"الوحيده" - Translation from Arabic to Turkish

    • tek kişi
        
    • ancak
        
    • yalnız
        
    • sensin
        
    • biricik
        
    • yegane
        
    • olan
        
    • bir tek
        
    • tek şansımız
        
    Onu yakından gören tek kişi sensin ve kılık değiştirmiş olabilir. Open Subtitles أنت الوحيده التى شاهدته ربما كان يرتدى قناع يا إلهى ..
    Çünkü bunu bilen tek kişi bendim ve tek sana söyledim Open Subtitles . لأنى أنا الوحيد الذى أعرف ، وأنتى الوحيده التى أخبرتها
    ancak isteğiniz doğrultusunda yüzey çatışmasında sağ kalan tek kişiyi buraya getirdik. Open Subtitles ولكن بناء على طلبك جلبنا معنا الناجيه الوحيده من الاشتباك على السطح
    Ona karşı tek kozumuz bu lamba ve gücünün sırrını yalnız o biliyor. Open Subtitles قبضتنا الوحيده عليه هى هذا المصباح السحرى وهو لوحده يعرف سر قوته
    Mezar taşında Bayan Feathers'a biricik kızının niçin herkesin... gaddar ve ahlâksız bildiği namlı bir katil ve soyguncuyla evlendiğini açıklayan hiçbir yazı yoktu. Open Subtitles و لم يتواجد اي شيء يوضح للسيده فذرز لماذا تزوجت أبنتها الوحيده من لص مشهور، قاتل، ورجل شرير وذو طبيعة عدوانية.
    Şimdi silahlı güçler üzerinde kuşku yaratmak istiyorsunuz, ülkemizin yegane sağlıklı unsurları. Open Subtitles الآن أنت تريد أن تلقى بشكوكك على قواتنا المسلحه العناصر الصالحه الوحيده فى بلادنا
    Görünüşe göre başımı belaya sokan tek kişi ben değilim. Open Subtitles يبدو بأنني لست الوحيده التي تستطيع ادخال نفسها في المشاكل
    Çünkü bu bir film ve Billy'yi öldürebilecek tek kişi Paula'ydı. Open Subtitles ,لانه مجرد فيلم وحسب .وباولا كانت الوحيده القادره على قتل بيلي
    Buradaki tek kişi de sensin. Diğerleri nerede, bilmiyorum. Open Subtitles أنت الوحيده التى عندى الآخرون كلهم متجولون
    Buradaki tek kişi de sensin. Diğerleri nerede, bilmiyorum. Open Subtitles أنت الوحيده التى عندى الآخرون كلهم متجولون
    Evine ancak bir tabutta gidebilirsin. Open Subtitles الطريقه الوحيده لكى تعودى الى الوطن الان هى ان تعودى فى تابوت
    Güvende olduğundan ancak böyle emin olabilirim. Open Subtitles إنها الطريقه الوحيده التي أعرف بها أنك بأمان
    Davranışları yüzünden, onu hastaneye ancak böyle getirebileceğimi düşündüm. Open Subtitles لأنها الطريقه الوحيده لجلبها الى المستشفى
    Ve bu yalnız, genç kadına destek olabilmem için bana güç ver. Open Subtitles وأيضا أعطنى المقدره أن أكون الداعم لهذه المرأه الوحيده
    yalnız değilmişsin Roz. Open Subtitles في الحقيقه لستي أنتي الوحيده مخرجتي روز ..
    Hayatımdaki tek kadın sensin. Open Subtitles أنتِ المرأه الوحيده في العالم التي هي قدري
    Öyle sıradan birisiyle de değil, Yattığı kadının biricik kızıydı. Open Subtitles وليس اي فتاه اخرى ، كانت البنت الوحيده لها
    Viyana, turistlerin dünkü kıyafetlerini giyebildiği yegane şehirdir. Open Subtitles فيينا هى المدينه الوحيده التى ترتدى ملابس البارحه للزوار
    Sadece yeterli miktarda ahlaksız ve yanlız olan ruhlar yapabilir. Open Subtitles فقط الكميه الوحيده من الفساد والوحده في ارواحنا تستطيع ذلك
    Biliyor musun komik ama fark ettim ki New York'ta başka kız arkadaşım yok, yani bir tek sen vardın. Open Subtitles أتعلمي بأنه مضحك ولكنني أدركت بأنه ليس لدي أي صديقة أخرى هنا في مدينة نيويورك وانت كنتي تقريباً الوحيده لدي
    tek şansımız sabaha kadar uzaklaşmak. Open Subtitles فرصتنا الوحيده ,هو الابتعادقبل طلوع الصباح

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more