günün birinde gencin ona ihtiyaç duymayacağını düşünmeye başladı . | Open Subtitles | فكّرَ في اليومَ الذي قَدْ يأتي للولد يكون ليس بحاجةً للعجوز ؟ |
Sanırım bu koca günün ardından hak ettim, delikanlı. | Open Subtitles | أعتقد أَستحقُّ واحد بَعْدَ أَنْ اليومَ كَانَ عِنْدي، فتيان. |
Kendine ait hiçbir şeyin yok, sadece günün birinde birisinin çıkıp seni daha iyi bir şekle sokmasını bekliyorsun. | Open Subtitles | لا شيء تنتظرُ اليومَ الذي يحولك الى نموذج افضل |
Hayatımın en mutlu günüydü. | Open Subtitles | كَانَ اليومَ الأكثر سعادةَ في حياتِي. |
Hayatımın en mutlu günüydü. | Open Subtitles | هو كَانَ اليومَ الأكثر سعادةَ حياتِي. |
Üzgünüm, sızlanma ya da başka bir şey yapmak istemem sadece günün çoğunu bu şey çalışsın diye harcadım. | Open Subtitles | لا أقصد تقديم شكوى أو أي شيء الأمر فقط أنني قضيتُ اليومَ للتأكد بأن هذا كَانَ شغّال |
Ne atış! Artık günün boşa geçmediğini biliyorum. | Open Subtitles | انظر لهذه الضربه- الآن أَعْرفُ ان اليومَ ما كَان مضيعه- |
Yani bu günün geleceğini biliyordum. | Open Subtitles | أعني, لقد علمتُ بأنَّ هذا اليومَ سيأتي |
Bütün günün yorgunluğunu alır. | Open Subtitles | تمْحو وساخَة اليومَ. |
günün sonunu getiremeyeceksin. | Open Subtitles | أنت لَنْ تَدُومَ اليومَ. |
günün sonunu getireceğim. | Open Subtitles | -[ ضحك] - أنا سَأَدُومُ اليومَ. |
günün geri kalanında onunla olacaksın ve onu etkileyeceksin ve hastaneden de etkilendiğinden emin olmalısın. | Open Subtitles | (ديكسن ) وستقضين اليومَ بطولهِ معها، وستبهرينها وستعملينَ على ضمان أن يبهرها هذا المشفى |
Ama bugün senin şanslı günün. | Open Subtitles | لكن اليومَ هو يومُ سعدِك. |
- Buldog günün kahramanıymış. | Open Subtitles | - بولدوغ وفّرَ اليومَ حقاً. |
Senin müziğe hiç kabiliyetin olmadığını öğrendiğim gün hayatımın en üzücü günüydü. | Open Subtitles | اليوم إكتشفتُ أنه ما كَانَ عِنْدَكَ موهبةُ موسيقيةُ مطلقاً... - كَانَ اليومَ الأكثر حزناً مِنْ حياتِي. - آسفه. |