Guilford Hukuk Fakültesinden mezun olan Leonard Winstone vefat etmiş. | Open Subtitles | ليونارد وينستون الّذي تخرّج من مدرسة جيلفورد للقانون قد مات |
Buralarda azıcık mantıklı olan tek kişiyle baş başa kalmaya. | Open Subtitles | ذاهب لأستجدي رفقة الشّخص الوحيد الّذي يتعامل ببعض المنطق هنا |
O bu gezegendeki asla zarar vermek istemediğim tek kişi. | Open Subtitles | إنّه الشخس الوحيد بهذا الكوكب، و الّذي لا أرغب بأذيته. |
Kalbinden söyleyen kişi Kazanacaktır | Open Subtitles | الشَخْص الّذي يُغَنِّي من قلبه هو الفائز |
Wade'a ateş eden O muymuş, bir sorun. | Open Subtitles | سل هذه القطعة من الفضلات إن كان هو الّذي أطلق النار على ويد اسأله.. |
kim seni böyle korkuttu, Alexander? | Open Subtitles | ما الّذي يخيفك إلى هذا الحدّ يا أليكساندر |
Yaşlı bir erkekte bir sakınca yok ama iki böbreği de çalışan bir erkek tabu oluyor. | Open Subtitles | فهمت، رجلٌ مسنٌّ لا بأس به لكنّ الّذي كليتاه لا تزالان تعملان مُحرّمٌ |
Aradığım adam sıradan biri olmalı. | Open Subtitles | الرّجل الّذي أبحث عنه من المستحسن أن يكون من أصول ريفيّة |
Conrad'ın düğünündeki fotoğrafçı ile Tim ve Donna'nınki aynı adam | Open Subtitles | الرّجل الّذي صوّر عرس كونرد أيضًا صوّر تيم و دونا |
Bununla birlikte, silah soygunlarını yapan esas oğlan bir zamanlar yakın arkadaşımdı. | Open Subtitles | على كل حال الخصم الّذي بلا ريب يقوم بالسرقة كان في ما مضى صديقاً مقرباً لي |
Dünyadaki tek insan Bu kadar iğneleyici son sözleri olan. | Open Subtitles | هي الشخص الوحيد في العالم الّذي قال كلمات أخيرة تهكميّة |
Yapmaya çalıştığım şey, hayatını adadığı bir ilacı kaynakları onu tamamlamak için yeterli olan bir şirketin ellerine bırakmak. | Open Subtitles | ما أرغب بفعله هو وضع العقار الّذي كرّس حياته من أجله في أيدي الشّركة الّتي تملك مصادر كافية لإنهائه |
Ayrıca, onun yerini alacak olan büyüleyici güzelliği görseydi, bu kalbini yeniden kırabilirdi. | Open Subtitles | بالإضافة إلى ذلك إذا رأت كلّ هذا الجمال الأخّاذ الّذي سيخلُفها سيحطّم ذلك قلبها مرّةً أخرى |
Patriot'lar sonunda ihtiyacı olan defans oyuncusunu aldılar. | Open Subtitles | فريق الباتريوتس حصلوا أخيراً على الظّهير الّذي يحتاجونه |
Patty Hewes yapamamışken Tobin ailesini alt eden kişi siz olabilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنكَ ان تكون الشخص الّذي قام بالاطاحة بعائلة توبن عندما لم تستطع باتي هيوز من عمل ذلك |
Hindistan'da bunu yapan kişi bugünkü değeri 3milyon dolar olan bu parçayı kullanabilirdi. | Open Subtitles | أراهن أنّ الهندي الّذي صنع هذهِ، يمكنه شراء ثلاثة مصانع اليوم. |
Sadece silahların gücüne inanan kişi, fakir bir askerdir. | Open Subtitles | ولكن الّذي يضع إيمانهُ فقط في الأسلحة إنّهُ لجنديٌّ ضعيف |
Az önce gerçek Ajan Lennox olduğunu iddia eden biri aradı. | Open Subtitles | نحن فقط حصلنا على النداء من شخص ما إدّعاء الّذي سيكون وكيل لينيكس. |
Ona tecavüz eden herif güçlü bir avukat tutmuş ve salıverilmiş. O da diğer üç kadına tecavüz etmeye devam etmiş. | Open Subtitles | الرّجل الّذي اغتصبها استأجر محاميًا كبيرًا و خرج، استمرّ لاغتصاب ثلاثة نساء أخريات، ـ |
kim ateş ediyor? | Open Subtitles | من الّذي يطلق النار؟ من الّذي يطلق النار؟ |
O ufak şişeyi almak sağlık problemlerini kesinlikle çok uzun bir süre çözmüş oluyor, değil mi? | Open Subtitles | الأمر الّذي سيحل مشاكلك الصحية لفترة طويلة أليس كذلك؟ |
Mesela kiliseden ayrılmandan hoşlanmayan biri? | Open Subtitles | ربّما عضو كنيسة الّذي .. الّذي قد لا يحبّ |
Tüm bu topraklar yasadışı rodeo alanı sahibi aynı adam tarafından sahiplenildi. | Open Subtitles | كلُّ هذه الأرض يملكُها نفسُ الرجل . الّذي يقيمُ مسابقاتٍ غير قانونيّة |
Bunu bana yapan Tanrı değilse, kim peki? | Open Subtitles | إذا ليس اللّه الذي يعمل هذا إليّ, ثمّ الّذي ؟ |
Ve bu da biraz önce vurduğun Damon Salvatore. | Open Subtitles | -و هذا (دايمُن سلفاتور) ، الّذي أرديتيه توّاً . |