Bu tvitin sonuçlarından biri güvenli ve özgür bir internet mücadelesi yapanlarla, diğer müttefik ve aktivistlerle bağlantıya geçmem oldu. | TED | جزء مما نتج عن هذه التغريدة أني تواصلتُ مع الحلفاء وغيرهم من النشطاء الذين يقاتلون من أجل انترنت آمن وحر. |
Pekala, size bir lüks paket ile birlikte hızlı internet hazırlıyorum. | Open Subtitles | حسناً, سأعطيك تخفيض لواحدة من باقة الديلوكس مع اتصال انترنت سريع |
Tel Aviv'in merkezindeki bir internet kafeden wifi ile bağlanmış. | Open Subtitles | متصلة بشبكة لاسلكية في مقهى انترنت في منتصف تل أبيب |
Ve konuşmak istediğim web tabanlı içeriğin ne gibi bu konu hakkında ilgili olacağı. | TED | وأريد التحدث عن ما الذي قد تبدو عليه شبكة انترنت تعتمد فكرة الصلة. |
bir internet istiyorum. Sağlık hizmeti alabileceğim, | TED | أريد شبكة انترنت يوجد بها، على سبيل المثال، أساس جيد للديموقراطية. |
Eğer bunu hemen anlayan biri varsa, o da İsveçli internet tasarımcısı, Stockholm’de arama motoru optimizasyonu uzmanı olan Nikke Lindqvist'tir. | TED | و إذ كان هناك شخصٌ قد فهم فورًا هذا، كان مطور انترنت سويدي، خبير محرك البحث الأمثل في ستوكهولم يسمى، نيكي لينكفيست. |
Eğer, bu tür telefonlardan birini Avrupa'da kullanırsanız, hangi internet noktasında olduğunuzu anlamayacaktır. | TED | وايضا تلك حقيقة انه اذا استخدمت تلك الهواتف خارج البلاد لا تعلم تلك الهواتف على اي شبكة انترنت انت متصل |
Bir hafta önce ilk defa İnternet'te dört satır vardı. | TED | الأسبوع الماضي, وللمرة الأولى, حصلوا على 4 خطوط انترنت |
Söylemem gerekir ki, şimdi bu hilesiz bir program parçası, bu gerçek bir internet tarayıcı ve aslında bir Google sitesi ve bugün canlı olarak test edeceğiz. | TED | و يجب أن اخبركم، حالاً، هذا جزء برنامج محض، هذا متصفح انترنت و هذا موقع جوجل الحقيقي، و سنقوم بتجربته اليوم مباشرةً. |
Bunları ayrı bir internet sitesinde takip ettiler. | TED | و تابع الاعبون هذا الأمر على موقع انترنت منفصل. |
Biz doğanın göbeğinde oluruz. Araba yok, telefon yok, internet yok. | Open Subtitles | نريد شيئا طبيعية لا هواتف لا سيارات ولا انترنت |
Bu adamdan hiçbir şey öğrenemeyeceğini biliyorsun,... ve onun bilgisayarı da, burayı İnternet Cafe'ye çevirir. | Open Subtitles | وجهاز الحاسوب الخاص به يجعل هذا المكان يبدو كمقهى انترنت |
İnternet, çıtırlar ve içkiler. | Open Subtitles | انترنت لا سلكي , فتيات مثيرات , شراب مثلج |
Geçen bahar okula yakın bir internet kafe saldırıya uğramış. | Open Subtitles | الربيع الماضى، بالقرب من المدرسة مقهى انترنت تمت مهاجمته |
İki kişinin resmini koyduğunda çocuklarının nasıl olacağını gösteren bir internet sitesi var. | Open Subtitles | هناك موقع انترنت يمكنك ان تدخل اليه صور شخصين وترى كيف سيبدو أطفالهم الذين لم يولدوا بعد |
Sana söylediğim gibi, tatlım, bir internet işi. | Open Subtitles | لنه مثل ما اخبرتكِ عزيزتي انه عمل انترنت |
Tam olarak bilgisayar değil, dikkatini çekerim daha çok taşınabilir internet cihazları üzerine, doğru şekliyle. | Open Subtitles | وليس حاسبات , اسمحى لى أنا مصنع برامج انترنت , لأكون محدداً |
Ve web'in birliği isole edilmiş halde bize bırakılırsa o bunları hiç yapmayacak. | TED | ولن تقوم بذلك إن تركتنا منعزلين في شبكة انترنت فردية. |
Ayrıca forumda oturum açmak için her zaman farklı bir IP adresi kullanıyor. | Open Subtitles | إنّه أيضا يستخدم عنوان حاسوب مختلف في كلّ مرّة يدخل مقهى انترنت |
Geçen hafta herifin biri beni Wi-Fi modemi yapmaya çalıştı! | Open Subtitles | الاسبوع الماضي ، هناك رجل حاول أن يحولني إلى مركز مشاركة انترنت حيّ |
İnternetiniz var mı? | Open Subtitles | هل يوجد انترنت هنا؟ |
İsrail'de sekiz ay çalışmış, onra da internetten ders almış ve dinler arası tören yöneticisi olarak atanmış. | Open Subtitles | لقد قضى 8 شهور فى "اسرائيل" فى "كيبوتز". ثم اخذ دورة انترنت وأصبح مقدّرا كوزير إيمانى. |
Öyle bir internetim olmalıydı ki babaannem bile kullanabilmeliydi. | TED | فكرت أنني بحاجة إلى انترنت يمكن لجدتي أن تستعمله. |
mahremiyetimi koruyabileceğim ve araştırma yapan tıp bilginlerinin beni tedavi ederken tonlarca bilimsel veriye ulaşabileceği bir web istiyorum. İnternetsiz yüzde 60'ın da | TED | أريد شبكة انترنت تمكنني من الحصول على خدمات صحية ذات خصوصية وحيث تتوفر الكثير من البيانات الصحية والتجريبية للعلماء ليتمكنوا من عمل الأبحاث. |