Ve Allah için, zamanı geldiğinde onunla şansımı deneyeceğim. | Open Subtitles | أما بالنِسبَةِ للَه، سأُغامِرُ بِفُرَصي معهُ عِندما يَأتي الوَقت |
Patsy şarkıcı, yemek yapacak zamanı olmuyor. | Open Subtitles | باتسي مُغَنيَة. ليسَ لديها الوَقت للطَبخ |
Ama biraz Zaman lazım, bazı kardeşleri kendi safıma çekmeliyim. | Open Subtitles | لكني أحتاجُ لبضِ الوَقت لأستميلَ بعضَ الأُخوَة الآخرين إلى جانبي |
Dünyadaki tüm zamana sahip. | Open Subtitles | تَرى، هو عِنْدَهُ كُلّ الوَقت في العالمِ. |
Bütün bu kişilere ulaşmak için zamanımız yok. | Open Subtitles | ليسَ لدينا الوَقت للاتصالِ بكلِ هؤلاء الأشخاص يا رجُل |
Olanları düşünmek için delikte çok zamanım oldu, ve verdiğim kararlardan birisi de işimiz bitti. | Open Subtitles | كانَ لديَّ الكثير من الوَقت في الانفرادي للتفكير و أحدُ الأمورِ التي قررتُها أنَ ما بيننا انتهى يا إلهي، ما الذي فَعلتُه؟ |
Tamam. Ama beni Sürekli aramayı kesmen lazım. | Open Subtitles | عليكَ أن تتوقفَ عن الاتصالِ بي طوال الوَقت |
Ağlayıp durursun hep | Open Subtitles | تبكي طول الوَقت |
İşin sırrı... uyuşturucu alırken geçirdiğin zamanı başka bir işle doldurman gerekiyor. | Open Subtitles | الحَل أن تَملئَ الوَقت الذي كُنتَ تستخدمهُ لتعاطي المخدرات في عملِ شيءٍ آخَر |
Şimdiye kadar kaybettiğin zamanı düşünüyorsun ve daha yatman gereken kalan zamanı ve daha ne kadar ömrünün kaldığını. | Open Subtitles | تبدأ بالتفكير في الوَقت الذي ضَيَعتَه و الوَقت الباقي من محكوميتَك و الوقت الباقي لتعيش |
Saatleri çalar çalmaz, "Sence de yolda izleyeceğimiz gösterinin zamanı gelmedi mi?" diyip dururlar. | Open Subtitles | يُعبأون ساعاتِهم قائلين: "ألا تعتقدون أنه حان الوَقت لنُغادر؟" |
O Zaman, hamile olduğumu bilmeni istedim. | Open Subtitles | أردتُ إخْبارك بأنّني كُنْتُ حبلى في ذَلِك الوَقت. |
Biz bu tip olaylarla her Zaman karşılaşıyoruz. | Open Subtitles | لاتقلق. نُعالجُ هذا النوعِ مِنْ الشيءِ كُلّ الوَقت. |
O Zaman Japonya ile herhangi bir rekabet yoktu. | Open Subtitles | في ذَلِك الوَقت لم يكن هناك أيّ منافسة مِنْ اليابان. |
O zamana kadar bu bilgi bu odadan dışarıya çıkmasın. | Open Subtitles | حتى ذلكَ الوَقت يجبُ أن تبقى هذه المَعلومة سِريَّة |
Biraz zamana ihtiyacim var, bilirsin, sinirimin yatismasi için. | Open Subtitles | أحتاجُ لبَعضِ الوَقت تَعلَم، لكي أُعيدَ غَضَبي إلى مَكانِهِ الصَحيح |
Bu zamana kadar kalbimi onarmam çok uzun sürdü, ama Muhterem Nahi, benimle beraber dua ederek, bana çok yardım etti. | Open Subtitles | تَطَلَّبَ مِني كُل ذلكَ الوَقت ليُطاوِعَني قَلبي لكن الجَليل ني، ساعدََني في ذلكَ كثيراً يَدعوا مَعي، و يُمَجِّد الرَب |
Bütün lanet alfabeyi geçecek kadar zamanımız yok. | Open Subtitles | ليسَ لدينا الوَقت لاستعمال الأبجدية كُلها |
Sana bir gün açıklarım. Artık bir sürü zamanımız var... | Open Subtitles | أنا سَأُوضّحُه إليك يوماً ما الآن نحن سَيكونُ عِنْدَنا كُلّ الوَقت |
zamanımız var, o noktaya gidebiliriz. | Open Subtitles | لدينا الوَقت. نحنُ فى طريقنا إلى هذا. |
Müdür Glynn, Giles kelepçelenmeden içeri sizi almamamı söyledi. Bekleyecek zamanım yok. | Open Subtitles | ما لَم يكُن جايلز مُقيَّداً - ليسَ لدي الوَقت للانتظار - |
Söyleyebileceğim birçok şey ve söylemek için bir sürü zamanım var. | Open Subtitles | لدي الكثير لأقولَه و الوَقت الكثير لذلك |
İtmeye devam et. Sürekli sağına güvenme. | Open Subtitles | عليكَ أن تَستمِر باللَكم لا تَعتَمِد على اليَد اليُمنى طوالَ الوَقت |
Ağlayıp durursun hep | Open Subtitles | تبكي طول الوَقت |