Seni uzun zamandır izliyordum. Yalnızca kendimi tanıtmak için doğru zamanı bulmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | لقد كُنت أراقبك مُنذ وقت طويل ، كُنت أنتظر فقط الوقت المُناسب لأُقدم نفسى. |
Ayrıca doğru zamanı da yakaladık. | Open Subtitles | . ووصلنا أيضاً فى الوقت المُناسب |
Sizce de artık bize neler döndüğünü anlatmak için Doğru zaman değil mi? | Open Subtitles | ألا تعتقدان أنّ الآن هو الوقت المُناسب لإخبارنا بما يجري؟ |
Doğru zaman, kardeşini korumak yerine öğrendiğin zaman olurdu. | Open Subtitles | الوقت المُناسب كان سيكون عندما اكتشفتِ الأمر بدلاً من حماية أخيكِ |
Kıyafeti ve hazırlanması için bolca Vakti olacağını tembihle. | Open Subtitles | عليك إعطائها إنذار مُبكر حتى يكون لديها الوقت المُناسب لتحصل على فستان وتستعد |
İzin belgesini vaktinde çıkarmam imkansız. | Open Subtitles | من المُستحيل أن أجلب أمراً قضائيّاً في الوقت المُناسب. |
Evet, bu bizim rüyamız, ama her şey doğru zamanında yapılmalı bence. | Open Subtitles | نعم، إنه حُلمنا، لكن اعتقد بإنه يتعين علينا أن نحققها في الوقت المُناسب. |
Şimdi sırası değil, cidden. | Open Subtitles | ليس الوقت المُناسب الآن لكم جميعاً حقاً |
Hepimiz görüyoruz. Nedenini de anlıyoruz. Ama şimdi zamanı değil. | Open Subtitles | جميعنا رأينا ذلك، نحنُ نفهم لماذا لكن الآن ليسَ الوقت المُناسب لذلك |
Bunu sana daha sonra verecektim ama... sanırım doğru zamanı şimdi. | Open Subtitles | ...كُنت سأعطيك هذا لاحقًا لكن أعتقد الآن هو الوقت المُناسب |
Ona söylemek için doğru zamanı bulamadım. | Open Subtitles | لمْ أتبيّن الوقت المُناسب لأخبرها. |
Sadece doğru zamanı bulmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | كُنت أحاول فقط إيجاد الوقت المُناسب |
- Sormak için doğru zamanı bulmam lazım. | Open Subtitles | -إنّما يجب أن أجد الوقت المُناسب للسؤال . |
Belki bunu konuşmak için Doğru zaman değil ama... | Open Subtitles | ... حسناً ... ربما هذا ليس الوقت المُناسب لذلك |
Alacaksın. Doğru zaman gelince. | Open Subtitles | سأدعك تعلم بشأنها في الوقت المُناسب |
Doğru zaman gelmedi. | Open Subtitles | إنه ليس الوقت المُناسب. |
Sana bir şey söyleyeceğim ama doğru Vakti yakalamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | كنتُ أحاول إيجاد الوقت المُناسب لإخبارك شيئاً. |
Pekala çocuklar, tuvaletiniz varsa şimdi tam Vakti çünkü yolda bir daha durmayacağız. | Open Subtitles | حسناً يا أطفال، لو كنتم بحاجة لدخول الحمام، فالآن هُو الوقت المُناسب لأننا لن نتوقف حالما ننطلق. |
Tanrı'ya şükür vaktinde bulduk seni. Çok korktum. | Open Subtitles | حمداً لله اننا وصلنا اليك في الوقت المُناسب لقد كنت خائفة |
Ev ödevlerinizi vaktinde teslim edin. | Open Subtitles | أنجزا واجبكما المنزلي في الوقت المُناسب. |
- Selam. Tam zamanında gelmişim. - Evet. | Open Subtitles | ـ مرحباً، لقد وصلت في الوقت المُناسب ـ أوه، أجل |
Bir fobim olsa da, By Reese şu an onun sırası değil. | Open Subtitles | حتى لو كان لديّ خوف، سيّد (ريس)، لن يكون الآن الوقت المُناسب له. |
Şimdi duygusal olma zamanı değil, Tamam mı? | Open Subtitles | هذا ليس الوقت المُناسب لتكوني عاطفيّة ، حسناً ؟ |