"الوحي" - Translation from Arabic to Turkish

    • Vahiy
        
    • Kahin
        
    • ilham
        
    • Vahiyler
        
    • Kâhine
        
    610 yılının gecesinde Muhammed'e Mekke'nin yakınlarındaki dağda Kur'an için ilk Vahiy geldiğinde ne oldu? TED ما الذي حدث، هناك، في تلك الليلة من عام 610 حين تلقى محمد أول الوحي من القرآن على جبل خارج مكة؟
    "Ben sevdiklerimi azarlayıp terbiye ederim." Vahiy 3:19. Open Subtitles بقدر ما احب بقدر ما الوم واطهر الوحي 3 :
    Vahiy kitabında bahsedilen, ikinci şahit olduğunu düşünüyor. Open Subtitles هو يعتقد بأنك الشاهد الثاني من كتاب الوحي
    Kahin yaşlı tanrılardan olma bir melezden bahsediyor. Open Subtitles الوحي تُشير لنصف دم ابن أحد أكبر الآلهة.
    Kahin'in de söylediği gibi Olympus'u yok ediyorum. Open Subtitles إنّي أدمّر الأوليمب كما قالت الوحي تمامًا.
    - Çok, Bana bir daha ilham perisi dersen iki bacağını da kırarım, Open Subtitles ادعوني بمصدر الوحي مُجدّداً، وسأكسر كِلا ساقيك.
    Genel olarak, Vahiyler kitabında söylenenlerin çoğunun gerçekleştiğini söyleyebilirim. Open Subtitles وبوجه عام، وأود أن أقول كتاب الوحي حصلت على أكثر من طريفة حدث حد كبير حق.
    Kâhine danışmalıyız. Open Subtitles يجِب أن نستشير الوحي.
    Vahiy Kitabı'ndaki kriterlere göre saçları omuz hizasında ya da daha uzun erkekler ve tehlikeli bir şekilde ihmalkar araç kullanımı... Open Subtitles تشمل المعايير: الإشارة إلى كتاب الوحي رجل بشعر يصل للكتف أو أطول
    Vahiy suresi üçüncü bölüm. Ayet 20: Open Subtitles الفصل الثالث من الوحي الآية 20 تقول
    Sanki Vahiy falan gelmiş gibi. Open Subtitles أن "تعمل على الهجوم و كأن هذا شيء من الوحي
    Burada piskopos benim ve kaderin hakkında Vahiy geldi. Open Subtitles أنا أسقف هنا. وكان لي الوحي... معلومات عن مصيرك.
    Vahiy Kitabı'nı yeniden yazamayız. Open Subtitles لا يمكننا تعديل كتاب الوحي.
    Bir Vahiy seni ne kadarını anladığın kadar değiştirir. Open Subtitles A الوحي التغييرات التي بفعل يلاحظ ذلك.
    Ayrıca... Kahin'in söyledikleri... Polyphemus adasında olanları tam olarak açıklamıyor. Open Subtitles كما أنّه يُحتمل أنّ الوحي لم تُشِر لِمَا سينكشف في جزيرة العملاق الصقلوبيّ.
    Kahin de onun dünyasına ait değil. Open Subtitles الوحي لا ينتمى إلي عالمِه أيضاً.
    Anladı. Hatta şuan Leonidas savaş planını Kahin'e danışmaya gitti. Open Subtitles كان واضحًا، والآن يتشاور (ليونيداس) مع الوحي حول خطّة القتال.
    Şimdi, bunlar Kahin kartları. Open Subtitles الآن، هذه بطاقات الوحي
    Sanatçıların ilham bulduğu bir yer olduğunu, Open Subtitles يقولون إنها مكان يجد فيه الفنانون الوحي
    İlham perilerin geldi mi, Greg? Open Subtitles هل اشع الوحي نوره عليك يا غريغ؟
    Bir çeşit ilham anı yaşadım ama. Open Subtitles ولكن الثاني كان لي لحظة الوحي.
    Vahiyler bize gelecekte ne olacağını söyler. Open Subtitles يخبرنا الوحي ماذا سوف يحدث بعد.
    Kâhine danışacağız. Open Subtitles نحن سنستشير الوحي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more