"الوالدين" - Translation from Arabic to Turkish

    • ebeveyn
        
    • Ailesi
        
    • ebeveynler
        
    • aile
        
    • ebeveynleri
        
    • baba
        
    • ebeveynlerin
        
    • Aileler
        
    • Aileleri
        
    • ailesiyle
        
    • Ebeveynlerden
        
    • ebeveynin
        
    • aileye
        
    • babanın
        
    • anne
        
    Bir ebeveyn yavruya bakarken, ...diğerinin denize kadar uçup sığ sulardan küçük balıklar ve mürekkep balıkları toplaması gerekir. Open Subtitles بينما يعتني أحد الوالدين بالصّغير، يتعيّن على الآخر السفر بعيداً عن الشاطيء ليصيد السمك الصغير والحبّار من سطح الماء.
    Bunun nasıl olduğunu bildiğini sanıyorum ebeveyn sevgisinden yoksun halde büyümeyi yani. Open Subtitles أظن أن تعلمين كيف هو الأمر أن تنضجي محرومة من حب الوالدين
    Böyle biri hiç yokmuş gibi, Hamptons'taki Ailesi de bulunamadı. Open Subtitles وكأن لا وجود هذا الرجل، الوالدين في هامبتونز لا سواء.
    250 yıldır tüm dünyadaki ebeveynler, daha küçük Aileler kurmaya karar veriyor. TED لمدة 250 سنه , الوالدين حول العالم قرارو ان يحظوا بعائلة صغيره
    Onlar olanları, aile bağlarını, alâkalı vakaları ve ailenin çocuğu koruma güçlerini incelemeye çalışıyorlar. TED تركز اللجنة على ما حدث، وعلى ترابط الأسرة وتاريخها ذي العلاقة بالأمر وقدرة الوالدين على حماية طفلهما.
    Bir yoksulluk döngüsü yaratmanın en iyi yolu ebeveynleri öldürmektir. TED أفضل طريقة ليتحول الصراع من دائرة الفقر هو قتل الوالدين.
    Öte yandan, anne baba olmaksızın karar verdiler çöpçatan olmaksızın. Open Subtitles لقد قررا، بدون الوالدين وبدون وسيطة الزواج
    O, otizmi soğuk ve sevgisiz ebeveynlerin neden olduğu bir çocuk psikozu olarak sınıflandırdı. TED فلقد صنّف التوحد كنوع من الذهان الطفولي الناجم عن نزلات البرد وقساوة الوالدين.
    Cinsel uyumsuzluk, sosyal gaf, Aileleri ile tanışmak. Open Subtitles ،عدم التوافق الجنسي، الأخطاء الاجتماعية مقابلة الوالدين
    ailesiyle konuş ve onlara iyi haberleri ver, tamam mı? Open Subtitles اذهبي وتحدثي مع الوالدين وبلغيهما بالأخبار الجيّدة, حسناً ؟
    Anlaşılan o ki, uygulamanızda herhangi bir ebeveyn izni gerekmiyor. Open Subtitles ومن الواضح أيضا أنه ليس لديك أي متطلبات لإذن الوالدين.
    Ve genellikle bana yakınlarda yaşadıkları bir kayıptan bahsederler.. ölen bir ebeveyn, ve çok erken ayrılan bir arkadaş, doktordan kötü haber. TED وغالبا ما يحكون لي قصصا عن خسائرهم الأخيرة كوفاة أحد الوالدين أو صديق غادر بسرعة أو خبر سيء عند الطبيب
    çocukların çoğu bir ebeveyn ya da kardeşle başladı. TED معظم الأطفال بدأو بذكر الوالدين أو الاخوة.
    Josh bir çocuğun burnunu kırmış, ve Ailesi dava açacakmış. Open Subtitles كسر جوش أنف أحد الأولاد و الوالدين سوف يرفعون دعوى
    Durum şöyle, doğum belgesinde Ailesi Ray ve Terry Beckett olarak geçiyor. Open Subtitles هناك شيء الوالدين الذين وضعوا في شهادة الميلاد هم ري وتيري بكيت
    ebeveynler olarak otoritemizi korumalıyız ama hala Sue'ya parti için izin verebiliriz. Open Subtitles للحفاظ على سلطتنا كما الوالدين ولكن لا تزال تسمح سو لها الحزب.
    "Etkileyici aile olma eğitimi. Çocuğunuzun davranışlarını anlamaya çalışın." Open Subtitles دروس تدريب الوالدين في تربية الأبناء وتصرفاتهم
    Her bireyin ebeveynleri tarafından belirlenen bir kan grubu vardır. Open Subtitles كل شخص لديه فصيلة الدم الخاصة به يحددها كلا الوالدين
    Eski bir telefon kullanıyormuş, anne ve baba hiç bağlantı kesilmesi yaşamamış. Open Subtitles إستخدم هاتف قديم ، لم يتم فصله من الخدمة ، من قبل الوالدين.
    Aslında, ebeveynlerin yaptığı küçük şeyler çocuklar için faydalı sonuçlar ile ilişkilidir. TED في الحقيقة، أمُر بسيطة جدا قام بفعلها الوالدين ترتبط بشكل كبير بنتائج الأطفال.
    Bazen de Aileler ücretleri daha fazla karşılayamayacak hâle geliyorlar. TED وأحياناً، يعجز الوالدين عن تحمل مصاريف الدراسة.
    Böyle durumlarda, ben Aileleri suçlarım. Open Subtitles في مثل هذا الوضع، يقع اللوم على الوالدين
    Akşam yemeği için ailesiyle buluşmak bütün olaylar zincirini tetikleyebilir. Open Subtitles لقاء الوالدين على العشاء هذا يمكن أن يؤدي ألى سلسلة كاملة من الأحداث
    Ebeveynlerden çok çocuk olunca çocuklardan biri başka bir çocukla ilgileniyor. Open Subtitles عندما يفوق عدد الأبناء عدد الوالدين فسيتولّى الإبن الأكبر أحد الأبناء
    Gençler 26 yaşına kadar ebeveynin sigortasından faydalanabilir. TED يمكن للشباب البقاء ضمن تأمين الوالدين حتى بلوغ عمر 26.
    Biri aileye bitirmek üzere olduğumuzu söylesin. Open Subtitles ليخبر أحدكم الوالدين بأننا إنتهينا تقريباً.
    - Hadi anne babanın odasına gidelim. - Hayır, içeri gir. Open Subtitles ـ لنذهب إلى غرفه الوالدين ـ لا ، تعال إلى هنا
    -Evet. Evet anne. İnsanın, ailesine böyle bir şeyi söylemesi zor. Open Subtitles أجل, بالفعل يا أمي يا إلهي, هذا أصعب شيء لأخبار الوالدين

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more