| Tüm dünyada üçlü saltoyu yapmış sadece altı adam var. | Open Subtitles | الستة رجال الوحيدين في العالم الذين قاموا بأداء الدورة الثلاثية |
| Törene çağrılmayan sadece ikimiz varız. | Open Subtitles | نحن الوحيدين في البلدةِ غير مَدْعُوَان إلى الزفاف. |
| Cebinde parası olamayan sadece ikimizdik. | Open Subtitles | كنا الطفلين الوحيدين في الفصل اللذان لا يملكان شهادات استثمار |
| Ve Noel gecesinde kulübüme bir sürü yalnız ve çaresiz insan doluşacak tatlım. | Open Subtitles | و لكن في ليلة عيد الميلاد سيكون لدي الكثير من الوحيدين في ناديي |
| Onlar, yalnız savaşçılar tıpkı babam ve diğerleri gibi. Kalkındırma çalışmalarının temel hattı bu yalnız savaşçıların el ele vermesine ve böylece engelleri aşmalarına yardımcı olmak. | TED | هؤلاء هم المحاربون الوحيدون مثل والدي وكثيرين كثيرين غيرهم، والمفتاح الحدودي للعمل الإنمائي هو مساعدة هؤلاء المحاربين الوحيدين في التكاتف حتى يمكنهم التغلب على الصعاب معا. |
| Üzgünüm, Matty. Belki bu durumda olan bir tek bizler değiliz. | Open Subtitles | هل تعتقد أننا الوحيدين في هذا المركب على الإطلاق؟ |
| Şehirde oyun oynayan bir tek biz olalım istiyoruz. | Open Subtitles | نريد أن نكون اللاعبين الوحيدين في البلدة |
| Bazen birkaç saat sonra uyanırdık ve sanki dünyada sadece ikimiz varmışız gibi hissederdik. | Open Subtitles | أحياناً نستيقظ بعد عدة ساعات ويبدو كأننا الشخصين الوحيدين في العالم |
| Şu an bütün İngiltere'de üşümüş ve ıslanmış iki insan sadece biz olmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نكون الشخصين الوحيدين في إنجلترا اللذان هما في برودة و رطوبة كهذه |
| Olan şu, suyu kaynayan sadece siz değilsiniz, dostum. | Open Subtitles | ما يجري هو أنكما لستما الضفدعين الوحيدين في قدر الطهي يا صديقي. |
| Dünyadaki bunu bilen sadece ikimiz varız. | Open Subtitles | أنتي و انا نحن الوحيدين في العالم الذين يعلمون |
| Ama suç işlendiğinde ofiste olan sadece üçünüz vardınız. | Open Subtitles | لكنكم كنتم الثلاثة الوحيدين في المكتب عندما ارتكبت الجريمة |
| Beni ve Mary'yi İtalya'dan geri çağırdı, çünkü siz dahil... bölümünde güvenebileceği kişiler sadece bizlerdik. | Open Subtitles | احضرني وماري من "ايطاليا" لاننا الوحيدين في ادارته الذين يثق بهم بما فيهم انت |
| Yarınki defin merasimine sadece biz katılacağız. | Open Subtitles | سنكون الأقارب الوحيدين في الجنازة غداً |
| Evrende yalnız olmadığımızı bize açıkça söylemişlerdi. | Open Subtitles | وجعلوها واضحة أننا لسنا الوحيدين في هذا الكون |
| Etrafıma bakıyorum ve sevgililer gününde yalnız olan bu güzel insanları görüyorum.. | Open Subtitles | أنظر حولي وأرى كل هؤلاء الناس الجميلين الوحيدين في عيد الحب |
| Ormanda yalnız olmadıklarından haberleri bile yokmuş. | Open Subtitles | لكنهم لم يعلموا أنهم لم يكونوا الوحيدين في هذه الغابة |
| Çünkü sanıyorum ki bu berbat hayatında sana bu sevgiyi bir tek onlar gösterdi. | Open Subtitles | لأنني أخمن أنهما الشخصين الوحيدين في حياتك البائسة اللذان أحسنا معاملتك |
| Düğünümüzde bir tek Ned'in ailesi davetliydi. | Open Subtitles | االمدعوين الوحيدين في حفل زفافنا كانا والدي نيد |
| Beni dünyada anlayan bir tek onlar sanki. | Open Subtitles | إنهم مثل الأشخاص الوحيدين في العالم لدي. |