| Küçük topaklar hâlinde sosis doğrayıp sosun içine katabilir misin? | Open Subtitles | هلّا قطعتِ النقانق إلى قطع صغيرة و وضعتيها مع الصلصلة؟ |
| Sonuca ulaşmak istiyorsunuz ama sosis nasıl yapılıyor umrunuzda değil. | Open Subtitles | تريدون النتائج و لكن لا تريدون معرفه طريقة صنف النقانق |
| - Burada sosisli satmıyorlar. Açık tribün kapanalı iki sene oluyor. | Open Subtitles | إنهم لا يبيعون النقانق هنا إنهم تخلصوا من المقاعد منذ عامان |
| Evet, yakında bir yerde bir çift kavga ediyordu. sosisli sandviççi. | Open Subtitles | صحيح، كان هناك زوجان يتشاجران في مكان قريب، وعربة لبيع النقانق. |
| Arkadaşım Adam zıplayabilir, sosisi alır ve tüm bu güzel tabak çanağı kırabilir. | TED | فصديقي آدم هنا ربما يقفز، للحصول على النقانق وبالتالي تخريب كل أدوات هذه المائدة الجميلة. |
| sosis yedin, sana şarkı söyledi, sonra da uyuya kaldın. Ne? | Open Subtitles | حسنًا، إذًا أنت تنّاولت النقانق هي غنتَ أغنية، ثم أنت نمتَ |
| Çekirdek zarı parçalanıyor. Şu sosis şekilli şeyler kromozomlar, onlara odaklanacağız. | TED | يتم قسم غشاء الخلية والاشياء التي تشبه النقانق هي الكروموسومات .. سوف نركز عليهم |
| Biri sosis şeklinde sarmal oluşturmuş. | TED | يلتف كل واحد منهما ليشكل البنية التي تشبه النقانق |
| Değerlerimizi çiğnemeden sosisi almayı başarırsak sosis daha lezzetli gelir. | TED | فإذا نجحنا في الحصول على النقانق دون انتهاك قيمنا، فسيكون ذوقها أفضل. |
| Kurumsal casusluk kolay bir oyun değil— ancak bazen sosis işte böyle yapılır. | TED | التجسس على الشركات ليست بلعبة سهلة ولكن أحياناً، هذه هي الطريقة التي تُصنع بها النقانق. |
| Londra'da son yapılan kule turşuluk bir salatalık mı, yoksa bir sosis mi veya bir seks aleti mi? | TED | هل البرج الأخير في لندن يبدو كخيارة ، أم قطعة من النقانق أم أداة جنسية؟ |
| Sen de sandalyene geri dön ve sosisli salatanı bitir. | Open Subtitles | أنت، عد في كرسيكَ بالإضافة، انتهي من سلطةَ النقانق المقلية. |
| Mangal partisinde olduğumu anlayacak kadar sosisli bile yiyemedim daha. | Open Subtitles | لم آكل مايكفي من النقانق لتبرير وجودي في حفل الشواء |
| Savunmam şu ki elimden sosisli sandviçimi çalmıştı bunu evlatlık bir çocuğa yapamazsın. | Open Subtitles | في دفاعي لقد سرق النقانق من يدي ولايمكنك فعل ذلك لطفل متبنى سابق |
| O biri yemek gerekir ve sosisli bir numara idi. | Open Subtitles | مضرة و لا يجب أكلها و كانت النقانق رقم واحد |
| Millet, Chemical Brothers'ın konser öncesi sosisli partisine davet edildik. | Open Subtitles | لقد دعينا للتو لتناول النقانق قبل العرض مع الإخوة الكيميائيين |
| Bu sosisler kaçmam için gerekli acil gücü sağlayacaklar! | Open Subtitles | هذه النقانق ستمدني بالطاقة التي احتاجها للهرب |
| Bu tartışılmaz enfes sosisleri düşürmemi mi istiyorsun? | Open Subtitles | هل تريدني أن أسقط هذه النقانق اللذيذة على الأرض |
| Güzel, şimdi... sosisin ekmeğe oranını alırsak hardal hatırına, neden yeterince ekmek bulunmaz? | Open Subtitles | الان النقانق ذهبت للسباق لماذا بحق الخردل لم تستطع الاكتفاء من الجري ؟ |
| Biraz sucuk, yanına da turp alayım. | Open Subtitles | انا افضل , بعض شرائح النقانق مع بعض الفجل الحار |
| Seni bir daha burada yakalarsam mangalda hot dog yaparım! | Open Subtitles | دعني أمسكك مرة أخرى هنا وسأقيم حفل شواء بعض النقانق |
| - *Su çiçeği olan çocuklar bile.* - *Sever sosislileri.* | Open Subtitles | -حتى الأطفال الذين يعانون من الجدري المائي" " -نحب النقانق" " |
| Şu çubukta satılan sosislerden alırım sana. Sevdiklerinden. | Open Subtitles | ساشتري لك أحد تلك النقانق على العود التي تحبينها |
| Omlet ve yanında sosis mi? salam ve haşlanmış yumurta mı? | Open Subtitles | البيض المخفوق مع بعض النقانق لحم وبيض مطبوخ جيدا ؟ |
| Keşke ikinci Sosisliyi yemeseymişim. | Open Subtitles | لم يكن حرياً بي أكل تلك النقانق الثانية بالفلفل |
| Bu büyük Birleşikos Devletleros'un her yerinde sosisli dağıtıp sosise layık olduğumu kanıtlayacağım. | Open Subtitles | سوف أوزع النقانق عبر الولايات المتحده ـ ـ ـ ـ ـ ـ و أثبت بأني أستحق أن أكون بائع نقانق |
| sosislerin, insan etinden yapıldığı bir zamandı. | Open Subtitles | فقد جاءت فترات كانت النقانق تُصنع فيها من لحم البشر |
| Biraz sosisim var, aç mısın? | Open Subtitles | تبق لديّ إصبعين من النقانق إن كنت جائعا ؟ |