"النظر عن" - Translation from Arabic to Turkish

• olursa
• dışında
• bakılmaksızın
• bakmaksızın
• şeye
• önemi
• olarak
• bakmadan
• bahsetmiyorum bile
• yaş
• olursak

Mevcut konu ne olursa olsun, amaç yönelimci ve kaçınmacı olarak ifade edilebilir.
بغض النظر عن الموضوع المطروح، هناك نية يمكن أن تصاغ في التنمية والوقاية.

Stiliniz ne olursa olsun, hepimiz sürdürülebilir bir geleceğe doğru adımlar atabiliriz.
لذا بغض النظر عن أسلوبك، يمكننا جميعًا اتخاذ خطوات نحو مستقبل أفضل.

Güney Afrikalı, rengi ne olursa olsun Güney Afrika'da doğandır.
الأفريقى الجنوبى موطنه جنوب أفريقيا ، بغض النظر عن اللون

Peki bu neden önemli, basitçe çok ilginç olmasının dışında.
الآن، لماذا هذا مهم، بصرف النظر عن كونه مثيرا للاهتمام؟

Kültürel geçmiş veya dini inanca bakılmaksızın bir affedilme ihtiyacı var.
بغض النظر عن الاعتقادات الدينية أو الخلفية الثقافية هناك حاجة للغفران

Demografik yapı veya ten rengine bakmaksızın çalışan teknoloji.
التكنولوجيا التي تعمل بغض النظر عن خلفيتك الاقتصادية أو لون بشرتك.

Geçmişlerinde ne olursa olsun, her kıza aynı şekilde muamele edilir.
عليكِ معاملة كل الفتيات علي حد سواء بغض النظر عن ماضيهم

Bu hareketler, ne olursa olsun gelenekseldi, ...kazanmak için tek başına yeterli olmadı belki ama, ...hayatımı kurtarmaya yetmişti.
هذه أساليب مختلفة بغض النظر عن مصداقيتها لم تكن قوية بما فيه الكفاية، لكنها جيّدة لكي تنقذ حياتك بها

Başına ne gelmiş olursa olsun bu canavarla alakan bile yok.
بغض النظر عن ما حدث لك انتِ لستِ مثل ذالك الوحش

Durum ne kadar kötü olursa olsun, daha da kötüleşebilir.
بغض النظر عن مدى سوء الأمور .يمكن أن تزداد سوءا

Pekala, hikaye ne olursa olsun bu gece Mike'ın ringe çıkmasına izin vermemeliyiz.
جيد، بغض النظر عن القصة، علينا أن نوقف مايك من الدخول للحلبة الليلة.

Durmayacak ve geri çekilmeyeceksiniz, karşılaşacağınız direniş be olursa olsun.
لن نتوقف ولن نعود بغض النظر عن المقاومة التى نواجهها

Ona yardım derecen ne olursa olsun o çocukların kanları ellerinden hiç çıkmayacak.
بغض النظر عن مدى إنخراطك في مساعدته لن تستطيع إزالة دمهم من يديك

Bütün bu şeylerin dışında, sanırım sen iyi bir çocuksun.
أعتقد أن بغض النظر عن طِباعك , فأنت رجُل جيِد

Yüzündeki şu yaralar ve rektum simidi dışında, zar zor anlaşılıyor
بغض النظر عن جروح الوجه و وسادة المقعدة, فلا يوجد شيء

Ve şu, arabasının gerçekten orda olup olmaması gibi görsel ipuçlarına bakılmaksızın, ona şu konuma geri gitmesi için rehber olur.
وهذا يقوده رجوعا إلى ذلك المكان بغض النظر عن الإشارات البصرية مثل ما إذا كانت سيارته توجد بالفعل هناك.

Peki Siri'yi hümanistik yapay zekâ olarak, konuşan bir arayüzle insanları güçlendirme amacıyla, kişiliğine ve yeteneğine bakmaksızın mobil bilgi işlem yapmalarını sağlamak üzere tasarladığımızı bilmiyor olsaydınız?
ولكن الذي لا تعلمونه هو أننا صممنا سيري كذكاء اصطناعي آدمي، لمساعدة البشر من خلال وسيط تحادثي لتمكينهم من استخدام الحوسبة المتنقلة، بغض النظر عن هوياتهم وقدراتهم.

Aslında kahramanca sayılır her şeye rağmen yürütmeye çalışmasını kastediyorum.
تعلمين, محاولته جعل هذا يعمل بغض النظر عن كل شيء.

Seni seviyorum ne yaptığın, kimden hoşlandığın kimin erkek arkadaşını öptüğün önemi değil.
أحبك بغض النظر عن ما تفعله ، من تحب ، صديقك الذي قبلته

Todd, tüm başvuruları kabul eder. Yaşlarına ve özürlerine bakmadan.
أنا أقبل كل المتقدمين بغض النظر عن العمر أو العجز

EDI: Biliyor musun, insanların ne yapacağı hiç belli olmuyor, mantıksız olaylardan bahsetmiyorum bile.
إيدي: هل تعرف؟ البشر من الصعب التنبؤ بأفعالهم، بغض النظر عن الأفعال الغير منطقية.

Herkes gibi benim de "normal" bir babam vardı, benden 30 yaş büyük olması dışında...
لقد كان لدي والدٌ طبيعي كما الجميع بغض النظر عن أنه أكبر مني ب30 عاماً

Bu, bir bakıma, nerede olursak olalım, bağlantılı olduğumuzu düşünmemizi sağlıyor.
بطريقة تجعلك تعتقد أننا متصلون ببعضنا بغض النظر عن مكان وجودنا.