"الهائلة" - Translation from Arabic to Turkish

    • muazzam
        
    • büyük
        
    • devasa
        
    • dev
        
    • Büküm
        
    • Güçlü
        
    • inanılmaz
        
    • gücü
        
    • engin
        
    Bir sonraki muazzam çağ ise, hepinizin tanıdık olduğu, muazzam bilgi devrimi. TED المرحلة المقبلة العظيمة ، التي جميعكم على دراية بها ثورة المعلومات الهائلة.
    İçine çekilemeyecek kadar uzaktaki nesnelere gelince muazzam yer çekimi kuvveti yörüngelerini etkiliyor. TED وبالنسبة لأشياء بعيدة كفاية ولا يتم إبتلاعها، فإن الجاذبية القوية الهائلة تأثر على مداراتها.
    Başka bir deyişle, büyük verilerin faydalarına mahremiyeti korurken sahip olabiliriz. TED بمعنى آخر، نحن بإمكاننا التمتع بفوائد البيانات الهائلة مع حماية السرية.
    Savaştan sonra, devasa üretim kapasitemizi barış zamanı ürünleri yaratmaya yönlendirmeye ihtiyacımız vardı. TED بعد الحرب ، احتجنا إلى توجيه طاقتنا الإنتاجية الهائلة لصناعة منتجات لزمن السلم
    Bu taş, şuradaki dev krateri yaratan göktaşının ufak bir parçası, idealdi. Open Subtitles جزء من ذلك النيزك الذي صنع تلك الحفرة الهائلة .. كان مثالياً
    Büküm motorunu kullanıp kaçmayı planlıyorsa çok şaşıracak demektir. Open Subtitles إنْ يحاول الفِكاك بالسرعة الهائلة. ستنتابه صدمة بحقّ.
    Böyle Güçlü bir jeotermal etki için çok Güçlü bir ısı kaynağına ihtiyaç duyarsınız. TED أنتم بحاجة إلى مصدر حراري قوي لإنتاج مثل هذه الكمية الهائلة من الطاقة الحرارية الأرضية الواضحة.
    İlk göreceğimiz şey inanılmaz miktarda genetik bilgidir. TED أول شيء سنراه هو الكمية الهائلة من المعلومات الوراثية.
    Bu devler, maddeleri yutarak ve diğer kara deliklerle birleşerek muazzam oranlarda büyüdüler. TED نمت هذه العمالقة حتى وصلت إلى هذه الأبعاد الهائلة باندماجها مع ثقوب سوداء أخرى وابتلاع مادتها.
    muazzam ordularıyla birlikte neredeyse durdurulamaz oldu. TED مع جيوشه الهائلة الحجم كان إيقافه أمرًا شبه مستحيل.
    Bu da muazzam bir enerji patlamasına yol açmış durumda. TED وهذا الأمر قد حرر كثيرا من الطاقات الهائلة.
    Evet, siz ve ben, bu el değmemiş doğal ormanın tepe örtüsüne baktığımızda, gördüğümüz şey muazzam bir karbon halısıdır. TED حسنا ، عندما ننظر بها ، أنت وأنا، على أن المظلة من الغابات الأولية السليمة ما نراه هو هذه السجادة الهائلة من الكربون.
    muazzam boyutlardaki bu askeri kurumlaşma, silah sanayiiyle işbirliği içindedir. Open Subtitles هذا بالتزامن من العسكرية الهائلة إنشاء و صناعة الأسلحة هو جديد
    Son on yılda asil domatesin genetik yapısının değiştirilmesinde atılan muazzam adımlara bakmanız yeterli. Open Subtitles يجب أنت تنظروا الى التغيرات الهائلة التى حدثت مع اعادة الترتيب الوراثى للطماطم
    Bu büyük problemi ortadan kaldırmaya çalışıyordu ama ona yardım eden kimse yoktu. Open Subtitles يحاول أن يصحح تلك المشكلة الهائلة ولكنه لا يستطيع أن يجد أحداً لمساعدته
    Bu beyindeki büyük kabloların bir harıtasıdır. TED وهذا ما يمكننا من عمل خرائط للروابط الهائلة في الدماغ.
    Yukarılarda bir yerde uçuşan kayalar var ve bunlar, bize çarparak büyük zararlar veriyorlar ama biz de artık ne yapmamız TED هناك هذه الصخور الهائلة تجول في الفضاء، وستصطدم بنا، وتسبب لنا الضرر، لكننا تمكنا من التوصل إلى حل،
    Burada her zaman devasa binalar ve parke döşeli sokaklar yoktu. Open Subtitles هذا المكان لم يكن هكذا قديماً بهذه البنايات الهائلة والشوارع الحجرية،
    Kanımca bu devasa problemin çözümlerinde başlarda olduğumuz çok açık. TED اذا اعتقد انه من الواضح انه يوجد لدينا بداية حل لهذه المشكلة الهائلة
    Daha önce hiç böyle devasa bir fazlalık olmamıştı. TED لم يكن لدينا مثل هذه الفوائض الهائلة من قبل.
    Sol yarıküremiz şimdiki ana ait o dev kolajı alıp içindeki ayrıntıları yakalamak, ve o ayrıntıları daha da ayrıntılandırmak üzere tasarlanmıştır. TED النصف الأيسر مصمم لأخذ هذه الأجزاء الهائلة الموجودة في اللحظة الحالية ليبدأ في في التقاط التفاصيل، تفاصيل وتفاصيل أكثر حول هذه التفاصيل
    Büküm motoru hazır. Open Subtitles خاصية السرعة الهائلة على أهْبة الاستعداد.
    İlk gün doğumunu Helen'in kollarında keşfeden Güçlü Paris için dünya cazibelerinin ne anlamı vardı? Open Subtitles لماذا كانت كل سحر العالم لباريس الهائلة عندما وجد ذلك الفجر الأول بين ذراعي هيلين؟
    Biz nihayet sanatçılara dünyada inanılmaz ve önemli yerler veriyoruz; çünkü olar bizim hikâyecilerimiz. TED وبالفعل نمنح الفنانين هذه المساحات الهائلة والمهمة في العالم، لأنهم رواة القصة.
    Şimdiki soruysa, Q varlığının inanılmaz gücü. Open Subtitles السؤال الان هو القوة الهائلة لمخلوقات الكيو
    Sir Stephen onun saf çıplaklığına ve engin gücüne hayran oldu. Open Subtitles السّير ستيفن إحترمَ تعرِّيها الوقح وقوَّتها الهائلة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more