bildiğim tek iş bu. Hiç değilse bundan para kazanacağım. | Open Subtitles | هذا هو الشيء الوحيد الذي اعرفه على الأقل يأتي لنا بكثير من المال |
bildiğim tek yabancı sensin ayrıca yeterince tuhafsın, delikanlı. | Open Subtitles | وأنت الغريب الوحيد الذي اعرفه و غريباَ بما فيه الكفاية |
Böyle bir şeyi yapabilecek bildiğim tek kişi Don. | Open Subtitles | انت قلت انه شخص من هذا المجتمع الشخص الوحيد الذي اعرفه والقادر على ذلك هو دون |
Sen tanıdığım tek insansın, para döndürme işini gerçekten yapabilen. | Open Subtitles | انتِ الشخص الوحيد الذي اعرفه في الحقيقة يعرف ان يشقلب محتويات المقلاه |
Çünkü mahalleye yeni taşındık ve tanıdığım tek adamı rahatsız etmek istemem. | Open Subtitles | لاننا انتقلنا حديثاً للجوار وسيكون سيئاً لو انني ازعجت الشخص الوحيد الذي اعرفه هنا |
Ciddi soruyorum, bir komedyen ve eşcinsel olarak yani sen tanıdığım tek eşcinsel komedyensin. | Open Subtitles | ولكن حقاً كـ كوميديان وشخص شاذ ، فأنت الشخص الشاذ الوحيد الذي اعرفه |
bildiğim tek fark ise, onun ölmüş olduğu ve benim hayatta kaldığımdır. | Open Subtitles | الفارق الوحيد الذي اعرفه بيننا انه مات وانا لم امت |
bildiğim tek şey iyi hissetmediğim. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي اعرفه بأني لاأشعر بشعور جيد |
İstediğim tek şey... Yapmak istediğimi bildiğim tek şey bu. | Open Subtitles | . هذا الشئ الوحيد الذي اعرفه . اعرفه لأني اريد القيام به |
Tarikat hayranlarının halka açık olarak birlikte takıldığını bildiğim tek yer burası. | Open Subtitles | حسناً أنه المكان الوحيد الذي اعرفه حيث يتسكّع فيه معجبي برنامج الطائفة في العلن |
bildiğim tek şey, beni terk ettiğinde bildiklerim sayesinde hayatta kaldığımdır. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي اعرفه عندما هجرني . على الشارع , كان لديّ فرصة لنّجاة |
Arındırılmış kan ayini bildiğim tek yol. | Open Subtitles | طقوس العلاج بالدم الصافي إنه العلاج الوحيد الذي اعرفه |
Sorunları yok etmek için bildiğim tek yol oydu. | Open Subtitles | كانت السبيل الوحيد الذي اعرفه للقضاء على الاضطرابات |
Evet, fakat başım dertte ve bahçe işlerine doğuştan yeteneği olan, tanıdığım tek kişisin. | Open Subtitles | نعم, ولكن تواجهني بعض المشاكل. وانت الوحيد الذي اعرفه. من لديه الموهبة على الزراعة |
Yolumu bulmakta biraz yardım iyi olurdu ve burda tanıdığım tek kişi sensin. | Open Subtitles | ويمكن أن أحصل على بعض المساعدة في أيجاد طريقي وانت الشخص الوحيد الذي اعرفه هنا |
İyi fikirleri olan tanıdığım tek insan oydu. | Open Subtitles | هو الشخص الوحيد الذي اعرفه ولديه الادوات اللازمه |
Washington'dan gelen iş teklifini reddeden, ...tanıdığım tek müdür sensin. | Open Subtitles | اتعلم , انت الضابط المسؤول الوحيد الذي اعرفه الذي يرفظ عمل الاحلام في شعبة الياقات البيضاء في العاصمة |
Fi, 60 yaşın altındaki, "Rabbim" diyen, tanıdığım tek kişiydi. | Open Subtitles | "في" هي الشخص الوحيد الذي اعرفه اقل من 60 سنة و يقول 'يا الهي' |
Hâlâ VCR'ı olan tanıdığım tek salak sen olduğun için "Kim yanımda oturup en yakın arkadaşlarımızın birbirine yumulmasını izleyecek?" çekilişinin kazanan talihlisi sen oldun. | Open Subtitles | انه الغبي الوحيد الذي اعرفه . الذي لايزال يستخدم أشرطة الفيديو ... اذاً , هل انت المحظوظ الفائز الذي سيجلس بجانبي , ونشاهد اصدقائنا الأعزاء |
Alan, orada tanıdığım tek kişiydi. | Open Subtitles | و (آلان) كان الشخص الوحيد الذي اعرفه |