"الوقتِ" - Translation from Arabic to Turkish

    • sefer
        
    • zamanı
        
    • kez
        
    • zamanda
        
    • zamana
        
    • vakit
        
    • zamanımız
        
    • anda
        
    • süre
        
    • zamandır
        
    • defa
        
    • zamandan
        
    • zamanında
        
    • zamanın
        
    • sırada
        
    Yeniden başlayacağım, bu sefer Bennett'i de göz önüne alacağım. Open Subtitles مرّْ به كُلّ ثانيةً، هذا الوقتِ مَع بينيت في العقلِ.
    Kendi iyiliğin için bu sefer haklı olsan iyi olur. Open Subtitles حَسناً، لأجلك، أنت من الأفضل أن تَكُونُ حقّ هذا الوقتِ.
    Öyle olsun bakalım, ne yapabiliyorsan yap. Çok fazla zamanı yok. Open Subtitles حسناً، قم بالتحري عن الأمر فليس يتبقَّ له الكثيرِ من الوقتِ
    Bu kez buraya kadar geldi. Bunu daha önce hiç yapmamıştı. Open Subtitles انه جاءَ هنا هذا الوقتِ انه مَا عَملَ ذلك قبل ذلك
    Dick. Bu zor zamanda rahatsız ettiğim için üzgünüm. Open Subtitles دِكّ، أَنا آسفُ لمُضَايَقَتك في هذا الوقتِ الصعبِ.
    Ama doğru sözleri bulmak için biraz zamana ihtiyacım var. Open Subtitles الإنتظار. أُريدُ إسْتِغْراق الوقتِ لتَعْبير هذا مضبوطاً.
    Onunla biraz vakit geçirmem gerekliydi. Open Subtitles أنا فقط كان لا بُدَّ أنْ اقْضي بَعْض الوقتِ مَعها.
    Pekâlâ, Marjorie, zamanımız doldu. Open Subtitles حَسناً، مارجوري، نحن في الخارج مِنْ الوقتِ الآن.
    Şimdi, Gail, şu anda, rehineler Helsinki Sendromunun ilk belirtilerini gösteriyor olabilirler. Open Subtitles في هذا الوقتِ الرهائن يَجِبُ أَنْ يُمْرّوا بالمراحل المبكّرة مِنْ متلازمةِ هِلسنكي
    Bütün bu süre boyunca Pederson'larla m oturdunuz? Evet. Open Subtitles و بَقيتَ في منضدةِ بيدرسونز كُلّ ذلك الوقتِ.
    Niles, kuş yüzünden mi bu kadar zamandır orada saklanıyordun? Open Subtitles النيل، تَعْني كُلّ هذا الوقتِ أنت كُنْتَ إختفاء في هناك بسبب طيرِكَ؟
    Ve seçim sürecini yarın yeniden başlatacağız bu sefer T.A.L.'sız olarak. Open Subtitles ونحن سَنَستأنفُ عملية الإختيارَ ثانيةً غداً، هذا الوقتِ بدون بي. أي.
    Geçen sefer kazanmamız gerekirdi, ama bu defa korkunç olacaksın, evlat. Open Subtitles آخر مَرّة نحن يجب ان رَبحَ , لكن هذا الوقتِ أنت سَتصْبَحُ مخيفَ، يا فتى.
    Ve bu sefer geçen sefere göre çok daha kararlı görünüyor. Open Subtitles وهو يَنْظرُ مُصمّمَ أكثر بعض الشيءَ هذا الوقتِ مِنْ أَنَّهُ عَمِلَ آخر مَرّة.
    Yılın bu zamanı fazla ziyaretçi gelmez buralara. Open Subtitles حَسناً، في هذا الوقتِ من السَنَةِ لا يوجد العديد مِنْ الغرباءِ هنا
    İşte bu kez tam üstüne bastın. Open Subtitles إنظرْ وَضعتَ حقاً قدمكَ إليه هذا الوقتِ.
    Ama bu çok zor zamanda bunu yapar mıydım emin değilim. Open Subtitles لكن في هذا الوقتِ الصعبِ، انا لَستُ متأكّدَ أنة يُمْكِنُني أَنْ أعْمَلُ ذلك.
    Düşünmek için zamana ihtiyacım var. Open Subtitles . أنا فقط أَحتاجُ بَعْض الوقتِ لمُعَالَجَة هذا.
    Roz, yaşlanma korkunu yeneceksen, o insanlarla vakit harcamalısın. Open Subtitles روز، يَستمعُ، إذا أنت تَذْهبُ أبداً لفَتْح خوفِكَ مِنْ الشَيْخُوخَة، عُدْ هناك وإصرفْ بَعْض الوقتِ مَع هؤلاء الناسِ.
    Sakin ol, daha zamanımız çok 20 saniye Open Subtitles خذُ الأمور بسهولة، نحن عِنْدَنا الكثير مِنْ الوقتِ عشرون ثانية
    Aynı anda bizimki çaldı. Open Subtitles وفي الوقتِ نفسهِ المضبوطِ، هاتفنا دَقَّ.
    Flüt çalınmaya başladıktan kısa bir süre sonra silahımı böyle ateşledim. Open Subtitles بَعْض الوقتِ بَعْدَ أَنْ بَدأَ الناي سَحبتُ الزنادَ مثل هذا
    Bunca zamandır Daphne'den hoşlanıyorsun ama hiç adım atmadın. Open Subtitles أنت كُنْتَ مثيرُ لدافن كُلّ هذا الوقتِ وأنت أبداً مَا تَحرّكتَ؟
    Asla geri dönmedi ve bunca zamandan sonra hayallerini gerçekleştirdiğini düşünmüştüm.. Open Subtitles ولم تعد أبداً كُلّ هذا الوقتِ إعتقدت انه رُبَّمَا تحققت أحلامُها
    Yılın bu zamanında oraların güzel olduğunu duydum. Open Subtitles أَسْمعُ بأنّه جميلُ في هذا الوقتِ مِنْ السَنَةِ.
    Bu ölçümler, alan içerisindeki zamanın aşırı derecede yavaş olduğunu söylüyor. Open Subtitles هذه القراءاتِ تُشيرُ إلى أن الوقتِ ضمن هذا الحقلِ بطَئُ جداً
    O sırada da, yaşlı mafya babalarını ancak bizimle çalışırlarsa hayatta kalacaklarına ikna etmem gerekecek. Destek için teşekkürler. Open Subtitles في الوقتِ الحاضر، أحتاج بأن أُقنع رؤساء العصابةِ الهرمين هؤلاء بأنّ الطّريقة الوحيدة للبقاءِ أحياءً هي العمل معنا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more