"الوحيد هو أن" - Translation from Arabic to Turkish

    • Tek
        
    Tek yaptığı teftiş, öğle yemeğimin yeterince sıcak olup olmadığını kontrol etmek. Open Subtitles عمله الوحيد هو أن يتأكد من غدائى مازل ساخنا عندما أذهب هناك
    Yani nasıl olurda Tek seçeneğinin kendini öldürmek olduğu bir noktaya gelir? Open Subtitles أقصد .. كيف توصّل الى أن الحل الوحيد هو أن يقتل نفسه
    RD: Bakın, bizim Tek görevimiz stratejik sürprizlerin yaratılması ve önlenmesidir. TED حسناً أنظر، إن هدفنا الوحيد هو أن نعمل على خلق عنصر المفاجئة الاستراتيجية ومنعها.
    Tek fark, onların hataları gizli dosya dolaplarındaydı. TED الفرق الوحيد هو أن أخطائهم .. كانت تحفظ في كبائن الملفات السرية.
    Bunun Tek yolu, toplananlardan birisinin 2 olması ve geri kalanın da 1 olmasıdır. TED السبيل الوحيد هو أن يكون أحد الأرقام المجموعه هو 2، وباقي الأعداد هو تكرار الرقم 1.
    Tek farkı bazıları yeleğimden görünüyor. Open Subtitles الفرق الوحيد هو أن البعض منهم كان يسترق النظرات من خلال حمّالتي المحظوظة
    Aklıma gelen Tek pratik çözüm, bu daireyi paylaşmak. Open Subtitles أعتقد أن الحل العملي الوحيد هو أن نتقاسم الشقة
    Babamın Tek gayesi dinsizlerin cennete normalde gireceklerinden daha çabuk girmelerini sağlamak. Open Subtitles غرض أبي الوحيد هو أن يمكن الأرواح الوثنية. ‏. ‏.
    Tek şartı bir gecenizi hayaletli evde geçirmeniz. Open Subtitles الشرط الوحيد هو أن تقضوا ليلة واحدة في منزل مسكون بالأشباح
    Anne babalarının Tek seçeneği köylülerin besi hayvanlarını almak. Open Subtitles اختيار الآباء الوحيد هو أن يصيدو ماشية القرويّين.
    Yapabileceğimiz Tek şey çalınan kitapta ne yazdığını bulmak. Open Subtitles الشىء الوحيد هو أن نجرب ونكتشف ما كان فى ذلك الكتاب المسروق
    Tek umudumuz, senatonun yanımızda yer alması. Open Subtitles إن أملنا الوحيد هو أن يقف المجلس إلى جانبك.
    Hayır, Tek fark açık yol görebildiğim Tek yerin orman olması. Open Subtitles لا, الفارق الوحيد هو أن الغابة هى المكان الوحيد الذى أستطيع رؤية طرقه
    - Tek şansın gözden kaybolmak. Open Subtitles أملك الوحيد هو أن تختتفى تماما عن الأنظار..
    Korkarım ki, Tek seçeneğimiz onu vurmak. Open Subtitles أخشى أن بديلنا الوحيد هو أن نضرب المروحية
    Artık Tek amacım dünyanın en harika babası olmak. Open Subtitles من الآن فصاعدا طموحي الوحيد هو أن أكون أفضل أب في العالم
    Şu anda aradaki Tek fark şu klapanız, alttaki düğmeye bağlanarak daha dinamik bir etki veriyor. Open Subtitles الفارق الوحيد هو أن الطيّة لديك، ستكون مربوطة بالزر السفلي، مما سيضفي مزيداً من التناسق.
    Ortak oldukları Tek şey, erkeklerle ilgili faaliyetler olmaları. Open Subtitles الشيء المشترك الوحيد هو أن جميعها نشاطات ذكورية
    Benim Tek hayal benim falcı arkadaşım yardımcı oluyor hepiniz sizin sefalet gece zayıf yaratıklar söndürüldü. Open Subtitles حلمي الوحيد هو أن أساعد صديقي المشعوذ سأضعكم أيتها المخلوقات الضعيفة خارج مأساتكم الليلة
    Zayıfların Tek iyi yanı cesur olanların işlerini kolaylaştırmaları. Open Subtitles إن الشيء الجيد الوحيد هو أن تسهل الأمور على نفسك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more