"انت على حق" - Translation from Arabic to Turkish

• Haklısın
• Haklısınız
• Haklıydın
• Haklı
• Doğru
• Haklıymışsın

Evet, Haklısın. Oraya gidip, benimle yüz yüze konuşmasını sağlayacağım.
نعم,انت على حق سوف اذهب لها ,وسأتحدث معها وجه لوجه

Oradaki şeyler oldukça zararsız görünüyor. Haklısın arkadaşım.
كل شئ هناك يبدو غير مؤذى انت على حق يا صديقى

Evet, belki de Haklısın. Oraya kendim koymuş olmalıyım.
نعم, ربما انت على حق كان لابد وان اضعها هناك بنفسى

- Belki birisi tabloyu hatırlayacaktır. - Doğru, Haklısın. 12.17 itibarıyla ipucu şeması şöyle:
ربما قد يتذكر احد الصورة نعم, انت على حق . الآن, السبورة تعطينا ما يلى:

Ve tabii ki, herkes anladı. Herkes "Evet, tabii ki, tamamen Haklısınız.
وطبعا قال الجميع .. نعم حتما انت على حق

Çok Haklısın. Hayatımda onun kadar yalan söyleyen görmedim.
انت على حق, انا لم ارى اى شخص يقول هذا الكم من الأكاذيب

Haklısın, Horace. Her zaman bir gerekçen... Hayır!
انت على حق , هوراس دائما يكون لديك أسباب

Bunu ne şekilde ifade ettiysen Senkenberg, son derece Haklısın.
أياً كان ما تقصده بذلك يا سنكنبيرغ انت على حق تماماً

Haklısın, bugün ayın 15'i, ama diğerlerinden daha avantajlı değilsin.
انت على حق انه الخامس عشر ولكن لم تعد لديك ميزة التقدم على الآخرين

Lanet olsun Haklısın, evet yapabilirim. Şimdi senin için iki kelime geliyor: Kapa çeneni!
اللعنة , انت على حق , لدى كلمتين لك إغلق فمك

Belki Haklısın, evlat. Belki olmamalıyım.
حسنا , ربما انت على حق يا فتى ربما ما كان على ذلك

Ama kabul ediyorum, final konusunda Haklısın.
لكنى اعترف , انت على حق بالنسبه الى الخاتمه , جون

Evet, İskoçya-Brezilya'ydı, Haklısın.
حقاً، كانت اسكتلاندا والبرازيل، انت على حق.

Haklısın. Tatlıları getirdiğinde özür dilerim. Zaten birazdan getirir.
انت على حق,ساعتذر لها عندما تاتينا بالتحليه التي قد تكون في طريقها الان لنا

Evet. Evet Haklısın. Senin pis kokun kadar güçlüsü yok.
نعم، انت على حق لا توجد قوة هنا أكبر من رائحتك النتنه

Evet, Haklısın. Senin favorilerini elimde bulundurmalıydım.
اوه انت على حق يجب علي ان اوفر ما تحبه وتفضله

Haklısın, Madenci. Andy büyümesine engel olamam.
انت على حق ايها المنقب لن استطيع منع اندى من النضوج

Haklısın. Hiçbir zaman o tip bir kahraman olamayacağım.
انت على حق ،، انا لن اكون من هذا النوع من الأبطال

Haklısınız. Zaten sabaha balon gibi olacak.
ربما انت على حق,تنتفخ مثل البالون فى الصباح على اى حال

Beni seç! Hayır, Haklıydın! Evliliğime bir şans daha vermeliyim.
لا انت على حق يجب ان اعطى زواجى فرصة ثانية

Gördünüz mü, Haklı çıktım! O gece otelde bizi dinleyen biri vardı.
انت على حق, لابد من وجود من كان يسمعنا فى الفندق

Doğru ya, böyle bir şeyi hiçbir koşulda yapmayacağımdan olsa gerek.
حسنا, انت على حق هذا بسبب انه شيئا لا افعله أبدا

Aman Tanrım, Jason, Haklıymışsın. Çok güzel.
يالهي جايسون , انت على حق انها جميلة جدا