| Kusura bakmayın efendim ama o Teşkilat saçmalık ve bunu hepimiz biliyoruz. | Open Subtitles | سيدي ، مع كامل الإحترام هذه حماقات الوكالة و جميعنا نعرف ذلك |
| Afrika'da CIA'nin tarihi üzerine bir kitap yazıyor. İsimleri açığa verecek. | Open Subtitles | إنه يؤلف كتاباً عن قصة الوكالة في إفريقيا، و سيذكر أسماءً.. |
| Haysiyetli bir Ajans lobisine sahte bitkiler koyar mı hiç? . | Open Subtitles | الوكالة التي لديها احترام للذات لا تضع زرع زائف في المدخل |
| teşkilatın bakış açısına göre, biraz amacını aşmış durumdasın. | Open Subtitles | من وجهة نظر الوكالة الأمر يبدو كأنك قد أحرزت هدفا في مرمى فريقك |
| Bazen ajansın yararına, bazen de daha az onurlu sebeplerden. | Open Subtitles | أحيانًا من أجل إفادة الوكالة وأحيانًا أخرى أقل من المساعدة. |
| Uluslararası Enerji ajansı, sadece bu kadar alanın yakılabileceğini söylüyor. | TED | تقول الوكالة الدولية للطاقة أنه يمكن لهذه الكمية فقط أن تُحرق. |
| Çünkü bu Teşkilat'ta çalışan her insanın hayatını tehlikeye atıyorsun. | Open Subtitles | حياة كلّ رجل وإمرأة يعملون في هذه الوكالة. |
| Bu Teşkilat'la ilgili bilgiler bir virüsmüş gibi davranılmalı. | Open Subtitles | أيّة معلومات حول هذه الوكالة تعالج كالفيروس. |
| Teşkilat, onun ne planladığını bulmamızı istiyor. | Open Subtitles | الوكالة تريدنا أن نكتشف ما الذي يخطّط له. |
| Ama sanırım bir tek ben CIA'in seninle vaktini boşa harcadığını düşünüyorum. | Open Subtitles | و لكن يبدو أنني الوحيد الذي يعتقد أن هذا مضيعة لوقت الوكالة |
| - CIA doktoru hiçbir şeyin olmadığını söylemiş ya. - Evet. | Open Subtitles | حسناً، الوكالة قالت أنه ليس هناك ما يدعو للقلق ، أتذكر؟ |
| Hayır ama bu hesaplar CIA'in ve onlarla çalışanların takibinde. | Open Subtitles | لا ، لكنها مراقبة من قبل الوكالة و الجميع يعرفونها |
| Hayır, Ajans aradı Long Island'lı bir çift kafayı sıyırıp vazgeçmiş. | Open Subtitles | كلا , لقد إتصلت الوكالة بي , لقد فر والداها مذعورين |
| Bu telefonu kullanamam, ama bana mesaj bırakabilirsin, Ajans yoluyla. | Open Subtitles | لم أعرف إلا عندما حدثتني الوكالة وقالت لي عن رسائلك |
| Ve halk sağlığının bir problemini çözmek için, Ajans bir başka şeyin tohumlarını ekiyor. | TED | ومن أجل حل مشكلة واحدة متعلقة بالصحة العامة، تزرع الوكالة بذور مشكلة أخرى. |
| Bu teşkilatın kutsallığı, bazı kişisel özgürlüklerden fedakârlık gerektiriyor. | Open Subtitles | قداسة هذه الوكالة تتطلّب التضحية بعض الحريات الشخصية. |
| Arkadaşım çalışmalarımı bir ajansın patronuna vermiş, ve adam beğenmiş. | Open Subtitles | ... صديقى ..قدمنى إلى تلك الوكالة و لقد أعجبوا بى |
| Evlat edinme ajansı duygusal yara izlerinin kalacağını söylemişti. | Open Subtitles | الوكالة قالت أنه كان هناك, ندبات إنفعاليه. |
| O zamana kadar bekle. NSA az önce bugünkü tehditle ilgili olma ihtimalini arttırdı. | Open Subtitles | حسنا ، ارجع اليهم حتى تعلمنا الوكالة بالمعطيات الجديد لهذا اليوم |
| teşkilata özel bir rapor sunacaklar. | Open Subtitles | نعم. هم مستعدون لكي يقدموا تقريرا خاص في الوكالة |
| Fasulye, sürpriz bir şekilde, görüşme için ajansa ketçap'ı getirmiş ve herkes heyecanlanmış. | Open Subtitles | بشكل مفاجئ، رجل الفاصولياء أحضرت رجل الكاتشاب لاجتماع في الوكالة والجميع كان متحمّسًا، |
| Komuta Merkezi raporuna göre, sembol bir UUAB test şablonu. | Open Subtitles | مركز التحكم يقول أن الإرسال هو إختبار شكلي من الوكالة |
| Bu teşkilatta Sloane'u adalete teslim etmek için çalışan insanlar var. | Open Subtitles | هناك ناس في هذه الوكالة الذي يعمل لجلب سيوان إلى العدالة. |
| Ancak bizim şartımız Sayın Başkan soruşturma ekibinin uluslararası kurum değil Amerikalı olmasıydı. | Open Subtitles | لكن شروطنا سيدي الرئيس كانت بأن المحققون أنفسهم سيكونون أمريكيون وليس من الوكالة الدولية للطاقة |
| ajansta 10 yıllık olana kadar, bebek yapmamaya karar verdim. | Open Subtitles | لقد قررت أنه لا أطفال حتى أقضي 10سنوات في الوكالة |
| Kimsin.? - Zavallı kadın 3 gün önce ajanstan. | Open Subtitles | قال لي الوكالة قبل ثلاثة أيام أن تأتي إلى هنا. |
| SSR derhal işe yarar bilgi söylemen karşılığında sana gerekli korunmayı sağlar. | Open Subtitles | الوكالة ستضعك في الحجز الوقائي شريطة أن تقول شيئاً مثيراً للاهتمام الآن |