Rus kökenli bir kadın olarak, neredeyse hayatı boyunca orada yaşamış olmasına rağmen, her zaman biraz yabancı hissetti. | TED | كانت دائمًا تشعر بأنها دخيلة على المجتمع، بالرغم من أنها قد عاشت هناك معظم حياتها، امرأة من أصل روسي. |
Tek söylediği, istasyondan bir kadın aldığı ve onu göldeki otele götürdüğü. | Open Subtitles | كل ما قاله هو أنه أقل امرأة من المحطة وأخذها لفندق البحيرة |
Bu köyden bir kadın gece, babasını ormanda yürürken görmüş. | Open Subtitles | امرأة من هذه القرية رأت ابوها يمشي في الغابة بالليل |
Batı Virjinya'da annesinin cenazesine giden bir kadınla karşılaşmıştım. | TED | ذهبت إلى امرأة من غرب ڤيرجينيا في طريقها لجنازة أمها. |
Sekiz yıldır bir kadınla kurduğum en iyi ilişki bu. | Open Subtitles | هذه هي أفضل علاقة لم أكن مع امرأة من ثماني سنوات. |
51. asırdan bir uzay gemisi, 18. asırdan bir kadını sinsice izliyor. | Open Subtitles | سفينة فضائية من القرن الحادي والخمسون تترصد امرأة من القرن الثامن عشر |
Benim marushamdan bir kadının buraya gelmesini kolay bir şey mi sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقدين أنه من السهل على امرأة من مستوايا لتأتي هنا ؟ |
Mary'nin hikayesiyle başlamak istiyorum. Afrika köylerinden bir kadın. | TED | أود أن أبدأ بـقصة مريم, امرأة من قرية أفريقية. |
Geçenlerde Oregon'lu bir kadın bunun nasıl olacağını tecrübe etmiş. | TED | مؤخرًا هناك امرأة من أوريغون إختبرت شيئًا كهذا. |
Onun yaşındaki orta-üst sınıftan gelen bir kadın normalde o yaşta evlenir veya ailesinin korumasında üniversitede okurdu. | TED | امرأة من عمرها من عائلة من الطبقة الوسطى في الحقيقة تزوجت في ذلك السنّ أو درست في الجامعة مع حماية عائلتها. |
Yıllar önce bir kadın, işyerinde tacizden şikâyet ettiğinde... kimse ona inanmazdı. | Open Subtitles | منذُ سنواتٍ خَلَت لو اشتَكَت امرأة من التحرُّش الجِنسي في العمَل |
Tibet'te bir kadın onu benimle bir Radio Head albümü için değişti. | Open Subtitles | امرأة من التبت أعطته لي في مقابل جهاز تسجيل |
Kutuyu bulan bir kadın olduğuna göre geleneği bozmak olmaz. | Open Subtitles | وبما ان امرأة من وجدت الصندوق, لا ارى سببا لكسر هذا التقليد. |
100 dolara bir kadın biliyorum, bir bakışıyla sizi altüst ediyor. | Open Subtitles | أنا أعرف امرأة من أجل 100 دولار سوف تضرم النار في منزلكم |
Savcılıktan bir kadın geldi. | Open Subtitles | لقد تحدثت معي امرأة من مكتب المدّعي العام |
"Daha önce bir kadın için hiç böyle şeyler hissetmemiştim." | Open Subtitles | أقول "لم ينتابني قط ذلك الشعور حيال امرأة من قبل" |
Daha önce hiç bir kadınla böylesine bir başarım olmamıştı. | Open Subtitles | أنا لم احصل أبدا علي هذا النوع من النجاح مع امرأة من قبل |
Seni bir kadınla ilgili hiç bu kadar gergin görmemiştim. | Open Subtitles | أنا لم أراك أبدا متوترا على امرأة من قبل |
Kilisedeki nefret ettiğim bir kadınla gitmek zorunda kalmıştım. | Open Subtitles | اضطررت للذهاب مع امرأة من الكنيسة و التيأكرهها |
Bir aziz olduğunu söylemiyorum, ama bir kadını tecavüzden kurtarmıştı. | Open Subtitles | لا أقول بأنه مقدس ولكنه قام بإنقاذ امرأة من الإغتصاب |
bir kadını evinden çıkarmak için neredeyse içeriye gaz verecek birinden tavsiye aldığıma inanamıyorum. | Open Subtitles | حسناً , انا لا يمكننى ان اصدق اننى أخذ نصيحة من شخص يريد تدخين امرأة من منزلة |
14 Ağustos 1947'de, saat gece yarısına doğru ilerlerken Bombay'daki bir kadının doğumu başladı. | TED | في 14 أغسطس 1947، امرأة من مومباي يأتيها المخاض في مُنتصف الليل. |
Bak, daha önce onun bir kadına vurduğunu hiç duymadım. | Open Subtitles | اسمع، لم يسبق لي أن عرفته ليهاجم امرأة من قبل |