Evet, intihardı, ama rapora göre... intihar ettiği zaman, üç haftalık hamileymiş. | Open Subtitles | بالفعل ، ولكن التقرير يقول أنها عندما انتحرت كانت حامل بالأسبوع الثالث |
Amy Dudley intihar etti ve Robert tüm suçlamalardan beraat etti. | Open Subtitles | بأن ايمي دادلي انتحرت وان روبرت قد برأ من كل التهم |
Ve diğer hediye ise büyük annemin fotografı idi, intihar etmişti. | TED | و الهدية الأخرى كانت صورة لجدتي، التي انتحرت. |
İki. Çünkü 3. gün annem kendini öldürmüştü, biraz da ona ağlamıştım. | Open Subtitles | لأن والدت انتحرت في اليوم الثالث فبكيت عليها |
Kurbanlarından biri, tecavüzcünün onu hamile bıraktığını fark edince kendi canına kıydı. | Open Subtitles | احدى الضحايا انتحرت عندما اصبحت حاملا من المجرم |
''Sırça Fanus''un yayımlanmasından kısa süre sonra, Plath 30 yaşındayken intihar etti. | TED | بعد نشر "الناقوس الزجاجي" بفترة قصيرة، انتحرت سيلفيا بلاث بعمر ال30 عاماً. |
Eğer pozisyonu düşünülürse intihar olması mümkün değil. | Open Subtitles | نجد انه من المستحيل ان تكون صديقتكِ قد انتحرت علي هذا الوضع |
Lütfen anlayın bayım bu bir intihar değil cinayet. | Open Subtitles | علي ما اتذكر انني لم اقل لك انها انتحرت قلت لك انها ماتت بالرصاص |
Burada yazdığına göre 1980'de intihar etmiş. | Open Subtitles | فى الواقع, مذكور هنا أنها انتحرت عام 1980. |
Ve tüm bu süre zarfında bebeğimizin intihar ettiğini düşündük. | Open Subtitles | وكل هذا الوقت كنا نظن أن طفلتنا قد انتحرت. |
Filmin kahramanı bir sabah, yıllar önce intihar ederek ölmüş olan karısını bulur. | Open Subtitles | وجد بطل الفيلم أمامه ذات صباح زوجته المتوفاة التي انتحرت قبلها بأعوام |
İntihar ettiğini söylediler ama burada gördüğünüz gibi zehirlenmiş. | Open Subtitles | قالوا في التحقيق بأنها انتحرت ولكن كما ترى هنا بأنها وجدوا عليها مخدرات |
İki sene önce, 15 Mayıs: Sugiuchi Yukiyo, 29 yaşında, intihar etti. | Open Subtitles | منذ سنتين بتاريخ 15 مايو انتحرت يوكيو 29 |
Muhtemelen kendini gazla zehirleyerek intihar etmiş. | Open Subtitles | من المحتمل أنها انتحرت باستنشاق الفحم المحترق |
Bizi hastası için terk etti, annem intihar etti ve ben de yalnız büyüdüm. | Open Subtitles | أنه تركنا من أجل مريضة انتحرت أمي، وربيت وحيداً |
Sizi öldürmeyi ve intihar süsü vermeyi düşünüyordum. | Open Subtitles | كنت أتطلع لأن اقتلك وأن اجعلها وكأنك انتحرت |
Belki tümörle savaşmaya karar vermişti. Bunlar intihar ettiği anlamına gelmez. | Open Subtitles | ولعلّها كانت مصمّمة على مكافحته، هذا لا يعني أنّها انتحرت |
Ayrıca intihar ederek ölenlerin cezalandırılmasıyla ilgili anlatılanlar da doğru değil. | Open Subtitles | انه ليس سيئا جدا هنا وليس صحيحا ما يقولونه انه سوف تعاقبين لو انك انتحرت |
Ve sevdiğim kadın gözlerimin önünde kendini öldürdü. | Open Subtitles | والمرأة التى أحبها انتحرت للتو أمام عينىّ |
kendini o zavallı bebeğe yaptıklarından dolayı öldürdü. | Open Subtitles | لكن انتحرت لشعورها بالذنب تجاه الطفل المسكين |
Beth canına kıydı ve böylece Susan bir böbrek buldu. | Open Subtitles | بيث انتحرت مما أدى بسوزان للحصول على كلية |
Bu intihara meyilli olduğunu değil, haklı olduğumu gösterir. | Open Subtitles | يعني هذا أنني كنت محقاً لا يعني أنها انتحرت |
kendisini asan sınıf arkadaşımız. | Open Subtitles | زميلة لنا في الصف انتحرت شنقاً. |