İşte o an ortalık cehenneme döndü. | TED | حسناً، هنا حيث انقلبت الدنيا رأساً على عقب. |
Bunun yerine, tarafından soyuldum, ateş edildim, 20 takla atan bir otobüsteydim, baştan aşağı cam kırığına bulandım - | Open Subtitles | وبدلا من ذلك كنت أنا مفلس ، واطلقت علي ، النار وكنت في الحافلة انقلبت أكثر من 20 مرّة |
Bütün gazeteler yazıyor. Sana bu şekilde nasıl düşman olur, anlayamıyorum. | Open Subtitles | الأمر بكل الجرائد، لا أستطيع أن أفهم كيف انقلبت عليك على هذا النحو |
Klon birliklerim bana ihanet etti. Yardıma ihtiyacım var. | Open Subtitles | قواتي المتجانسة انقلبت علي احتاج الى المساعدة |
Önce vasküler zedelenme, felç ya da ters dönmüş embolus sanmıştım... ama nörolojik olarak sağlam olduğuna göre, sara krizi olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد ربما قد تضررت أوعيته الدموية، أو تعرض لسكتة الدماغية، وصمة انقلبت. ولكنه ليس ضرر عصبي حتى أني أفكر بأحتجازه الآن. |
Dedikodular yüzünden bütün okulun ve kasabanın Tommy'e cephe aldığını söyledi. | Open Subtitles | انقلبت عليه بناء على اشاعة فحسب |
Thinman kurbanlarını izler ama işler değişti dostlarım. | Open Subtitles | الرجل النحيل يطارد ضحاياه، لكن الطاولة انقلبت يا أصدقائي |
Kamyonu devrilmiş. Emniyet kemerini takmamış. Kalp krizi geçirmiş. | Open Subtitles | انقلبت به الشاحنة ولم يكن يضع حزام الأمان. |
Belki sırtını döndün ve birisi seni yere sardı. | Open Subtitles | لربما تكون قد انقلبت على ظهرك وضربك أحدهم |
Ürkeklerdi ve bir yerlerde doğal düzen tersine döndü. | TED | لقد كانوا جبناء وفي وقت ما انقلبت الموازين |
Sonra yere kapaklandı, sırtının üzerinde tekrar döndü ve tekrar aynı hakereti yapmayı başardı, 12 poundluk bedenini bir kahve masasının altına yuvarladı. | TED | ثم انقلبت واستقرت على ظهرها ومنذ أن فعلت ذلك ، استطاعت فعله مجدداً. تلف وتثني جسدها الذي يبلغ وزنه 12 رطلا تحت الطاولة. |
Bunu Maris için almıştım ama açıklanamayan bir şekilde Maris'e karşı döndü. | Open Subtitles | لقد اشتريتها لماريس ولكن فجاءة وبطريقة غير مبررة,انقلبت ضدها |
- takla atan bir otobüsten çıktın, normaldir. | Open Subtitles | انت انقلبت مع الباص ,لم يقل احد ان هذا لن يؤلم |
Hemen üzerime ateş edildi. 17 takla atan bir otobüsteydim. | Open Subtitles | وكنت عرضة لاطلاق نار كنت في حافلة انقلبت أكثر من 17 مرة |
Gemi sanki canlanmıştı. Kendi gemim bize düşman olmuştu. | Open Subtitles | دبت الحياة في حبال الأشرعة، سفينتنا انقلبت ضدنا! |
Korra, Şef Unalaq'ın kendisine ve babasına ihanet ettiğini öğrendikten sonra, ona karşı geldi ve iç savaşı başlatmış oldu. | Open Subtitles | بعد أكتشاف كورا , بأن الزعيم أونولاك قد خانها وخان والدها هي انقلبت ضده , مما أثار حرب أهلية |
ters döndü ve sanki üzerine basılan bir hacıyatmaz gibi zarifçe süzülerek battı. | Open Subtitles | -لقد انقلبت وغرقت دون أدنى حركة -كما يغرق البرميل في بركة من المياه |
Sence sebepsiz yere mi ona cephe aldım? | Open Subtitles | هل تعتقد بانني انقلبت عليه بدون سبب؟ |
Madem masalar değişti neden sana merhamet edeyim ki? | Open Subtitles | والآن قد انقلبت الأحوال لماذا علي أن أرحمك؟ |
Dexter Jones, 25. Minibüs üstüne devrilmiş. Kemeri yokmuş. | Open Subtitles | دكستر جونز، عمره 25، انقلبت به الشاحنة ولم يكن يربط حزام الأمان. |
Beni, tahtımı, geleceğimi kurtarmak için kendi yurttaşına sırtını döndün. | Open Subtitles | انت انقلبت ضد رجل دولتك لتحميني عرشي , مستقبلي |
Sekizinci Cadde'de Krispy Kreme kamyoneti devrilmişti de. | Open Subtitles | كانت هناك شاحنة "كريسبي كريم" التي انقلبت في الجادة الثامنة |
Sonra da kendi çıkarların için onlara sırt çevirdin. | Open Subtitles | ثم انقلبت عليهم... بمجرد كان ذلك لمصلحتك. |
Oyun ters tepti galiba ama yine de şanslıyız. | Open Subtitles | حسناً، هذه اللعبة انقلبت علي ولكن حظنا جيد |
Evet, çöp dubaları kasırgada alabora oldular. | Open Subtitles | أجل .. بارجة النفايات انقلبت أثناء الإعصار |