"الوفاء" - Translation from Arabic to Turkish

    • sadakat
        
    • yerine
        
    • sadık
        
    • Kesemi
        
    • sadakatten
        
    • sadakati
        
    • sözler
        
    • sadakatin
        
    • tanıştınız
        
    • sadakatinden
        
    Veya alternatif olarak, Fransız nikah merasimine sadakat yemini dahil edildiğinden beridir yapılan en uyduruk şeyi. Open Subtitles أو بطريقةٍ أخرى، أعظم عملٍ خيالي بعدما تم تضمين وعود الوفاء في الزيجات الفرنسية.
    Ve sadakat hakkında komik burjuva fikirlerine sahip. Open Subtitles لديه بعض الأفكار البرجوازية المثالية عن الوفاء
    Geçen günden sonra buna bir vaadin yerine getirilişi olarak bakıyorum. Open Subtitles بعد بضعة أيام ، إعتبرت إنه مجرد وعد تم الوفاء به.
    Bu dünyada herkesin yerine getirmesi gereken bir görev vardır. Open Subtitles الجميع في هذا العالم الكبير له مهمه عليه الوفاء بها
    sadık kız bir yere gitmiyor yoksa üç ay önce keserdim boğazını. Open Subtitles ذهب الوفاء من قلب الفتاة سأقطع حنجرتها بعد ثلاثة أشهر
    #Kesemi doldur, Ey Nebi. Open Subtitles " الوفاء تمنياتي." يا أيها النبي".
    sadık olacağım kimse kalmadığı için sadakatten anlamadığımı sanma. Open Subtitles لا تظن إنني لا أفهم معنى الوفاء فقط لأنني لم يتبقى لي أحد لأكون وفية له
    Çocuklarla iyi anlaşıyorlar. Onlara sadakati, sorumluluğu öğretiyorlar. Open Subtitles أنّهم رائعين مع الأطفال، سوف أعلمهم الأمانة و الوفاء و المسؤولية.
    Size kesin olarak söylüyorum. Eşiniz sadakat maddesini, ya da siz adına her ne dediyseniz onu, hiç ihlâl etmemiş, Open Subtitles أقرّ لكَ بشكل حاسم زوجتُكَ لم تنتهك رداء الوفاء ، أيّاً كان ما تظنّه.
    Birbirimize bir sadakat yeminiyle bağlanmışız. - Birbirimize yardım etmek. Open Subtitles جميعنا مُرتبطين سويّاً بقنّ الوفاء لنساعد بعضا البعض
    ! sadakat konusunda dersini alma vaktin geldi Scotty. Open Subtitles حان الوقت للتعلم درسا في الوفاء يا سكوتي
    - Akıllı olmalıyım çünkü sadakat ahmak, ne için çalışıyorsa kaybediyor onu. Open Subtitles لأن الوفاء حماقة و مضيعة للوقت
    Sanırım deneyim, sadakat ve çok çalışma karşılığını ödüyor! Open Subtitles اعتقد , الخبرة , الوفاء " " . و العمل الجدا , تثمر دائما "
    Şey olay şu, korkarım söz verdiğim şeyi yerine getiremeyeceğim. Open Subtitles حسنا، إليكم الأمر. أخشى أننّي لا أستطيع الوفاء بما وعدتكم.
    Bu ulusun hedeflerini yerine getirme konusuna inancınız tam ve biz bu ulusun öncülerindensek o zaman yine ilklerinden olmalıyız. TED انت تتفق معه بأن عهود هذا الشعب يمكن الوفاء بها فقط إن كنا من هذا العشب اولا وبالتالي فإننا نعتزم أن نكون أولا.
    Sorumluluklarını yerine getirmeyen bir bahisçi. Open Subtitles إنه جامع أرقام ولا يستطيع الوفاء بمتطلباته
    Seninle birlikte suyu çıktı, artık sadık muhbirlik yok. Open Subtitles لقد أستطلعت لكِ ، لن أقدم المزيد من الوفاء
    #Kesemi doldur, Medine'nin efendisi. Open Subtitles "الوفاء تمنياتي، O سيد الخيرين."
    Ben arkadaşlıktan bahsediyorum sadakatten, onurdan. Open Subtitles انا اتحدث عن الصداقة, الوفاء , الشرف
    Şahsi ahlaki değerlerin yanına sadakati de mi ekledin? Open Subtitles ‏‏هل نضيف الوفاء لأصدقائك ‏إلى مبادئك الأخلاقية الشخصية؟
    Bunu daha önce de duydum! Sürekli tutamayacağın sözler verip duruyorsun! Open Subtitles لقد سمعتها من قبل أنت تقطع وعود لا تستطيع الوفاء بها
    Bu sadakatin senin felaketin olacak kızım. Open Subtitles وهذا الوفاء المتين سيكون نهايتكِ يا صغيرتي
    Kendimi böyle bir ilişkiye, başka bir kadınla olmanın tehlikelerine açmak için bana olan sadakatinden, aşkından emin olmalıyım. Open Subtitles و لتحمل مثل هذه المخاطرة اريد تأكيداً على الوفاء , و على الحب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more