| Beni istediğin kadar kedi gibi okşayabilirsin, ama telefon dolabımda güvende. | Open Subtitles | اشعري بالحريه فى ضربي ايتها القطه لكنه في امان فى صندوقي |
| Shakespeare'i ifşa etmeyip, sırrımı güvende tutacağına söz ver bana. | Open Subtitles | عدني ان تبقي سري في امان وأنك لن تفضح شكسبير |
| Aman bu ay Londra ya gitmek istiyor. | Open Subtitles | ايها الكاهن.امان يريد ان يرجع الى لندن هذا الشهر |
| Aman, hatta kimin olduğunu bilmiyorum? | Open Subtitles | امان لا ادرى من هو الذى يتكلم على الهاتف؟ |
| Ve üstelik güvenli, üstelik de kıçımı gerçek şömine ateşinde ısıtabiliyorum. | Open Subtitles | و كمان هنا امان و ممكن هنا اسخن امبولتى فى الدفايه |
| Tüm bilgisayar güvenlik sistemlerini ben tasarladım. Bu büyük bir yük, dostum. Selam. | Open Subtitles | أجل,حسنا,لقد قمت بتصميم جميع انظمة امان الحاسوب الخاصه بهم حسنا,هذا عبء ,ياصديقي مرحبا |
| Mina güvende, ama bu gece yine gözetlemeliyiz. Biraz dinlenin. | Open Subtitles | مينا فى امان الان ولكن يجب مراقبتها ثانية الليلة اخذ قسط من الراحة |
| Amerika'da bu sayede güvende yaşıyoruz. | Open Subtitles | ذلك سبب مجيئنا الى امريكا نستطيع ان نعيش في امان ونحظى بحياة جيدة |
| Jenkins aramayı asla bırakmazdı ve ben Academy Club'te güvende değildim.. | Open Subtitles | جينكنز لن يتوقّف عن البحث، وأنا لم اكن في امان في نادي الأكاديمية |
| Bu arada, sen de, çubukların arkasına güvende, hayvan senin insafına kalacak, ve istediğin zaman onu vuracaksın. | Open Subtitles | ويصبح الوحش تحت رحمتك بينما انت فى امان خلف القضبان وتطلق عليه النار متى تشاء |
| Pekala, artık ceketiniz yatağın üstünde güvende olduğuna göre tekrar salona gelebiliriz. | Open Subtitles | حسنا الان ومعطفك فى امان فى الغرفه يمكننا العوده لغرفه المعيشه |
| Prensesimiz güvende. Parlak geleceğimiz ise çok yakında. | Open Subtitles | اميرتنا في امان ومجدنا العظيم اصبح في امان |
| Aman biliyorsun, o kampa her yıl giderim. | Open Subtitles | ولكنك ستذهبين لمده شهر امان ولكنك تعرف انى اذهب الى المعسكر الصيفى كل عام |
| Aman, düğün aralıka kadar olmayacak, neden bu arada Londra ya gidip gelmiyorsun? | Open Subtitles | امان الزواج محدد فى شهر ديسمبر لماذا لا تسافر الى لندن وترجع |
| Aman bana evleneceğinizi söyledi. | Open Subtitles | انت لم تخبرينى لقد اخبرنى امان انكم ستتزوجون |
| Bütün gece Düşündüm, Acaba şu aptal Aman hakli olabilir miydi? | Open Subtitles | استمريت بالتفكير طوال الليل هل كان امان على حق؟ |
| Tüm bildiğim, bu insan eliyle yapılan kutsal eseri güvenli yere götürmek. | Open Subtitles | كل ما أعرفه أنه علينا وضع هذه القطعة الثرية المقدسة في امان |
| Seni bu yüzden buraya getirdik, güvenli olabileceğin bir yerdesin. | Open Subtitles | لهذا السبب جئنا بك الى هنا حتى تكوني في امان |
| güvenli bir şekilde gittiğini görmek çocuk için iyi olur. | Open Subtitles | سيكون في صالح الفتى أن يراك وأنت راحل في امان. |
| -Farkettiyseniz kask veya güvenlik yeleği giymiyoruz. | Open Subtitles | ستلاحظون اننا لا نرتدى خوذ او احزمة امان |
| Giysi konusunda güvendeyiz. O kuru temizlemecide. | Open Subtitles | نحن فى امان بالنسبة للفستان لأنه فى المغسلة |
| Bakanlık olarak insanların güvenliği için elimizden geleni yapıyoruz. | Open Subtitles | مكتبي ونبذل كل ما بوسعنا للتأكد من أن الناس في امان. |
| Pekâlâ, öldüğüne göre Güvendesin. Şimdi, ne öğrendin bakalım? | Open Subtitles | حسنا لقد مات واصبحت في امان ، ماذا اكتشفت ؟ |
| Tabi o da tüm dağcılar gibi önce güvenliğini düşünür. | Open Subtitles | مثل كل متسلقوا الجبال لابد من خط امان اولا |
| Yüzbaşı. Oturun, güvendesiniz. Şans'tan mı bahsetmek istiyorsun? | Open Subtitles | اجلس كابتن انت فى امان هل تريد ان تتكلم عن هذا |
| Tek emniyet kemeri burada. Bilirsin, önce emniyet. | Open Subtitles | انا عندى حزام امان هنا فقط والامان له اهميه أولى |
| Arkamda gördüğünüz gibi tüm rehineler sağ salim kurtuldu. | Open Subtitles | وايضا ربما كما تستطيع المشاهده من خلفي ان كل الرهائن اصبحوا في امان |
| Hayır, affedin beni. En azından burada güvendeyim. | Open Subtitles | لا ,سامحنى ,انا فى امان هنا على الاقل |
| "Sığınak" iste. | Open Subtitles | اطلبي امان الكنيسة |