد لأسباب تجارية و لم يتم نشر هذا الدراسة أبداً انها مثال جيد ا الآن للتحيز في النشر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more